3. Hukuk Dairesi 2019/2596 E. , 2019/4308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında 01/05/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, kira sözleşmesi uyarınca davalı kiracının iki ay önceden haber vermek şartıyla kiralananı tahliye edebileceğini, ancak kiracının bu şarta uymayarak kiralananın 3 ay boş kalmasına sebep olduğunu belirterek 3 aylık kira bedeli ile davalının kiralanana vermiş olduğu zararın bedeli olarak 8.185 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, tahliyenin davacı kiraya verenin bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştiğini, kiralanana herhangi bir zarar verilmediğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, kiralanandaki hasarların kötü ve hor kullanımdan kaynaklanmadığı, olağan kullanımın sonucu olduğu gerekçesiyle hor kullanma tazminatının reddine, kiralananın 60 günlük makul sürede yeniden kiraya verilebileceği ve kiralanandaki hasarların 15 gün içerisinde giderilebileceği gerekçesiyle hesaplanan 75 günlük kira bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Taraflar arasında 01/05/2009 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. 6098 sayılı T.B.K.nun 316. (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla
oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Nitekim somut olayda da kiralanandaki yıpranmaların olağan kullanımdan kaynaklı olduğu anlaşıldığına göre bu kusurların giderilmesi için gerekli olan 15 güne ilişkin kira bedelinin tazmin edilmesi gereken zarara dahil edilmesi ve davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-) Davacının faize yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/1. maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır.", 19/2. maddesinde "Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır." düzenlemeleri bulunmaktadır. Olayımızda davalı kiracı tacir olup, davanın sebebini oluşturan taşınmaz da davalının ticari faaliyetinde kullanılmak üzere kiralanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme ticari iş niteliğinde olup alacağa ticari işlerde geçerli avans faiz oranlarının uygulanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yasal faiz uygulanması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.