3. Hukuk Dairesi 2019/828 E. , 2019/4329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı 09.07.2010 tarihinde açtığı işbu dava ile, taraflar arasında 30.01.2007 tarihinde 01.01.2007 ve 31.12.2007 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kira sözleşmesi yapıldığını, 12.02.2007 tarihinde kira bocunun yatırıldığını, sözleşmenin 1. ve 6. maddesine göre kira sözleşmesinin uzatılmasının kiracının isteğine bırakıldığını, davacının uzatma hakkını kullanmaması sebebi ile sözleşmenin sona erdiğini ve davalının kira alacağının oluşmadığını belirterek davalının 2007 ve 2008 yılı kira alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının kira akdi bitiminden 15 gün evvel mecuru tahliye edeceğini bildirmediğinden, kira akdinin aynı şartlar altında bir yıl daha uzadığını, taşınmazın tahliye ve anahtarının teslim edildiği hususunun ispatının kiracıya ait olduğunu, davacının mecuru boşaltmayıp anahtarını teslim etmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, ... İcra Müdürlüğü"nün 2008/5143 esas sayılı takip dosyasında davacı aleyhine başlatılan takibin iptali ile davacının bu takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, haksız yapılan takip uyarınca takibe konu 38.400 TL asıl alacak miktarının % 40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen hükmün davalı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 27.01.2012 tarih ve ... Esas, 2012/1423 Karar sayılı ilamı ile, davalının 2007 yılına ilişkin kira alacağına dair temyiz itirazlarının reddine, taraflar arasındaki 01.01.2007 ve 31.12.2007 dönemine ilişkin kira sözleşmesinin sonunda mecurun tahliye edildiğini ispat yükünün davacıda olmasına rağmen davacı kiracının mecuru 31.12.2007 sonunda tahliye ettiğini yasal delillerle kanıtlayamadığı, bu durumda mahkemece davacının mecuru hangi tarihte tahliye ettiği ve anahtarlarını kiralayana teslim ettiğinin
saptanması gerektiği, şayet mecurun tahliyesi 01.01.2008 tarihinden sonra ise kural olarak dönem sonuna kadar kiracının kira bedelinden sorumlu olduğu kabul edilmesine rağmen B.K.’nun 98. maddesi delaletiyle BK.’nun 44. maddesi gereğince davalının zararın artmamasına yönelik olarak kiralayanın tahliyeden sonra mecuru ne kadar sürede kiraya vereceği tespit edilip davacının sorumlu olduğu kira süresinin belirlenerek bu süreye isabet eden kira miktarından sorumlu tutulması gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece, bozma ilamına direnilmesine , 2007 yılına ilişkin verilen hüküm bozma dışı bırakılıp kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına , 2008 yılına ilişkin menfi tespit davasının kabulü ile davacı aleyhine başlatılan takibin iptaline karar verilmiş ve hüküm davalı tarafça temyiz edilmiş olup, bu kez Hukuk Genel Kurulu"nun 02.10.2013 tarih ve ... Esas, 2013/1415 Karar sayılı ilamı ile, davalının taşınmazın 31.12.2017 tarihinde tahliye edildiğine ilişkin savunmasını yazılı delillerle kanıtlayamadığı bu nedenle kiralananın davalının bildirdiği tarihte tahliye ettiğinin kabulü gerektiği , kiracının sorumluluğunun tahliye tarihi ile aynı koşullarla yen kiraya verilmesi için gereken makul süreyle sınırlı olduğu belirtilerek direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine bu kez Dairemizin 06.04.2017 tarih ve ... Esas, 2017/4827 Karar sayılı ilamı ile, görevli mahkemenin dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, esasa ilişkin bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan en son yargılamada Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 11.410,71 TL asıl kira ve 351,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.762,40 TL borçlu olduğunun, tespit edilen bu miktarı aşan kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine , fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacının aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının kötüniyet tazminatına ilişkin temyiz itirazlarına gelince ; İcra İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi uyarınca alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için talebin haksız olmasının yanında takibin kötüniyetli olarak yapıldığının da ispat edilmesi gerekir.
Somut olayda, 2007 yılına ilişkin kira bedelinin ödenmiş olmasına rağmen davalı kiraya veren tarafından takibe konularak tahsilinin talep edildiği , davacının 2007 yılı kira bedeline ilişkin borçlu olmadığı yönünde Mahkemece 10.05.2011 tarihinde verilen kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi "nin 27.01.2012 tarihli ... Esas- 2012/1423 Karar sayılı bozma ilamı kapsamı dışında bırakılarak kesinleştiği bu itibarla 2007 yılı kira bedeli tutarı olan 19.200 TL üzerinden % 40 oranında davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken , yazılı şekilde bu konudaki istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.
3-Davacının hükmedilen vekalet ücretlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Karar tarihi itibariyle geçerli olan AAÜT 13. maddesine göre "(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu
ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." hükmü yer almaktadır. Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır.
Somut olayda; Mahkemece , davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 11.410,71 TL asıl kira ve 351,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.762,40 TL borçlu olduğunun, tespit edilen bu miktarı aşan kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine , fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davanın menfi tespit davası olduğu, bu itibarla da davacının borçlu olduğunun kabul edildiği 11.762,40 TL üzerinden red , 29.501,80 TL üzerinden de kabul edildiği nazara alındığında davacı lehine 3.540 TL , davalı lehine de 2.180 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bundan zuhul edilerek davacı lehine 2.180 TL , davalı lehine 3.197 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak, bu yanılgıların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK. 436/2 maddesi gereği düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 3. bendinde yer alan "Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT gereğince 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT gereğince 3.540 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, " ibaresi yazılması; Hükmün 4. bendinde yer alan ""Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT gereğince 3.197,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, "" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine ""Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT gereğince 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, "" ibaresi yazılması ve hüküm fıkrasına eklenmek üzere " 2007 yılı kira bedeline ilişkin takip miktarı olan 19.200 TL"nin %40 " ı oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine"" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.