Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2735
Karar No: 2019/4370
Karar Tarihi: 09.05.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2735 Esas 2019/4370 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/2735 E.  ,  2019/4370 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; muris ..."ın ... Noterliğinin 24.06.2014 tarihli ve ... yevmiye nolu düzenleme şeklinde vasiyetnamesinin açılıp okunduğunu, tarafların vasiyetnameye itirazları olmadığını, iptal ya da tenkis davası açılmadığını, mirasçılar arasında husumet ya da ihtilaf olmadığını belirterek, kendisine vasiyet edilen ... Köyü köyiçi mevkiinde kain 4031 parselde kayıtlı taşınmazın üzerindeki kagir evle birlikte muris adına tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece; davanın ileri sürülüş biçimine göre tüm mirasçıların vasiyetname uyarınca gereken intikal işlemlerini yapmaya hazır olduklarına göre dava açılmasında hukuki yarar olmadığı, yasal dayanağı yokken idari bir normla tarafların dava açmaya zorlanamayacağı düşünülerek gereksiz yargılama yapılmasına neden olunmaması gerektiği gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğundan 6100 Sayılı HMK m.114/1h uyarınca usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; TMK"nun 600. maddesi uyarınca vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyete konu taşınmazın davacı adına tesciline ilişkindir.
    Hukuk Genel Kurulunun 13.02.1991 gün, 1991/648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin, TMK"nun 595 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir.
    Diğer bir anlatımla, vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz.
    TMK.nun 514.(MK.nun 461.) maddesine göre, mirasbırakan tasarruf özgürlüğü sınırları içinde malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ile tasarrufta bulunabilir.Vasiyet genellikle ivazsız bir tasarruftur. Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın külli halefi olmayıp, cüzi halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir.
    Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar mirasbırakanın sağlığında yapılıyorsa da, bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak mirasbırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı açılır.
    Somut olayda, muris vasiyetnamede "adıma kayıtlı bulunan ... köyiçi mevkiinde kain tapunun 32 pafta 4031 parsel nosunda kayıtlı 413,37m2 yüzölçümlü taşınmaz içinde bulunan kargir ev ile birlikte tamamını oğlum ..."a ölümümden sonra kalmasını vasiyet ediyorum" şeklinde beyanda bulunmuş, malvarlığındaki taşınmazını davacı lehine vasiyet etmiştir. Davacının, davayı açmakta hukuki yararı vardır.
    Mahkemece, vasiyetname kapsamına göre deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi