19. Hukuk Dairesi 2016/7586 E. , 2017/7985 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit ve birleşen temlikin muvazaa nedeniyle iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen dosya davacısı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ve vek. Av. ... ile asıl ve birleşen dosya davalısı ... Madencilik Nakliye... Ltd. Şti. vek. Av. Abdülkerim Yeni"nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı asil ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla takip yaptığını, icra takibine konu belgenin herhangi bir belgeye bağlı senet şeklinde düzenlenmiş kısmının kesilerek ve boşlukları sonradan doldurularak düzenlendiğini, kambiyo senedi vasfı taşımadığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcu olmadığını, senet lehdarı gözüken davalıyı hiç tanımadığını, senedin bedelsiz olduğunu iddia ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiş yargılama sırasında icra takibi temlik olunduğundan dava temlik alacaklısına ihbar edilmiştir.
Davalı ... vekili, davacının davasının yasal bir dayanağı bulunmadığını, takibe konu bonodaki imzaların davacının eli ürünü olduğunu, müvekkilinin icra takibi yaparken teminat gösterme zorunluluğu olmadığını takip ve dava konusu senedin bononun tüm unsurlarını taşıdığını, davacının iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerektiğini savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir.
Asıl davada icra takibini temlik alan temlik alacaklısı ... Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
Birleştirilen davada davacı vekili, menfi tespit davası devam ederken davalı ...’nin alacağını diğer davalı şirkete temlik ettiğini, davalı ...’nin 14.10.2010 tarihinde iflas etmesi nedeniyle bu tarihten itibaren kendi adına herhangi bir hukuki işlem yapma yetkisi olmadığından icra takibini devretme konusunda tasarruf ehliyetinin bulunmadığını, davalı ...’nin alacaklılardan ve iflas idaresinden para kaçırmak ayrıca teminat yatırma yükümlülüğünden kurtulmak için icra dosyasını temlik ettiğini, davalılar arasında gerçek bir alacak, borç, kredi ya da ticari ilişki olmayıp temlik işleminin muvazaalı olduğunu iddia ederek, davalılar arasındaki temlik işleminin kötüniyetli ve muvazaalı olduğunun tespiti ile işbu temlik tasarrufunun iptaline ve icra dosyasındaki alacakların eski hale getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, temlik sözleşmesinin geçerli olduğunu, davacının temlik sözleşmesinin iptali için tasarrufun iptali davası açmasına yasal olanak bulunmadığını, tasarrufun iptali davası açmasının şartlarının dava konusu olayda oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, senette tahrifat bulunmadığının anlaşıldığı, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddianın yazılı delille ispatlanamadığı, senedin tanzim yeri olan Almanya ve davalı ...’ın vatandaşı olduğu Sırbistan ile ülkemiz arasında teminat muafiyeti bulunduğu, temlik eden ...’ın Almanya mahkemesinde görülen iflas dosyasında 3. şahıslardan bir alacağının bulunmadığını beyan etmiş ise de bu beyanın yabancı ülkelerdeki alacaklarını kapsamadığı alacağı temlik alan davalı ... Madencilik Ltd. Şti.’ne temlik tarihi itibariyle alacak geçtiğinden esas dosyadaki davaya dahil edildiği, davacının senetten dolayı borçlu olmadığını ispat edemediği, davacının temlik eden ile temlik alan arasındaki işlemin geçerli bir alacak ilişkisine dayanmadığı yönündeki iddiasının temlik işleminin tarafı olan kişiler arasındaki iç ilişki ile ilgili olup, davacının borçlu olmadığı yönündeki iddiasını kanıtlayamadığı, infaz edilen tedbir nedeniyle davacının tazminatla sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosya davacısı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen dosya davacısı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı ... Madencilik. Ltd. Şti yararına takdir edilen 1.350,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Madencilik Ltd. Şti."ne ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 14/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.