3. Hukuk Dairesi 2021/1474 E. , 2021/3864 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TÜKETİCİ MAH. SIF.)
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, avukat olduklarını, müvekkilleri olan davalı ..."u diğer davalı ... ile aralarındaki çok sayıda dava ve icra takip dosyasında vekil olarak temsil ettiklerini, ilgili dava ve takiplerde gerekli dikkat dikkat ve özeni gösterdiklerini, dosyaların tümünün son safaya geldiğini, ancak davalıların haricen anlaştığını, öncelikle davalı ...’un sözleşmeden doğan vekalet ücreti ile yasal vekalet ücretini ödememek amacıyla kendilerini azlettiğini, ardından davalı ... aleyhine açılan dava ve icra takiplerinden feragat ettiğini, diğer davalı ...’un ise davalı ...’a kendisine ait taşınmazları satabilmesi amacıyla aynı tarihte vekalet verdiğini, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesi gereği davalıların sözleşmeden doğan vekalet ücreti ile yasal vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 100.089,16 TL’ye yükseltmişlerdir.
Davalı ... davanın reddini dilemiş, davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulü ile davacıların ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/614 Esas sayılı, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/16 Esas sayılı, ... 28. İcra Müdürlüğü"nün 2013/1262 sayılı icra dosyalarına ilişkin alacak talebinin kabulüne, ... 5.İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2013/1268 esas sayılı dosyasına ilişkin taleplerinin feragat nedeniyle reddine, kabulüne karar verilen dosyalarda davacı tarafın vekalet ücreti alacağının 100.089,16 TL olduğu anlaşılmakla bu alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacılar, davalı ...’u, davalı ... ile arasında görülen çok sayıda dava ve icra takibinde vekil olarak temsil ettiklerini, tarafların sulh olduktan sonra davalı ...’un görülen dava ve icra takiplerinden feragat ettiğini, yine davalı ... tarafından aleyhine açılan menfi tespit davasını kabul ettiğini, aynı tarihte davalı ...’un diğer davalıya taşınmazlarını satması amacıyla vekalet verdiğini ileri sürerek, akdi ve yasal vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarihli, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı ilamla "İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanununun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur.... Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir... Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi ya da kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar.... Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları her şeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK"nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır....Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır." şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin anılan İçtihatı Birleştirme Kararına göre, davalı ...’un davacıların hak ettiği akdi vekalet ücretinden sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, yukarıda anlatılan İçtihatı Birleştirme Kararına göre değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK’nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.