Esas No: 2021/3919
Karar No: 2022/7230
Karar Tarihi: 17.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/3919 Esas 2022/7230 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/3919 E. , 2022/7230 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi
Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi
Dava, meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili asıl dava dosyasının dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş yerinde 100 -150 kg ağırlığındaki demir parçaları kaldırmak zorunda kalması nedeniyle 2005 yılında belini incittiği, tam olarak iyileşemediği halde işvereni tarafından aynı işte çalıştırıldığını 2011 yılında yine beli incinmiş olmasına karşın aynı şekilde istihdam edildiğini, bu şekilde SGK tespitine göre %10,2 oranında iş göremezliğe uğradığını beyanla 1.000 TL maddi ve 25.000 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesiyle dava sebebi olarak davacıda tespit edilen Meslek Hastalığını pnömokonyoz meslek hastalığı olduğunu belirterek davayı ıslah ettiğini belirtmiştir.
Davacı vekili birleşen dava dosyasının dava dilekçesinde özetle: müvekkili lehine 88.100,81 TL maddi tazminatın tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekilince cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkette çalıştığı sürece meslek hastalığına uğramadığını, iddia edilen maluliyet oranını da kabul etmediklerini, açılan davanın kötü niyetli olduğunu, davacının hastalığının doğuştan gelen bir hastalık olabileceğini yada başka bir nedenle meydana gelebileceğini, bu nedenle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; “1- davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 89.100,81 tl maddi tazminatın meslek hastalığının tespit edildiği tarih olan 08/08/2014 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 14.000,00 TL manevi tazminatın meslek hastalığının tespit edildiği tarih olan 08/08/2014 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince “Davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, Davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: ıslah ile dava sebebinin değiştirilemeyeceğini, dava dilekçesinde beldeki rahatsızlığa dayandığı halde ıslah ile akciğerlerindeki pnömokonyoz rahatsızlığına dayandırmasının iddianın genişletilmesi yasağına aykırı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, Davacının müvekkilinin kusurunu ispat edemediğini, davacının iş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldığını, rahatsızlığının sadece işyerinde çalıştığı döneme denk gelmesi nedeniyle müvekkilinin %100 kusurlu atfedilmediğinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava meslek hastalığı neticesinde sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir.
Taraflar arasında davacı sigortalıda meslek hastalığı nedeniyle tespit olunan sürekli iş göremezlik oranı noktasında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda olduğu gibi Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.
5510 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19. maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı; iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli iş göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp 2. Üst Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda davacı sigortalının 08.08.2014 tarihinden itibaren dava konusu edilen pnömokonyoz meslek hastalığına yakalandığının tespit edildiği ve kurum sağlık kurulu raporuna göre sürekli iş göremezlik oranının % 10,2 olarak tespit edildiği; davalı tarafça temyiz itirazlarında tekrar edildiği şekilde anılan rapora itiraz edildiği halde, davalı tarafın itirazının karşılanması için yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda rapor alınmadığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, davalının sürekli iş göremezlik oranına yönelik itirazlarının giderilmesi için öncelikle Yüksek Sağlık Kurulundan ve giderek Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan ve gereği halinde Adli Tıp 2. Üst Kurulundan rapor alınmak suretiyle davacının sürekli iş göremezlik oranının kesinleştirilmesi, öte yandan (davacı tarafın kararı temyiz etmemiş olması nedeniyle) davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak kapsamında sürekli iş göremezlik oranının artması halinde davacının bu artıştan yararlanmayacağı hususunun gözetilmesi ve kesinleştirilecek sürekli iş göremezlik oranının hükme esas alınan 02.04.2019 tarihli hesap raporuna uygulanması, tespit edilecek sürekli iş göremezlik oranı üzerinden bağlanan gelir ile ödeneğin rücuya kabil kısmını da bu hesaptan tenzil ederek sonucuna göre belirlenecek maddi tazminat ile manevi tazminata hükmetmekten ibarettir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve bu aşamada bozma sebebine göre temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin, ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalı tarafa iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 17.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.