Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3787
Karar No: 2022/7172
Karar Tarihi: 16.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3787 Esas 2022/7172 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


İşçinin hizmet süresinin tespiti istemiyle açılan davanın, İlk Derece Mahkemesi tarafından kısmen kabul edilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce de istinaf başvurusunun reddedilmesi üzerine, kararın davacı ve feri müdahil SGK vekilleri tarafından temyiz edilmesiyle ilgili bir karar metnidir. Mahkeme Kararında, hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, sıra numarası altında gösterilmesi zorunluluğuna dair Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294/4. maddesi ve 297/2. fıkrası hatırlatılmıştır. Ayrıca, kısa kararın ve gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiği belirtilerek, bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesi kararının, Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin kararının kaldırılması ve yeniden gözden geçirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmamıştır.
10. Hukuk Dairesi         2022/3787 E.  ,  2022/7172 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    No : 2020/1374-2022/233
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 25. İş Mahkemesi
    No : 2017/137-2020/169

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili, davacının 01/09/1997-30/06/2011 tarihleri arasında davalı kuruma bağlı anaokulunda geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Bakanlık vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının okuldaki çalışmasının 26 Şubat 2002 tarihinde başlayıp, sadece okulun açık olduğu dönemlerle sınırlı olarak 2011 tarihinde sona erdiğini, bu çalışmasına ilişkin tüm primlerinin ... temizlik şirketi tarafından yatırıldığını, kamu kuruluşlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılmasının asıl olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
    Feri Müdahil SGK vekili , davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI

    İlk Derece Mahkemesince, davacının 01/09/1997-30/06/2011 tarihleri arasında okulların eğitim yılı başlangıç ve kapanış tarihleri arasında hizmet akdiyle tam gün çalıştığı kanısına varıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya ait işyerinde kuruma bildirilen süreler hariç 01/09/1997-30/06/2011 tarihleri arasında 10/06/2019 tarihli bilirkişi raporunun 10. sayfasında yer alan tabloda bildirilmesi gereken gün sayısı kadar asgari ücret üzerinden hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine, 10/06/2019 tarihli bilirkişi raporunun iş bu kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince,taraf vekillerinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, çalışmasının yaz tatilleri de dahil olmak üzere kesintisiz ve sürekli olarak devam ettiğini belirterek reddedilen kısım yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
    Feri müdahil SGK vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, çalışma iddiasının kanıtlanamadığını ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294.-301. maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
    Yine, aynı Kanunun 294/4. maddesi; “zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.” hükmü gereği zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli süre içinde yazılması mümkündür. Bu gibi hallerde de HMK.'nun 294. ve 297’nci maddelerine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile sonra yazılan gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hâkimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa ve gerekçeli kararın birbirinden farklı olması kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.'nun değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar gereğince hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, infaza elverişli olarak gösterilmesi zorunlu olup, mahkemece bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve feri müdahil vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi