22. Hukuk Dairesi 2017/26023 E. , 2019/23548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 01/01/2001 - 07/12/2013 tarihleri arasında davalı ...’na ait işyerinde değişen alt işverenlerin işçisi olarak çöp toplama işini yaptığını, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini, ihtarnameye rağmen işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, Belediyenin genel kent temizliği ve katı atık nakli işini bir bütün olarak ihale ettiğini, bu işin yapılması ile ilgili her türlü sorumluluğun işi alan yüklenici firmaya ait olduğunu, davalı şirket ile belediye arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını savunarak davanın öncelikle husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... San. Tic. Ltd. Şti.vekili, davacının dava dışı...Temizlik San. Ve Tic. Ltd. Şirketine bağlı olarak çalıştığını, davalı ... Başkanlığının ihale ettiği temizlik işinin üstlenildiğini ve anahtar teslim olarak dava dışı şirkete verildiğini, husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, davacının hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece davacının davalı ... Belediyesi bünyesinde değişen alt işverenler nezdinde 16/10/2001-31/12/2005 ila 16/10/2007-05/12/2013 tarihleri arasında çalıştığı toplam çalışma süresinin 10 yıl 4 ay 3 gün olduğu kabul edilerek hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ancak somut olayda davacının iki ayrı dönem çalışması söz konusu olup, bu halde iki dönem birleştirilmek suretiyle işyeri devri kurallarına göre sonuca gidilmesi yerinde değildir. Her bir dönem yönünden kendi içerisinde değerlendirme yapılarak alt işverenler arasında işyeri devri bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak Davalı Belediyenin asıl işveren sıfatıyla tüm çalışma süresi üzerinden son ücrete göre sorumlu olduğunun kabulü hatalıdır.
Kabule göre de, iki ayrı dönem çalışma süresinin kendi içerisinde de kesintili olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dairemizce, işçinin bir alt işverene ait işyerinden ayrıldığı tarih ile bir sonraki alt işveren bünyesinde işe başladığı tarih arasındaki sürenin, makul süreyi aşması halinde işyeri devri kurallarının uygulanamayacağı kabul edilmektedir. Hal böyle olunca 16/10/2001-31/12/2005 tarihleri arasındaki çalışma süresinin kendi içinde, 16/10/2007-05/12/2013 tarihleri arasındaki çalışma süresinin de yine kendi içerisinde bu koşulların mevcut olup olmadığı yönünden değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Mahkemece belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde yeniden değerlendirme yapılarak, somut olayda çalışmanın kesintisiz olup olmadığı, alt işverenler arasında işyeri devri kurallarının uygulanıp uygulanamayacağı yöntemince belirlenmeli, bu araştırmanın sonucuna göre asıl işveren ile alt işverenin sorumlu olduğu alacak miktarları yeniden belirlenmelidir.
3-Mahkemece tanık anlatımları doğrultusunda düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek raporda hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının genel olarak 8 saat çalıştığı, perşembe pazarı olduğu günlerde 3-4 saat daha fazla çalıştığı, buna göre haftada 3 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen tanıklar işyerinde vardiyalı çalışma sistemi olduğunu ifade etmiş, davacı da dava dilekçesinde vardiyalı çalışma yapıldığını açıkça belirtmiştir. Davacının vardiyalı çalışma düzeninde 8 saat çalıştığı tanık anlatımlarına göre de sabit olup, vardiyalı çalışmada fazla çalışma kural olarak söz konusu değildir. Davacının diğer işçiler işe gelmediği zaman onların vardiyasında çalıştırıldığına yönelik tanık anlatımları hem soyut, hem de arizi bir duruma ilişkindir. Bu bakımdan, gerek işyerinde vardiyalı çalışma yapılması, gerekse çalışılan işyerinin ilçe belediyesi olduğu dikkate alındığında; tanıklardan birinin “Perşembe pazarı olduğu zaman vardiyemiz bittiğinde pazar yerini temizleme talimatı verirlerdi, ortalama 3-4 saat fazla mesai yapardık” şeklindeki soyut anlatımına göre, davacının haftada 3 saat fazla çalışma yaptığı sonucuna ulaşılması isabetsizdir.
Kabule göre de, 8 saatlik çalışma süresinde ara dinlenme süresinin yarım saat değil, bir saat olarak kabulü gerekmekte olup, hükme esas alınan rapor bu yönüyle de hatalıdır.
Açıklanan sebeplerle davacının fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
4-Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin davacının yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının toplam hizmet süresince 10 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 10 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5-Davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının hesaplanmasında hafta tatiline rastlayan ulusal bayram ve genel tatil günlerinin dışlanmaması bir başka hatalı yön olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.