3. Hukuk Dairesi 2017/8515 E. , 2019/4453 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; Davalının kiracısı olduğu özel idare iş merkezinde bulunan işyerinin kira alacağının il özel idaresinden büyükşehir belediye başkanlığına devir tasfiye komisyonunun 20/03/2014 tarihli kararı ile devredildiğini, davalı borçlunun alacaklı kurum tarafından gönderilen 10/11/2014 tarihli ihtarnameye rağmen borcunu ödemediğini, devredilen kira alacağına ilişkin olarak başlatılan takibin borçlunun itirazı üzerine durdurulduğunu, kira dönemlerinin geçmiş dönemlere ilişkin olup 2011 önceki ödenmesi gereken kira alacağının davalı borçlu tarafından il özel idaresine müracaat edilerek 6111 sayılı yasadan faydalanılarak yapılandırıldığını, ayrıca davalı borçlunun imzası ile hazırlanmış tüm borçları kabul ettiğini, kuruma verdiği 07/01/2015 tarih ve 240 sayılı dilekçe ile borcun kendisine ait olduğunu kabul ederek taksitlendirme teklifinde bulunduğunu, belirterek davalının itirazının iptaline ve aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; 27.04.2011 de taşınmazı tahliye ettiğini, 01.06.2011 den itibaren taşınmazı kullanmadığının sabit olduğunu, alacaklının takipte gösterdiği ay ve bedellerden başka kira bedelini aynı takipte isteyemeyeceğini, bu takiple taksitlendirilen borcu talep edemeyeceklerini, borcun daha öncesine ait olduğunu, taksitlendirme yapıldığını ve ödemelerde bulunduğunu, takip kesinleşirse hem bu dönem öncesine ait taksitlendirilen borcu hem de sonrasına ait icra takibi ile talep edilen borcu ödemek zorunda kalacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı aleyhine 2011,2012 ve 2013 yıllarına ilişkin kira alacağı için icra takibi yapıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu, ancak davalının 26/04/2011 tarihinde il özel müdürlüğünde kiraladığı işyerini tahliye ettiği, tahliyeye ilişkin tutanağın dosya da mevcut bulunduğu, bu tarihten sonrasına ilişkin herhangi bir borcun mümkün olamayacağı, bu tarihten önceki borçlar için de taksitlendirme işleminin yapıldığı ve bir kısım da ödemelerin yapıldığı, takip talebinde belirtilen dönemler için davalının mevcut borcunun bulunmadığı, takip talebinde belirtilmeyen tarihleri kapsayan borç için yeni bir takip talebi ile icra takibinin başlatılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlık, davalının takibe konu kira alacağı dolayısıyla sorumluluğu bulunup bulunmadığı noktasındadır. Dosya arasında bulunan ... İcra Müdürlüğü’nün 2015/2225 E sayılı icra dosyasının incelenmesinden takip talebinde kira bilgileri başlığı altında 12 aylık kira alacağı talebinde bulunulduğu, 5/10992 sayılı sicilin 2011, 2012,2013 ve 2014 yıllarının farklı aylarını içerir kira alacaklarının belirtildiği ve davalıya ait sicile ilişkin borç hesap kartının takibe eklendiği anlaşılmıştır. Davalının özel idareye ait ödenmemiş kira borcu bulunduğu ve bu borcun büyükşehir belediyesine devredildiği, davalının 25.04.2011 tarihli dilekçesi ile borcu kabulü ile yapılandırılması talebi üzerine taksitlendirme yapıldığı hususlarında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yapılandırma sonucu belirlenen vade tarihleri ile icra takibinde belirtilen muaccelliyet tarihleri aynı olduğu gibi borç tutarları da uyuşmakla takibe konu edilen alacağın tahliye sonrası döneme ilişkin kira alacaklarına ilişkin olmadığı, tahliye öncesi döneme ait olup davalı tarafın talebi üzerine yapılandırılarak taksitlendirilen ve ödeme vadeleri bu doğrultuda belirlenen yapılandırma konusu kira bedeli alacaklarına ilişkin olduğu görülmekle, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda söz konusu alacağa ilişkin olarak davalı tarafça yapılan kısmi ödemeler dikkate alınrak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve anılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 13.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.