Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11290
Karar No: 2019/4165
Karar Tarihi: 26.06.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/11290 Esas 2019/4165 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/11290 E.  ,  2019/4165 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ: TENKİS


    Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde, davacı tarafından süresinden sonra temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    -KARAR-
    Dava, tenkis isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakan eşi ...’ın, dava konusu 525 ada 150 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3 no’lu bağımsız bölümü 27.09.2005 tarihinde noterde düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile önceki eşten olma davalı oğlu İsmail’e verdiğini, davalının bu sözleşmeye dayalı olarak diğer mirasçılara karşı açtığı iptal tescil istekli dava sonucunda dava konusu taşınmazın davalı adına tesciline karar verilip kararın kesinleştiğini, sözü edilen davanın dava dilekçesinin 05.10.2012 tarihinde tebliği ile saklı payının ihlal edildiğini öğrendiğini, anılan sözleşmenin saklı payları ihlal kastıyla yapıldığını, davalının da bakım borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek ölünceye kadar bakma sözleşmesinin tenkisini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazın ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince adına tesciline karar verilip kararın kesinleştiğini, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ivazlı bir akit olup tenkise konu edilemeyeceğini, bakım borcunu yerine getirdiğini, mirasbırakanın bakılmadığı yönünde bir iddiası da olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; 20.11.2015 tarihli dilekçesiyle seçimlik hakkını taşınmazdan yana kullandığını, tenkisi gereken kısmın değerini ödemek istediğini beyan etmiştir.
    Mahkemece, davacının saklı payının ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 30.000 TL tenkis bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı ve katılma yoluyla davacı tarafından temyiz edilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki, gerekçeli karar 02.02.2016 tarihinde, davalının temyiz dilekçesi ise 22.02.2016 tarihinde davacı tarafa tebliğ edilmiş olup, davacı hükmü katılma yoluyla 07.03.2016 tarihinde temyiz etmiştir. Bu durumda, 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 433/2. maddesinde belirlenen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirilmiştir. Davacının katılma yoluyla temyizi süresinde olmadığından 1086 sayılı HUMK’nun (2494 sayılı Kanun ile değişik) 433/2. maddesi uyarınca süreden REDDİNE,Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1930 doğumlu mirasbırakan ...’ın 05.04.2012 tarihinde ölümü üzerine 1975 yılında evlendiği davacı eşi ... ile ilk eşten olma davalı oğlu ... ve dava dışı çocukları ..., ..., ..., ...’nin mirasçı kaldıkları, mirasbırakanın ... Noterliğinde düzenlenen 27.09.2005 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile dava konusu 525 ada 150 parsel sayılı (yeni 814 ada 1 parsel) taşınmaz üzerinde bulunan 3 no’lu bağımsız bölümü davalı oğlu ...’e verdiği, davalı ...’in ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı olarak diğer mirasçılara karşı açtığı ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/362 esas 2013/405 karar sayılı dosyası üzerinden görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda mahkemece, anılan sözleşmenin geçerli olup mirasbırakan tarafından bakılmadığı iddiasıyla bir dava açılmadığı, böyle bir iddianın mirasçılar tarafından da ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 3 no’lu bağımsız bölümün mirasbırakan adına olan tapu kaydının iptali ile eldeki davanın davalısı İsmail adına tesciline karar verilmiş; sözü edilen karar temyiz edilmeyerek 17.03.2014 tarihinde kesinleşmiştir.Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakma sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. 818 s. Borçlar Kanununun (BK) 511. maddesinde, “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tarif edilmiştir. Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerinde belirtildiği gibi ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer.Yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları TBK"nin 617 (BK"nin 517.) maddesinde açıklanmış, sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma, hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.
    Diğer yandan; tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası karşılıksız kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Somut olaya gelince; davalı ...’in ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı olarak açmış olduğu iptal tescil davası kabul edilmiş, sözleşmenin bakım karşılığı, bir başka ifadeyle ivazlı olduğu ve bakım borcunun yerine getirildiği hususları o davayla hükmen saptanmıştır. Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının, yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi