Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/582
Karar No: 2019/4469
Karar Tarihi: 14.05.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/582 Esas 2019/4469 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/582 E.  ,  2019/4469 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 14.05.2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalılar vekili Av.... ile davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; Bölmekaya köyü 861 ve 862 parsel sayılı taşınmazların davalılardan Nurhayat"a ait olduğunu, taşınmazlar üzerinde üzüm bağının olduğunu, davalıların yurt dışında yaşadıklarını ve bağa bakamadıklarını belirterek, 2008 yılında kendisi ile bağın bakımı, masrafların taraflarınca karşılanması suretiyle damlama sulama sistemi yapılması ve 5 sezon boyunca gelirin kendisine ait olmak üzere bedelsiz kullanımı hususunda anlaştıklarını; bu anlaşma uyarınca üzüm bağına 580"den fazla asma fidanı diktiğini, bağın budanıp verimli olması için tüm çabanın sarfedildiğini; 2008 yılından 2011 yılına kadar bu bakım ve iyileştirme faaliyetlerine karşı davalıların herhangi bir itirazlarının bulunmadığını; damlama sulama tesisi için tarım kredi kooperatifinden 10.340,00 TL kredi kullandığını, asmaların 3 yılda verime geldiğinden ilk 2 yıl herhangi bir gelir elde edilmeden sürekli harcama yapıldığını, 3. yıl bir miktar gelirin elde edildiği ancak elde edilen gelirin gideri karşılamadığını, 3. yılın sonunda davalıların sözleşmeye aykırı davranarak bağın kendisinden alınarak alınarak başkalarına verildiğini ileri sürerek damlama sistemi için yapmış olduğu 10.340 TL masraf ile sözleşme uyarınca son iki yıl elde edeceği 20.000TL gelir toplamı olan 30.340,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
    Davalılar; yurtdışında yaşadıklarını, dava konusu taşınmazın bakımı hususunda davacı ile anlaşıldığını ancak anlaşmanın davacının belirtmiş olduğu şekilde 5 yıl ve karşılıksız olmadığını; sözleşmenin 3 yıllık olduğunu, sözleşme uyarınca ilk iki yıl gelirinin davacıya ait olacağı, üçüncü yıl ise davalı ..."ın masraf karşılığı 3.000 TL katkı payı vereceği ve elde edilen gelirin ½ oranında taraflar arasında paylaşılacağı hususunda anlaştıklarını; masrafı karşılamaya hazır olduğu halde davacının elde ettiği karın ½"sini kendilerine vermediğini, taşınmazların sulanması için damlama sistemi kurulması ve 580"den fazla asma fidanı dikilmesi konusunda muvafakatlerinin olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 09.12.2013 tarih ve 2013/14314 Esas-2013/17500 Karar sayılı ilamı ile; taraflar arasında tarımsal bir sözleşmenin yapıldığı, bu sözleşme ile davalıların üzüm bağını, davacının ise emeğini koyduğu ve elde edilecek karın (ürünün) yarı yarıya bölüşüleceği hususunda anlaştıkları sabit olduğundan, taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin mevcut olduğu, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınarak, Türk Borçlar Kanunu"nun 642. madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işleminin gerçekleştirilmesi gerektiği, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde; taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olarak nitelendirilip ortaya çıkan muarazanın giderilmesi için delillerin toplanarak, ihtilaflı konularda yemin delili hatırlatılmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre ortaklığın feshi gerekirken, bu yönler dikkate alınmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, Denizli ili Buldan ilçesi Bölmekaya köyü 861 ve 862 parsellerde davacı ... davalılar ... ve ... arasında kurulan adi ortaklığın tasfiyesine, tasfiye için bir tasfiye memuru atanmasına, tasfiye yapılırken davacı ile davalılar arasındaki sözleşmenin üç yıl olarak yapıldığının kabulüne, davacı tarafından 580 adet yeni asma fidanı dikildiğinin ve damlama sulama sistemi tesisatının kurulduğunun tespitine, adi ortaklığa davacının iş gücünü davalıların da ... ve 862 parsellerin kullanım hakkını koyduklarının tespitine, davacının adi ortaklık için yapmış olduğu masrafların talimat mahkemesi aracılığıyla alınan 02.12.2016 tarihli raporun esas alınmasına, davacının 2009 yılı için 580 asma fidanı bedeli+ bu fidanların dikimi + damlama sulama sistemi için gerekli malzeme ve işçilik fiyatı + 2008-2009 sezonu için yapılan toplam masraf + 2009-2010 sezonu için yapılan toplam masraf + 2010-2011 sezonu için yapılan toplam masraf olmak üzere toplam 58.343,00 TL olduğunun tespitine, adi ortaklığın tasfiyesinde masraflar çıkarıldıktan sonra kar yapılması halinde veya zarar yapılması halinde bunun taraflar arasında eşit olarak dava tarihinden satış tarihine kadar geçen dönemde işleyecek yasal faizi ilave edilmek sureti ile paylaşılacağı hususunun tespitine, dava tarihinden satış tarihine kadar geçen dönemde işleyen yasal faizinde ilave edilmek sureti ile davacıya ödeme yapılmasına, karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin olup, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu mahkemece uyulan bozma ilamında açıkça belirtilmiştir.
    Kural olarak, bozma kararına uyulmakla; orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir.
    Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma ilamı doğrultusunda tasfiye işlemi gerçekleştirilmemiştir. Adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece bozma ilamında belirtilen sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken sadece ortaklığın tasfiyesine denilerek tasfiye memuru tayinine karar verilmesi, ayrıca tasfiye biçiminin açıklanmadan, infaza elverişli bir miktar belirlenmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma nedenine göre, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi