Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/33042
Karar No: 2020/4747
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/33042 Esas 2020/4747 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2016/33042 E.  ,  2020/4747 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı isteminin özeti:
    Davacı, davalı kurumda 2008 yılı Mayıs ayından 2015 yılı Şubat ayına kadar çalıştığını, davalı işyeri yetkililerinin baskı kurarak, kendisinden kendi isteği ile istifa ettiğine tüm hak ve alacaklarını aldığına dair ibraname almak suretiyle işine son verdiklerini ancak ödeme yapmadıklarını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı cevabının özeti:
    Davalı, zamanaşımı def’inde bulunmuş davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacının fazla çalışma ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

    Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Somut olayda; davacı, davalı Hastane işyerinde 09.09.2008- 20.02.2015 tarihleri arasında geçen çalışma süresinde son 3,5 yıl 24 saat çalışıp, 24 saat dinlenme esasına göre çalıştığını, onun haricindeki dönemler ise; haftanın altı günü dönüşümlü olarak haftada iki gün sabah saat 08.00"den akşam saat 20:00’yekadar, iki gün ise akşam saat 22:00"den sabah saat 08:00’e kadar olmak üzere çalıştırıldığını, fazla mesai ücretinin ödenmediğini ileri sürmüştür.
    Davalı Hastane vekilinin çalışma saatleri konusunda açıklama yapmamış, davacının fazla çalışma ücret alacağı bulunmadığını savunmuştur.
    Davacı tanığı ... 2011 yılının Haziran ayından 2014 yılının Ocak ayına kadar davacı ile birlikte çalıştıklarını, davacının ilk girdiği tarihten itibaren beş ay boyunca; iki gün sabah 08.00 akşam 17.30 saatleri arasında akabinde iki gün akşam 17.30 sabah 08.00 saatleri arası çalıştığını, iki gün de izin kullandığını izin dönüşünde tekrar aynı şekilde çalışmaya devam edildiğini, beşinci ayın sonunda mesailerin 24 saat çalışma 48 saat dinlenme şekline dönüştüğünü, ancak 24 saat çalışıp 24 saat dinlenmeye geçtikleri dönemlerin de olduğunu beyan etmiştir.
    Davalı tanığı ... ise ; 2012 yılı Mart ayından işten çıktığı tarihe kadar davacı ile birlikte çalıştıklarını, davacı ve kendisinin tıbbi sekreter olarak; iki gün sabah 08:00 ve akşam 17:00 saatleri arası, iki gün akşam 17:00 ve sabah 08:00 saatleri arası çalıştıklarını, iki gün ise izin kullandıklarını, bazı dönemlerde bir gün gündüz, bir gün gece çalıştıklarını, bir gün de izin yaptıklarını, hafta tatili izinlerini kullandıklarını beyan etmiştir.
    Hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda ise; davacı tanığının beyanına itibar edildiği ve zamanaşımı def’i gözetildiği, dosyaya sunulu bordrolarda fazla çalışma ücret tahakkukları bulunan 2013 Ocak, Şubat, Mart,Nisan ve 2015 Ocak, Şubat aylarının dışlanmak suretiyle hesaplama yapıldığı belirtilmiştir.
    Ne var ki; bilirkişi raporundaki davacının her zaman 24/48 saat esasına göre çalıştığı yönündeki tespit dosya delil durumuna uygun değildir. Davacı tanığı ... davacı ile 2011 yılının Haziran ayından 2014 yılının Ocak ayına kadar birlikte çalıştıklarını, davacının bu dönemde iki gün 08.00 - 17.30 saatleri arasında, akabinde iki gün akşam 17.30 sabah 08.00 saatleri arasında çalıştığını, iki gün de izin kullandığını, beşinci ayın sonunda mesailerin 24 saat çalışma, 48 saat dinlenme şekline dönüştüğünü beyan etmiş olduğu anlaşılmakla; davacının 2011 Haziran 2011 Kasım ayları arasındaki beş aylık dönemde çalışma biçiminin tanığın açıkladığı şekilde olduğunun ve 2011 Haziran ayı öncesi zamanaşımı kapsamı dışında kalan döneme ilişkin davacı ile aynı bölümde çalışan görgüye dayalı tanık anlatımının bulunmadığının gözetilmemesi hatalıdır.Bunun yanı sıra; 25.04.2016 tarihli ilk bilirkişi raporunun ibrazından sonra dosyaya yeni ücret bordroları sunulmuş olup, söz konusu bordrolardan 2014/Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Kasım, Aralık aylarına ilişkin olanlarda fazla çalışma ücret tahakkukları mevcut olduğu ve davacının imzasına havi bulundukları anlaşılmaktadır. Dosyadan farklı bilirkişiden alınan 16.06.2016 tarihli ek raporda sunulan yeni bordrolar ile ilgili bir değerlendirme de yapılmamıştır. Şu halde, davacının çalışma periyodu delil durumuna uygun şekilde belirlenmek ve dosyada bulunan tüm imzalı ücret bordroları dikkate alınmak suretiyle fazla çalışma ücret alacağının yeniden hesap edilmesi suretiyle alacağa hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi