11. Hukuk Dairesi 2016/13661 E. , 2018/958 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasında görülen davada ..... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/03/2016 tarih ve 2014/414-2016/107 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin Makine Kırılması Sigorta Poliçesi ile sigortaladığı işyerindeki makineye ait matrix kartların çeşitli tarihlerde meydana gelen voltaj dalgalanmaları nedeniyle yandığını, hasar bedellerinin müvekkilince sigortalıya ödendiğini ileri sürerek yapılan ödemelerin avans faizi ile birlikte ayrı ayrı tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davalarda, sigortalı işyerinde voltaj düzenleyicisinin bulunduğunu, hasarların voltaj dalgalanmasından kaynaklandığının söylenemeyeceğini, olay tarihinde müvekkiline arıza ihbarı gelmediğini, kaldı ki sigortalının kendisine özgü trafosunun bulunduğunu, sigortalının Keşap fiderinden irtibatla enerji aldığı noktadan itibaren müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davaların ayrı ayrı reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, yerinde keşif icrası suretiyle aldırılan bilirkişi kök ve ek raporları ile, davaya konu makinelerin matrix kartlarındaki hasarın voltaj dalgalanması sonucu oluşan yüksek gerilimden kaynaklanmadığının, makinelerin çalışma prensibinden ve kartın mevcut yapısından hasarın meydana geldiğinin belirlendiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Davaların birleştirilmesine karar verilmesiyle sadece davaların yargılamaları birlikte yürütülmekte olup, her dava bağımsız karakterini koruduğundan her bir dava bakımından temyiz incelemesinin ayrı ayrı yapılması gerekir.
-/-
Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nin 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000 TL"yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesin olup, bu miktar, karar tarihi itibariyle 2.190 TL"dir. Birleşen 2014/527 Esas sayılı dosyada, davacı tarafından 2.070 TL"nin davalıdan tahsili talep edilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Bu itibarla, davacı tarafça talep edilen miktarın yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği hususları nazara alınarak davacı vekilinin birleşen 2014/527 Esas sayılı dosyaya ilişkin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
2- Davacı vekilinin asıl davaya ve birleşen diğer dosyalara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin asıl davaya ve birleşen diğer dosyalara yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin birleşen 2014/527 Esas sayılı dosyaya yönelik temyiz isteminin miktardan REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya ve birleşen diğer davalara yönelik bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden birleşen aynı mahkemenin 2014/527 Esas sayılı dosyaya yönelik davacıya iadesine, 12/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....