11. Hukuk Dairesi 2016/7201 E. , 2018/959 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada.....Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/03/2014 tarih ve 2013/458-2014/183 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 06.10.1978 tarihinde %1,89 oranında davalı şirkete ortak olduğunu, bu güne kadar kâr payı ödenmediğini, .... denetçileri tarafından yapılan incelemede 305.298,80 TL kâr payı alacağı bulunduğunun tespit edildiğini, davalının 20.09.2010, 04.11.2010 ve 09.12.2010 tarihlerinde üç taksit halinde bu tutarı ödediğini, ancak işlemiş faiz ödemesi yapmadığını ileri sürerek 192.232,67 TL tutarındaki kâr payı faizinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kâr payı alacaklarının 5 yılda zamanaşımına uğradığını, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğunu, istenen tutarın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirket ve ortaklar arasındaki davaların 5 yılda zamanaşımına uğradığı, bu durumda davacının 2005, 2006, 2007, 2008 yıllarına ait kâr paylarının faizini isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 59.981,26 TL"nin davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, kâr payı faizlerinin tahsili istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 101. maddesi uyarınca "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrid olur. Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen bir ihbarda bulunmak suretiyle tesbit etmiş ise, mücerret bugünün hitamı ile borçlu mütemerrit olur." Bu madde hükmüne göre borçlunun temerrüde düşürülebilmesi için, ifaya dair belli bir vade gününün kararlaştırılmış olması ya da alacaklı tarafından borçluya ihtar çekilmiş bulunması gerekir. Ancak, kararlaştırılan bir vade varsa temerrüt için ihtar çekilmesi gerekmez. Bu durumda mahkemece, anılan madde hükümleri uyarınca dava konusu edilen yıllara ilişkin kâr payı dağıtımına ilişkin genel kurul kararlarının içeriği de
-/-
gözetilerek kâr payı için temerrüt tarihlerinin tespit edilmesi, zamanaşımı başlangıç tarihleri ile davacının dava tarihi itibariyle isteyebileceği faiz miktarının belirlenmesi ve ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken temerrüt tarihleri belirlenmeksizin, kâr payı dağıtımı yapılmasına dair genel kurul karar tarihlerinin vade tarihi olarak kabulü ile faizin bu genel kurul tarihlerinden başlatılması ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıldan önceki dönemlerin zamanaşımına uğradığının kabul edilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönlerden taraflar yararına bozulmasını gerektirmiştir.
2- Ayrıca, 818 sayılı Borçlar Kanununun 113. maddesi "Asıl borç tediye ile veya sair bir suretle sakıt olduğu takdirde kefalet ve rehin ve sair fer"i haklar dahi sakıt olur. Evvelce işleyen faizleri talep hakkının mahfuz bulunduğu beyan edilmiş veya hal icabından neşet eylemiş olmadıkça bu faizler talep olunamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Davacı, kâr paylarının aslını ihtirazi kayıt koymadan tahsil etmişse artık bu kâr paylarının faizlerini de davalıdan isteyemecektir. Bu durumda mahkemece, kâr payı alacağının tahsilinde işlemiş faizlerinin saklı tutulup tutulmadığı, dolayısıyla davacının faiz isteyip isteyemeyeceği hususunda bir değerlendirme yapılması gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 12/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....