Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4025
Karar No: 2021/3879
Karar Tarihi: 08.04.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/4025 Esas 2021/3879 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/4025 E.  ,  2021/3879 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ... yönünden kısmen kabulü ve diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalı ...,..., ..., ... vekili ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    YARGITAY KARARI
    Davacı ,davalılardan ..."ın 2547 Sayılı Yasanın 33. maddesi gereğince lisansüstü eğitim yapmak amacıyla Amerika Birleşik Devletleri"ne gönderildiğini, davalının eğitimi devam etmekte iken 15.08.2000 tarihinde doktora eğitimini yarıda bırakarak üniversiteye geri döndüğünü belirterek, 389.709,78 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, ilk kararda davanın kısmen kabulü ile 16.440,00 YTL asıl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve 12.974,32 YTL faizin davalılardan (davalı ..., ..., ... ve ... "dan kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesi"nin 01.04.2014 tarih ve 2014/4168 Esas, 2014/5975 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın 08.07.2006 günlü Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5535 Sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Yasanın 2. ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Yasasına eklenen Geçici 53. ile 25.02.2011 günlü Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici 4. maddelerinin somut olayda değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmek üzere bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bozma ilamında belirtilen kanunları değerlendirmek üzere dosya Sayıştay emekli uzman denetçisi bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabul,kısmen reddi ile davanın ... yönünden kısmen kabulü ile, 16.440,00 TL asıl alacak ve 11.446,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.886,46 TL’nin asıl alacak miktarı olan 16.440,00TL’lik kısmına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan alınarak davacıya verilmesine,diğer davalılar ..., ..., ..., ... yönünden davanın reddine, karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm,davacının aşağıdaki bentler dışında sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
    Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.). Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde hüküm, temyiz edenin aleyhine bozulamayacağı gibi Yargıtayın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Bu yasağa "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. (...; İstinaf sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, Ağustos 2016, s. 739-740) Aksi halde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olayda; Mahkemece 08.07.2008 tarihli kararda; davanın kısmen kabulü ile 16.440,00 YTL asıl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve 12.974,32 YTL faizin davalılardan (davalı ..., ..., ... ve ... "dan kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş verilmiş, hüküm sadece davacı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 01.04.2014 tarihli kararı ile, kanun değişikliğinin somut olayda değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bu durumda mahkemece 08.07.2008 tarihli ilk kararın davalıların temyiz etmediği gözetilmeyerek davacı aleyhine hüküm kurularak yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    3-Mahkemece hükme esas alınan raporda ;davalı ...’ın 5535 sayılı Yasa ve 6111 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ,her iki Kanunun öngördüğü (3)aylık süre içinde görev almak için müracaatta bulunmadığı tespiti yapılarak davacı idarenin alacağına 5535 sayılı 2. Maddesi ile 2547 sayılı Kanuna eklenen geçici 53. maddesi ve 6111 sayılı Kanunun geçici 4. maddesinde mali hükümlerin örtüştüğü belirtilerek davalıya yurt dışında öğrenim gördüğü süre içerisinde USD cinsinden yapılan ödemelerin,ödemenin yapıldığı tarihteki efektif satış kuru üzerinden TL ’ye çevrilerek bulunacak tutar ile bu tutara sarf tarihinden bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süre için 01.01.2006 tarihinde geçerli olmak üzere tespit ve ilan edilen kanuni faiz işletmiştir .
    2547 sayılı Kanuna eklenen geçici 53. maddesinde""...Yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde öğretim elemanı veya memur kadrolarına atandıktan sonra yükümlü bulundukları mecburi hizmeti bitirmeden görevlerinden ayrılan veya bir ceza sebebiyle görevine son verilenler ile bu madde kapsamına girdiği halde müracaat etmemeleri veya Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen genel şartları taşımadıkları için atanamamaları nedeniyle mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin yükümlü tutulacakları tutar, imzaladıkları yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi hükümleri dikkate alınmaksızın ve ilgililere ödeme yapma sonucu doğurmaksızın, kendilerine döviz olarak yapılmış olan her türlü masraflar için;
    a) Bunlardan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 34 üncü maddesinin yürürlüğe girdiği 5/8/1996 tarihinden sonra yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi alınanlar hakkında, anılan maddenin ikinci fıkrası hükümlerine göre bu Kanunun yayımı tarihinden önceki süreler için faiz uygulanmaksızın hesaplama yapılır.
    b) 5/8/1996 tarihinden önce yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi alınanlar hakkında, ilgili adına fiilen ödemenin yapıldığı tarihteki T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilân edilen efektif satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek bulunacak tutar ile bu tutara sarf tarihinden bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süre için 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere tespit ve ilân edilen kanunî faiz işletilerek hesaplama yapılır."" düzenlenmesi yer almaktadır.
    Söz konusu hükmün uygulanabilmesi için 05.08.1996 tarihinden önce yüklenme senedi ile muteber imzalı kefalet senedi alınanlar hakkında uygulanacağı açıktır. Davalı ...’dan üç adet yüklenme senedi alınmış olup 3. yüklenme senet tarihi 27.12.1996 olduğuna göre bu taahhüt senedinden sonraki yıllara ilgili bendin uygulanması hatalı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının tüm,davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi