7. Hukuk Dairesi 2015/16874 E. , 2015/12206 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 16.06.2015 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı .. vekili Av... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacı vekili, davacının 2008-20.01.2012 tarihleri arasında çalıştığını, ücretinin net 8000 TL olduğunu, ücretleri ödenmediğinden iş sözleşmesini kendisinin feshettiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, ücret ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı ücretinin net 6.000,00 TL olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise davacının 3.500,00 TL ücretle çalıştığını savunmuştur. Yapılan araştırmalarda bazı özel hastanelerde doktorların 7.500,00 TL ile 8.500,00 TL ücret alabilecekleri belirlenmiştir. Mahkemece davacının net 6.000,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde 2011 Eylül ayından itibaren ayrıldığı 19/01/2012 tarihine kadar 3.500,00 TL dışında ücret ödemesi yapılmadığını 8.000,00 TL ücret aldığından 20.850,00 TL ücret alacağı bulunduğunu iddia etmiştir. Mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden ücret alacağı talep gibi hüküm altına alınmıştır. Davacı ücretinin 8.000,00 TL olduğunu iddia ederek 20.850,00 TL fark ücret alacağı talebinde bulunduğu halde Mahkemece ücretinin net 6.000,00 TL olduğu tespit edildiğine göre ödenmeyen fark ücret alacağı talebinin davacı iddiasındaki gibi 20.850,00 TL olamayacağı açık olup denetime elverişli şekilde ücret farkı hesaplaması yapılmadan alacağın aynen hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir.
3.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde 07:00-17:00 saatleri arasında çalıştığını 3 gün ise çalışmanın 21:00 a kadar sürdüğünü iddia etmiştir.
Davacı tanıklarından diyaliz hastası Hamza tedaviye saat 16:30 da girdiğini ve saat 21:00-21:30 gibi diyalizinin bittiğini, komşu işyeri berber Ali eşi aynı yerde çalıştığından işyerinde 07:00-17:00-18:00 arası çalışıldığını haftanın 3 günü ise akşam saat 21:00-21:30"a kadar mesainin devam ettiğini tahmin ettiğini, tanık hemşire .. 07.30 da başlayıp Pazartesi, Çarşamba, Cuma günleri akşam saat 20.00- 20.30"a kadar çalışmaların devam ettiğini, diğer günler de saat 16.00 da mesainin bittiğini, .. ise iki yıl kadar birlikte çalıştıklarını mesainin 07:00"da başlayıp Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri seansın bittiği 21:00-21:30"a kadar devam ettiğini, diğer günler ise saat 16:00"da davacının mesaisini bitirdiğini beyan etmişlerdir. Davalı tanıklarından .. ise davalı şirkette yardımcı personel olarak çalıştığını, mesainin 08:00-17:00 olduğunu, ancak pazartesi, çarşamba ve cuma günleri saat 21:00 de bittiğini beyan etmiştir.
Davacı doktor ile birlikte çalışan davacı tanıkları .. ve ..’in haftada 3 gün 16:00 da mesainin bittiğini beyan ettikleri dikkate alındığında davacı ile birlikte çalışan hemşirelerin beyanları doğrultusunda haftada 3 gün mesainin 16:00 da bittiği kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken 17:00’a kadar çalıştığının kabulü hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.