
Esas No: 2022/56
Karar No: 2022/1002
Karar Tarihi: 28.03.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2022/56 Esas 2022/1002 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2022/56 E. , 2022/1002 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/56
Karar No : 2022/1002
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Başkanlığı (...)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 21/10/2021 tarih ve E:2021/9290, K:2021/11733 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Samsun ili, İlkadım ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmazın, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 09/05/2020 tarih ve 31222 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ...tarih ve ...sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 21/10/2021 tarih ve E:2021/9290, K:2021/11733 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 40. maddesi uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıkça belirtilmemesi halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği,
Öte yandan; acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı kararlarının Resmi Gazete'de yayımlanmasının ilgililere tebliğ hükmünde olduğuna dair bir düzenlemeye mevzuatta yer verilmediği; ayrıca, anılan kararların Anayasa'da yer alan bir temel hak olan mülkiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte olması nedeniyle, Resmi Gazete'de yayımlanmasının dışında ayrıca yazılı bildirim yapılmasının, Anayasa'da güvence altına alınmış olan hak arama özgürlüğünün de gereği olduğu,
Bu çerçevede; muhatapları açısından subjektif ve kişisel nitelikte olan acele kamulaştırma kararlarının; uygulanma süresi içerisinde, yazılı bildirim veya öğrenme üzerine yasal dava açma süresi içinde dava konusu edilebileceklerinin açık olduğu,
Uyuşmazlıkta; dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı davacıya tebliğ edilmediğinden, bu işleme karşı öğrenme tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde dava açılabileceği,
Dosyanın ve uyuşmazlığa konu taşınmaza acele konulmasına ilişkin .... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:...sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinden; uyuşmazlığa konu taşınmaza acele el konulmasına ilişkin .... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:..., K:...sayılı kararı ile bu dosyada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun, 18/11/2020 tarihinde usulüne uygun olarak davacı vekiline tebliğ edildiği, anılan davacı vekilinin görülmekte olan davada da davacının vekili olduğu, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:..., K:...sayılı kararında, davaya konu taşınmazın Cumhurbaşkanı Kararı doğrultusunda acele kamulaştırılmasına karar verildiğinin belirtildiği,
Bu durumda; 18/11/2020 tarihinde davacı vekiline tebliğden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde, en son 18/01/2021 tarihinde dava açılması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 06/09/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, adli yargıda açılan bedel tespiti ve tescile ilişkin davada, dava dilekçesi ve tensip zaptının 11/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, Kamulaştırma Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca, dava açma süresinin bu tarihten itibaren değerlendirilmesi gerektiği, acele kamulaştırmaya ilişkin işlemin davacıya tebliğ edilmediği, mülkiyet hakkının en temel haklardan olduğunun gözetilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ :
İdarelerin genel olarak takip etmekle yükümlü olduğu idari usule ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, özel mülkiyetin sahip olduğu anayasal himayenin sonlandırılması suretiyle tesis edilecek 'kamulaştırma' konusundaki işlemlerin, ihlâl ettiği/edeceği değerlerin niteliği itibarıyla, özel birtakım usullere dayanılarak hazırlanması ve kurulması amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kabul edilmiştir.
Buna göre kamulaştırma açısından en önemli konuların başında, taşınmaz malın sahiplerince, acele kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin tüm unsurları ile bilinip/bilinmediğinin tespiti hususu gelmektedir. Zira, bu kişilerin kamulaştırmaya karşı mülkiyet haklarını koruyabilmesi ve gerekli başvuruyu yapabilmesi için kamulaştırmadan tüm yönleriyle haberdar edilmeleri gerekmektedir. Kamulaştırmanın idarî yargı yeri önünde dava konusu edilebilmesi için adlî yargı yerince, taşınmaz malikine çıkarılan tebligatlarda, dava konusu işlemin Resmi Gazete tarihi ve sayısının bildirilmesi hususu son derece önem taşımaktadır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı kararının davacıya tebliğ edilmediği; her ne kadar, taşınmaza acele el konulmasına ilişkin .... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:..., K:...sayılı kararının ve bu dosyada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun 18/11/2020 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş ise de, anılan Mahkeme kararı ve bilirkişi raporu içeriğinde, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının ilan edildiği Resmi Gazete'nin tarihi ve sayısı ile işlemin tarih ve sayısı yer almadığından, görülmekte olan davada da davacı vekili olan avukata, bir başka davada yapılan tebligat ile, davacının dava konusu işlemi öğrendiği sonucuna varılamayacağı, bireysel işlem niteliğinde olan acele kamulaştırma kararının davacıya tebliğ edilmesi veya davacının dava konusu işlemi tüm unsurları ile öğrendiği hususunda kuşku bulunmaması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı Kanun'un 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve aynı Kanunun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 21/10/2021 tarih ve E:2021/9290, K:2021/11733 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 28/03/2022 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrası uyarınca idari işlemlere karşı özel kanunlarında genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, ivedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklarda dava açma süresinin otuz gün olduğu hususunun da 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda düzenlendiği gözönüne alındığında, adı geçen Kanun'un 20/A maddesinde getirilen ivedi yargılama usulünde otuz günlük dava açma süresinin ivedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklar yönünden genel dava açma süresi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasında getirilen özel kanunlarda genel dava açma süresi öngörülmüş ise bu sürenin uygulanacağına yönelik düzenleme uyarınca, ivedi yargılama usulünde uygulanacak otuz günlük dava açma süresi özel kanunda düzenlenmeyip 2577 sayılı Kanun'da düzenlenmesi sebebiyle Anayasa'nın 40. maddesi uyarınca ivedi yargılama usulünde getirilen otuz günlük genel dava açma süresinin özel dava açma süresi olarak da kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, uyuşmazlığa konu taşınmaza acele el konulmasına ilişkin .... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:..., K:...sayılı kararı ile bu dosyada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun, 18/11/2020 tarihinde usulüne uygun olarak davacı vekiline tebliğ edildiği, anılan davacı vekilinin görülmekte olan davada da davacının vekili olduğu, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:..., K:...sayılı kararında, davaya konu taşınmazın Cumhurbaşkanı Kararı doğrultusunda acele kamulaştırılmasına karar verildiğinin belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlemi en geç 18/11/2020 tarihinde öğrenen davacı tarafından, otuz günlük dava açma süresinde, en son 18/12/2020 tarihinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra 06/09/2021 tarihinde açılan davanın, esasının incelenmesi olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen Daire kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.