
Esas No: 2011/1559
Karar No: 2011/5586
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1559 Esas 2011/5586 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yozgat İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2010
NUMARASI : 2009/351-2010/42
İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı duruşmaya gelmediği gibi cevap dilekçesi de vermemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve bu Kanunun uygulanması için çıkarılan Tüzük hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hâkim kendiliğinden denetlemelidir. 19.01.2011 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa ile Tebligat Kanununda esaslı değişiklikler yapılmıştır.
Somut olayda, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati davalı Şirkete ... Üzeri .........Köyü /Yozgat adresinde “Muhasebeci S.B. imzasına” tebliğ edilmiştir. Tebligat Kanunu"nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da olanaklı
değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması yasal zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılacaktır. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir. Öte yandan, Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi gereğince tebligat, tebliğ yapılacak gerçek ve tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılır. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında değerlendirildiğinde, dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğ işlemlerinin, yasal mevzuat kapsamında yöntemince yapılmadığı ve bu nedenle geçersiz olduğu açıktır.
Bu nedenle, davalıya Anayasa’nın 36. maddesinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için dava dilekçesi ve davetiyenin Tebligat Kanunu ve ilgili tüzük hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Kamu düzenine ilişkin bu yönün gözardı edilerek, davalının yokluğunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.