Esas No: 2022/2762
Karar No: 2022/6401
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/2762 Esas 2022/6401 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, 12.12.1992-15.12.1993 tarihleri arasında özel bir dershanede çalıştığını ve sigorta başlangıç tarihini 15.12.1992 olarak tespit ettirmek istemiştir. İlk derece mahkemesi, davanın kısmen kabulüne hükmetmiş; istinaf başvurusu sonrasında 10. Hukuk Dairesi, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Ancak davalı Kurum vekili tarafından yapılan temyiz itirazları sonucunda dosya tekrar ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. Mahkeme, davacının fiili çalışmasının araştırılması gerektiğine ve yeterli kanıt olmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğuna hükmetmiştir. Bu bağlamda, sigortalılık süresinin başlangıcını düzenleyen 506 sayılı Yasa'nın 108. maddesi, sigortalı sayılabilmenin sadece işe giriş bildirgesinin varlığına değil, Yasa'nın belirlediği şekilde eylemli olarak çalışmaya da koşul olduğunu belirtmiştir. İşe giriş bildirgesinin tek başına yeterli olmadığı ve çalışmanın varlığının belirlenmesi için gerekli belgelerin Kuruma sunulması gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, çalışmanın varlığına yönelik her dava sigortalılığın t
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi
Dava, 15/12/1992 tarihinde 1 günlük sigortalı çalışması olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalılardan Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının davalı ...Ş. (Özel ... Dershanesi) nezdinde 12.12.1992-15.12.1993 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiş; 28.12.2017 tarihli celsede taleplerinin sigorta başlangıç tespiti olduğunu ve işverenler hakkındaki davayı atiye terk ettiklerini belirterek, davacının sigorta başlangıç tarihinin 15.12.1992 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile;
1- Davacının ... sicil nolu ... Servis İşl. Tic. Eğitim Hizmet A.Ş. isimli işyerinde 15/01/1993 tarihinde 1 gün sigortalı olarak çalıştığının tespitine, davacının sigorta başlangıç tarihinin 15/01/1993 tarihi olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Davalı ve dahili davalı işverenler hakkında açılan davanın atiye terk edilmesi nedeniyle bu davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı SGK vekili, fiili ve gerçek çalışmanın varlığının yeterince araştırılmadığını, salt işe giriş bildirgesinin verilmiş olması ve tanık beyanlarının esas alınarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 108. maddesinin 1. fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa'nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına ... sicil sayılı ... A.Ş. unvanlı işyerinden verilen ve üzerinde işe giriş tarihi bulunmayan bildirgenin 15/01/1993 tarihinde 5401 varide numarasıyla Kurum kayıtlarına girdiği, sigortalının ve işverenin imzasının bulunduğu, bildirgedeki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarıyla uyumlu olduğu, sigorta sicil numarasının 1993 yılı serilerinden olduğu, davacıya verilen sigorta sicil numarasının sonraki hizmetlerinde de kullanıldığı, ... sicil sayılı işyerinin 01.11.1992-31.01.1994 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu ve işyeri tescil dosyasında unvanının ... Servis İşl. Tic. Eğt. Hiz. A.Ş. olduğunun görüldüğü, dönem bordrolarının getirildiği, tanıkların dinlendiği ancak eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu itibarla mahkemece yapılacak iş, dershane öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanlığı’na bildiriminin yapılması gerektiğinden, öncelikle davacının Bakanlık nezdindeki şahsi sicil dosyası getirtilmeli, davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde dershanede çalışan öğretmenlere ilişkin liste ilgili Milli Eğitim Müdürlüğünden istenmeli ve listede ismi olanların ifadelerine başvurulmalı, böylelikle çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.