Esas No: 2021/4070
Karar No: 2022/6387
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/4070 Esas 2022/6387 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
İş Mahkemesi'nde açılan tazminat davası neticesinde, borçlu tarafın borcu söndüren bir belge sunması halinde, belgenin incelenmesi gerektiği ve savunmanın genişletilmesi yasağının bulunmadığı belirtilerek, davacı ve davalılar arasında yapılan sulh sözleşmesinin ve anılan protokolün değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği hükmedilmiştir. Kanuni düzenlemelere göre sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Kararda belirtilen kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK’nun 313, 314/1 ve 315/1 maddeleridir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince verilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde hükümde belirtilen gerekçelerle asıl davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacılar vekili ile davalılardan ... İzolasyon Doğalgaz İnş. Nak. Turz. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ... vekilleri tarafından süresi içerisine temyiz başvurusunda bulunulduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık borçlunun, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge (makbuz) ibraz etmesi halinde, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
Bir hususun varlığı veya yokluğu mahkemenin davayı esası bakımından inceleyip, karara bağlamasına engel teşkil ediyorsa, dava şartı söz konusudur. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Bu noktada, dava hakkının bir anlamda dava şartı olduğu kuşkusuzdur. Dava hakkının varlığı ya da düşmüş bulunmasının incelenmesi, doğrudan hakime verilmiş ödevlerden olması karşısında, Yargıtay Dairesi, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının tamam olup olmadığını kendiliğinden gözetebilir.
Davanın hukuksal niteliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Gerçekten de, yargılamada davayı inkar eden davalının savunması borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine, delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından da söz edilemeyecektir.
Sonuç itibariyle; yargılama aşaması henüz tamamlanmamış böyle bir durumda, borcu itfa eden belgenin veya dava şartının söz konusu olduğu hallerde, dava sonuçlanıp kesinleşmemiş ise, ibraz edilen ve borcu söndüren yazılı belgenin dikkate alınması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.07.2007 gün 2007/13-453 Esas ve 2007/453 Karar sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir.
Bu kapsamda ödemenin taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığı çözüme ulaştırması açısından Usul ve Borçlar Hukukunda yer alan kanuni düzenlemelere işaret etmek faydalı olacaktır.
6100 sayılı HMK’nun 313.maddesine göre, sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. 314/1.maddesi kapsamında sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. 315/1.maddesi kapsamında da sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, mahkemece verilen 24/06/2015 tarihli ilk karardan sonra davacılar ile davalılardan ... ve ... Şirketleri vekillerinin bir araya gelerek 05.10.2015 tarihinde düzenledikleri protokol kapsamında davacılara maddi ve manevi tazminat alacaklarına mahsuben 150.000,00 TL ödenmesi ve vekalet ücretlerinin aidiyeti noktasında anlaştıkları anlaşılmakla, anılan bu belgenin bir sulh sözleşmesi olup olmadığı, davacıların anılan protokolde kararlaştırılan ödemeler haricinde alacaklarının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu protokol değerlendirilmeksizin hüküm tesisi hatalı olmuştur.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yazılı biçimde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılardan ... İzolasyon Doğalgaz İnş. Nak. Turz. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli bozma sebeplerine göre bu aşamada davacılar vekilinin ve temyiz eden davalılar vekilinin temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ... İzolasyon Doğalgaz İnş. Nak. Turz. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ...’a iadesine 26.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.