Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8606
Karar No: 2022/6415
Karar Tarihi: 26.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8606 Esas 2022/6415 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/8606 E.  ,  2022/6415 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... 24. İş Mahkemesi

    Asıl dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine, birleşen dava menfi tespit istemine ilşkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl dava dosyası yönünden davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalı açısından davanın kabulüne, birleşen dava dosyası yönünden davanın reddine dair verilen karara karşı ... tarafından davacısı olduğu birleşen dava dosyası hakkında, ... Vakfı tarafından ise davalısı olduğu asıl dava dosyası ve davacısı olduğu birleşen dava dosyası hakkında istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince birleşen dava dosyası yönünden istinaf taleplerinin esastan reddine, asıl dava dosyası yönünden ise istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı Vakıf hakkındaki davanın kısmen kabulüne, birleşen dava dosyası yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince verilen kararın, ... tarafından davacısı olduğu birleşen dava dosyası hakkında, ... Vakfı tarafından ise davalısı olduğu asıl dava dosyası ve davacısı olduğu birleşen dava dosyası hakkında temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı kazalı 21/03/2008 tarihinde asıl davayı açarak 378.844,50 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, asıl dosyanın davalıları ... ile ... Vakfı 29/11/2010 tarihinde birleşen davayı açarak kazalının kendi işçileri olmaması nedeniyle asıl dosyanın dava dilekçesinde talep edilen 15bin TL yönünden borçlu olmadıklarının tespitini talep etmişlerdir.
    II-CEVAP
    Asıl dava dosyasında davalılar ... ile ... Vakfı davaya cevaplarında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini,
    Birleşen dava dosyasında kazalı davaya cevabında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince asıl dava dosyası yönünden davalı ... yönünden davanın reddine, davalı vakıf yönünden davanın kabulüne, birleşen dava dosyası yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İlk derece mahkemesince verilen karara karşı verilen karara karşı ... tarafından davacısı olduğu birleşen dava dosyası hakkında, ... Vakfı tarafından ise davalısı olduğu asıl dava dosyası ve davacısı olduğu birleşen dava dosyası hakkında istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince birleşen dava dosyası yönünden istinaf taleplerinin esastan reddine, asıl dava dosyası yönünden ise istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı Vakıf hakkındaki davanın kısmen kabulüne, birleşen dava dosyası yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    ... ve ... Vakfı’nın ortak vekili temyiz dilekçesinde özetle ilk derece mahkemesi gerekçesinde hata olduğunu, bu gerekçede sigortalının ... isimli işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir denilmekle hatalı bir gerekçe kurulduğunu, oysa tespit dosyasında sigortalının 20/07/2007 ila 23/07/2007 tarihleri arasında ... üzerindeki kayıtlı işyerindeki çalışmalarının iptaline ve 02/07/2007 ila 23/07/2007 arasındaki dönemde Dünya Ehli Beyt Vakfı'nda çalıştığına karar verildiğini, istinaf mahkemesinin bu ifadelerine kararında yer vermediğini, tespit dosyasında yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurduklarını, o dosyanın sonucu beklenmeden karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, vakfın bir tüzel kişi olduğunu, olayda bu inşaatı yapan, kalfalar, ustalar, inşaat mühendisleri, belediye fen işleri, ayrıca kanunen yapı denedim firmasının da bulunduğunu, yapı denetim firmasının A dan Z'ye kadar inşaatın her alanında sorumlu olan müessese olduğunu ve inşaatı günlük olarak kontrol ettiğini, bunun karşılığı inşaat maliyetinden yüzde 11 bedel aldığını, bu nedenle müvekkili vakfın kusur yönünden yüzde yüz kusurlu bulunmasının çok abartılı olduğunu, hesaplanan tazminat miktarının da çok fahiş olduğunu, sürekli iş göremezlik oranı noktasında yeni bir adli tıp raporu alınmasını ve olayla ilgili 3 kişilik bilirkişi heyetinden hesaba dönük bilirkişi raporu istenmesini talep ettiklerini, Çalışma Bakanlığı iş müfettişinin düzenlediği raporlarda olayın iş kazası olmadığının belirtildiğini, kazalının müvekkili vakıftan değil sigortalı olduğu ... firmasından bir yıl boyunca işsizlik maaşı aldığını ileri sürmüştür.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Eldeki dosya kapsamı ve aynı olaya ilişkin Dairemiz’in 2022/4177 Esas sırasında kayıtlı dava dosyası kapsamından, 23/07/2007 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle davacı sigortalının yaralandığı, temyiz incelemesine konu eldeki dosya yönünden sürekli iş göremezlik oranının %61,00 olduğu, hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda davalı vakfın %100 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, davacı kazalının eldeki temyiz incelemesine konu dava dosyasından ayrı olarak hizmet tespiti davası açarak 02/07/2007-23/07/2007 tarihleri arasında davalı ...’nda sigortalı olarak çalıştığının tespitini talep ettiği, devam eden
    aşamada kazalı sigortalının ... isimli gerçek kişi ve SGK aleyhine dava açarak 20/07/2007-23/07/2007 tarihleri arasında ...’ın işyerinden bildirilen çalışmalarının iptaline karar verilmesini talep ve dava ettiği, anılan her iki dosyanın birleştirilmesine karar verildiği, bu dosyalar hakkında mahkemesince sigortalının 20/07/2007-23/07/2007 tarihleri arasında ...’ın işyerinden bildirilen çalışmalarının iptaline, sigortalının davalı vakfa ait işyerinde 02/07/2007-23/07/2007 tarihleri arasında 22 gün ve günlük 19,50 TL brüt ücretle sigortalı bir işte çalışmış olduğunun tespitine karar verildiği, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemiz’in 04.06.2013 tarih ve 2013/8489 Esas, 2013/12375 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, bu haliyle davacı sigortalının kaza tarihindeki işvereninin davalı ... Vakfı olduğu hususunun kesinleştiği, Kurum tarafından ikinci kez düzenlenen iş kazası inceleme raporunda olayın iş kazası olduğu, işverenin ... Vakfı olduğunun tespit edildiği ve işverenin İş Kanunu‘nun 77. maddesine aykırı davrandığından sorumlu olduğu, işçinin ise iskelenin sağlamlığını kontrol etmeden, güvenlik malzemelerini almadan iskeleye çıktığı, bu şekilde dikkatsiz ve kendi can güvenliğini gözetmeden çalışmasının ağır kusura esas teşkil edeceği, bu nedenle 506 sayılı yasanın 111. maddesinin uygulanması gerektiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
    4857 sayılı Kanun'un 77. maddesi uyarınca, işverenler iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumluluklar konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Anılan madde ile, işverenlere, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramından kapsamlı olarak, her türlü önlemi almak yanında, bir anlamda objektif özen yükümlülüğü de öngörülmektedir. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul edilemez.
    Diğer taraftan, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların bedeni ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler
    Tazminat davalarının özelliği gereği İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşullar gözönünde tutularak ve özellikle zararlandırıcı olayın niteliğine göre, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, zararlandırıcı sigorta olayı yönünden alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle işveren ve işçi yönünden kusurun aidiyeti ve oranı, olayın meydana gelmesinde üçüncü kişinin katkısının bulunup bulunmadığı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalıdır.
    Somut olayda, olayın oluş biçimi ve iş kazasının varlığına ilişkin Kurum tarafından ikinci kez düzenlenen inceleme raporundaki kazalı işçi ve davalı Vakfa ilişkin kusur değerlendirmeleri dikkate alınıp, davalı Vakfın yapı denetim firmasının
    sorumluluğuna ilişkin istinaf başvuru nedenleri üzerinde durulup, her ne kadar ceza dava dosyası zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmış ise de eldeki dosyada bu yöne ilişkin iddia ve ispatın tahkikat süresince ileri sürülmemesi nedeniyle ceza dava dosyası içeriği de yapı denetim firması yönünden irdelenip kazanın meydana geldiği inşaat işyerine ilişkin olarak yapı denetim firmasının mevcut olduğunun anlaşılması halinde ilgililere kusur izafe edilip edilmeyeceğinin de değerlendirilmesi, ayrıca iş güvenliği önlemlerine uyulmasının kazalı bakımından hem ödev hem de sorumluluk olduğu dikkate alınıp kazaya konu iskeledeki çalışma kapsamında kendi can güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak gerekli tedbirlerin alınması yönünde işverene başvurup başvurmadığı, emniyet kemeri, emniyet filesi gibi kazayı önleyici tedbirlerin alınmasını talep edip etmediği ve tehlikeli çalışma ortamında kendisinin kişisel olarak ne gibi bir önleme başvurduğu hususlarının da irdelenmesi, varsa rücuan tazminat dava dosyası içeriğini gözetecek ve bu çerçevede kusurun oran ve aidiyetlerini belirleyecek şekilde uzman heyetten kusur raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Kabul ve uygulamaya göre de asıl dava dosyasının davalısı ...’un istinaf başvurusu asıl dava dosyasına yönelik olmamasına karşın asıl dava dosyası yönünden de ...’un istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olması, diğer yandan asıl dava dosyasında davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer bir deyişle ...’un tazminatlardan sorumlu olmadığına karar verilmiş olmasına rağmen ... ve Vakıf tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkin birleşen dava dosyasının ... yönünden de reddine karar verilmesi nedeniyle her iki dosya hakkında verilen kararlar arasında çelişki oluşturulması, yine davalı Vakfın ünvanının karar başlığında eksik gösterilmesi de doğru olmamıştır.
    Bölge adliye mahkemesince bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, ...’un davacısı olduğu birleşen dava dosyası açısından, ... Vakfı’nın ise hem davalısı olduğu asıl dava dosyası, hem de davacısı olduğu birleşen dava dosyası açısından bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nce verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatıran ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi