Davacı vekili, davacının davalı işveren tarafından geçersiz nedenle iş akdi feshedildiğinden feshin geçersizliğine ve işe iadesine, karara rağmen işveren tarafından süresi içerisinde işe başlatılmaz ise 8 aylık brüt ücret tutarında tazminatın belirlenmesine, davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında; Müvekkilim Ege bölge direktörüne bağlı olarak çalışmasını Gaziantep’ te sürdürdüğünü, dosyanın yetkili Gaziantep İş Mahkemesine gönderilmesini, yetkili mahkemenin Gaziantep İş Mahkemesi olduğunu bildirdiklerini belirtmiştir
Davalı vekili, yetki itirazında bulunmak suretiyle Kadıköy İş Mahkemesine yetkisizlikle dosyanın gönderilmesini ve haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı işyeri merkezinin Kadıköy"de olduğu ve davacının davalı şirkete bağlı ilaç tanıtımcısı olarak çalıştığı, davalı tarafın yetki itirazı nedeniyle yetkili mahkemenin Kadıköy iş mahkemesi olduğundan mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili Kadıköy İş Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından karar temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, yetkili mahkemenin hangi iş mahkemesi olduğu uyuşmazlık konusudur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, “iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.”
İş mahkemelerinde yetki kuralı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, yani işyeri mahkemelerini de yetkili kılmaktadır.
İş mahkemesine açılan dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Türk Medeni Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca gerçek kişi yönünden “Yerleşim yeri sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir”. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgâh sayılması gerekir. Aynı kanununun 49. maddesi uyarınca da, “Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. Bu yer de genelde merkezin bulunduğu yerdir.
Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı yer, bir başka anlatımla işyeri tanımına 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nda yer verilmemiştir. İşyerini tanımına 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde yer verilmiştir. Buna göre “İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.” Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.
İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan davalı tarafça süresinde yapılmasa da hakim tarafından kendiliğinden bu husus göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hakim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı şirketin idari merkezinin İstanbul/Kadıköy olduğu, davacının son defa çalıştığı işyerinin ise Gaziantep"te bulunduğu dosya kapsamından sabittir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. Maddesinde belirtilen yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup öngörülen yetkili mahkemelerden birini tercih hakkı işçiye aittir. Davacı işçinin yasal yetkili mahkeme dışında başka bir yer mahkemesinde dava açması tercih hakkını ortadan kaldırmayacağı gibi bu seçim hakkının işverene geçmesi sonucunu da doğurmaz. Davalının yetki itirazı üzerine davacı tercih hakkını kullanarak işini yaptığı işyeri için yetkili mahkeme Gaziantep İş Mahkemesinde görülmesini talep ettiğinden bu beyanı dikkate alınarak Gaziantep İş Mahkemesinin yetkili olduğuna karar verilmesi gerektiğinden davalının beyanı dikkate alınarak yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.