Davacı vekili; müvekkilinin 02.05.2000 tarihinde finans danışmanı olarak işe başladığını, 2003 yılında şirketin Ç.Şubesine satış yöneticisi olarak atandığını, gösterdiği performans üzerine 2006 yılı Kasım ayında terfi ettirilerek ....Şubeye satış müdürü olduğunu, ...A.Ş. ile ...A.Ş.’nin birleşme sürecinden sonra 07.07.2009 tarihinde görev yaptığı departmanın kapatılması gerekçesi ile kendisinin iş akdine son verildiğini, iş akdinin feshinden önce çalıştığı departmanın kapatılması sebebi ile "şubeler sigorta yöneticiliği" pozisyonunda görev alacağının bildirildiğini, bu pozisyonun görevli olduğu pozisyondan daha alt seviyede olması ve kazancının düşük olması sebebiyle görevi kabul etmediğini, akabinde iş akdinin fesih edildiğini beyanla işe iadesini talep etmiştir.
Davalı vekili; bankadan satışın banka sigortacılığı bölümünde daha verimli olması amacı ile işletmesel karar ile yeniden yapılandırma ile organizasyon yapısında değişikliğe gidildiğini, satış yöneticiliği pozisyonunun kademeli olarak kaldırılarak şubeler sigorta yöneticisi şeklinde yeni bir pozisyon oluşturulmasına karar verildiğini, banka satış kanalında mevcut MİY lerin bu pozisyona bağlı olarak Bireysel Emeklilik Sigortası ve hayat sigortası ürünleri satışını yürütmesine karar verildiğini, banka direkt satış kanalı yerine kademeli olarak ...bankadan satış modeline geçiş planlandığını, tüm Türkiye’de aynı anda değil, şirket politikası gereği öncelik verilen bölgeler bazında yapılmasına karar verildiğini, banka tarafından davacıya işletmesel karar sonucu eski görevine paralel ücretinin değişmediği çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılmaksızın yeni bir görev sunulduğunu, eski ve yeni görev pozisyonlarının aynı olduğunu statü olarak fark bulunmadığını, davacının pozisyonunun kapatıldığını ve davacı tarafından şubeler sigorta yöneticisi olarak yeni görevin herhangi bir gerekçe gösterilmeden reddedildiğini, kendisine uygun başka bir işin bulunamaması sebebi ile tazminat ve hakları ödenerek geçerli nedenle iş akdinin feshedildiğini, fesihte son çare ilkesine uyulduğunu bu nedenle haksız davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacıya teklif edilen bu işin terfi niteliğinde olmadığı aksine davacının bu pozisyona geçmesi halinde finansal danışman olarak çalışmak zorunda kalabileceği kendi satış ekibini kuramayacağı dolayısıyla satış hedeflerine ulaşmasının zor olacağı, Davacının önceki pozisyonları dikkate alındığında davalı şirkette bir başka bölümde direk satış bölümü yöneticiliğinde değerlendirilmesi mümkün iken bu pozisyona uygun iş bulunmadığını belirterek feshin son çare olması ilkesine de uyulmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta iddia, savunma ve dosya içeriğine göre işyerinde yeniden yapılandırma sürecine gidildiği ve bunun sonucu olarak da personel fazlalığı oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacı yeniden yapılan organizasyonda kendi konum ve pozisyonuna uygun Operasyonel Risk Ve İş Gözetim Yönetimi Bölümü, Satış Kalite Uyum Biriminde Uzman görev pozisyonunun teklif edilmediğini daha düşük seviyede olan Şubeler Sigorta Yöneticiliği pozisyonunun teklif edildiğini bu pozisyonu reddetmesi üzerine hizmet sözleşmesinin feshedildiğini belirtmiştir. Davalı işveren, yeniden yapılanma sebebi ile satış yöneticisi pozisyonunun iptal edilmesi nedeni ile davacının eski görevine paralel teklif edilen yeni görev ve pozisyonunu kabul etmediğini belirtmiştir. Davacının emsal olarak gösterdiği Operasyonel Risk Ve İş Gözetim Yönetimi Bölümü, Satış Kalite Uyum Biriminde Uzman pozisyonuna görevlendirilen satış yöneticisi ile davacının nitelikleri hakkında herhangi bir inceleme ve tespit yapılmamıştır. Feshin son çare ilkesi uygulanırken teklif edilen işin aynı koşullarda olması şart değildir ancak davacının emsal gösterdiği pozisyona yapılan görevlendirmede işverenin yönetim hakkını objektif iyiniyet kurallarına uygun kullanıp kullanmadığı araştırılmalı, kullanmış ise artık davacı o pozisyonun kendisine teklif edilmemesini, teklif edilen şubeler sigorta yöneticiliği görevinin reddi için gerekçe olarak ileri süremez. İşverenin yönetim hakkı çerçevesinde işlem yapıp yapmadığının belirlenmesi, yapılan işlemde yönetim hakkına aykırılık söz konusu değil ise iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanarak yapıldığının kabulü ile davanın reddi gerekir.
Mahkemece yapılacak iş, davacı işçinin emsal gösterdiği pozisyona atanan satış yöneticisi ile özellikleri kıyaslanmalı, emsal gösterdiği pozisyona atanabilme imkanı bulunup bulunmadığı ve emsal pozisyona görevlendirmede işverenin yönetim hakkını objektif iyiniyet kurallarına uygun kullanıp kullanmadığı, feshin son çare olma ilkesine uyulup uyulmadığı araştırılarak sonuca göre karar verilmelidir. Belirtilen nedenlerle yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.