21. Hukuk Dairesi 2017/5545 E. , 2018/8176 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 20. İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi :
Davacı, yurtdışı sigorta girişi nedeniyle sigortalılık başlangıç tarihinin 16/08/1982 olduğunun ve 47 yaş şartı ile yaşlılık aylığı alma şartlarını yerine getirdiğinin tespitine, Kurumun 23.11.2015 tarihli yaşlılık aylığı iptaline ilişkin işleminin ve 31.604,28 TL"lik borç tahakkukunun iptaline, aylığının yeniden başlamasına, birikmiş aylıkların ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı :
Davalı kurum , yapılan işlemlerde hukuka aykırı bir durumun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
Mahkemece, davanın kabulü ile;davacı hakkında borç tahakkukuna ilişkin davalı Kurumun 23/11/2015 tarihli işlemin iptaline,davacının sigorta başlangıç tarihinin 16/08/1982 tarihi olduğuna,davacının emeklilik ve yaşlılık aylığı alma hakkının kaldığı yerden devamına ve birikmiş aylıklarının kendisine ödenmesine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
Davalı vekilinin; kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf yoluna başvurduğu görülmüştür.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince ; davacının, yurtdışında ilk defa çalışmaya başladığı 16/08/1982 tarihinin sigorta başlangıcı olarak tespiti gerektiği bu halde; 29/01/2013 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasanın geçici 81/d maddesinde belirtilen 25 yıllık sigortalılık süresi, 5150 gün yaşlılık primi ödenmesi ve 47 yaşını doldurma şartlarını yerine getirdiğinden, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı, kurumun 23/11/2015 tarihli iptal işleminin yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle , davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz :
SGK, dava dosyasına sunulan bilirkişi raporuna itiraz etmelerine rağmen kurum aleyhine karar verildiğini ,Kurum işleminin hukuka uygun olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dosyadaki kayıt ve belgelerden,07.10.1965 doğumlu davacının Almanya’da 16/08/1982 - 31/01/2006 tarihleri arasında çalıştığı 11/12/2012 tarihli borçlanma talep dilekçesi ile yurt dışında geçen 07/10/1983-31/01/2006 arası sürelerini borçlanma talebinde bulunduğu, davalı Kurumun Bağ Kur kapsamında düzenlediği borç tahakkuk cetvelinde, 07/10/1983 – 31/01/2006 tarihleri arasındaki 8.034 gün için günlüğü 10,03 TL lik prim üzerinden 80.581,02 TL lik borçlanma bedeli hesaplanarak davacıya tebliğ edildiği,davacının 29/01/2013 tarihinde borcu kısmen 7.534 gün karşılığı 75.570,00 TL olarak ödediği,davacıya 1479 sayılı kanun gereğince 29/01/2013 tarihli tahsis talebine istinaden 22 gün SSK + 1559 gün Bağ-Kur ve 7534 gün Bağ-Kur kapsamında yurtdışı borçlanması olmak üzere toplam 9.115 gün üzerinden 01/02/2013 tarihinden itibaren aylık bağlandığı, hizmet cetvelinde , 25/12/2007 -15.01.2008 tarihleri arası 22 gün 506 sayılı Yasa,01/10/2008-31/01/2013 arası 4 yıl 4 ay (1560 gün) 1479 sayılı Yasa ve 7534 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında yurt dışı borçlanması bulunduğu, 31/01/2013 itibariyle prim borcu bulunmadığı anlaşılmaktadır.
23/11/2015 tarihli Kurum yazısında,SSK kazançları güncelleme işlemi sırasında 2.karar işlemi yapılırken 50 yaşını doldurmadığı uyarısına istinaden sistemin maaşı yanlış bağladığının anlaşıldığı,01.10.2015 itibariyle aylığın iptal edildiği,31.604,28 TL borç oluşturulduğu,50 yaşını 07/10/2015 tarihinde doldurduğundan 30/11/2015 tarihi itibariyle 3.188,55 TL prim borcu ödeyerek takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı bağlanacağı belirtilmiştir.
İlk derece Mahkemesi,bilirkişi raporuna göre ,davacının yurt dışında ilk defa çalışmaya başladığı tarihin Türkiye’de de ilk defa çalışmaya başladığı tarih olarak tespiti yönündeki davacı talebinin kabul edilmesi gerektiği, bu durumda davacının borçlanma yaptığı 7.534 gün karşılığı 20 yıl 11 ay 4 günün, Almanya’da çalışmaya başladığı 16/08/1982 tarihine ilave edildiğinde (25 yılı doldurmaya 5 yıldan fazla - 6 yıl 6 aydan daha az kalan erkek sigortalılar) 47 yaş şartına tabi olduğu ve borçlanma tutarını ödediği 29/01/2013 tarihinde yaşlılık aylığı şartlarını yerine getirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise, davacının aylık koşulları 1479 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesi gerektiği halde 506 sayılı Yasa kapsamında değerlendirildiği gerekçesine dayanan Kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermiştir.
Davacının Almanya’da ilk işe başlama tarihinin yurt dışı hizmet belgesine göre 16/08/1982 olduğu ve davacının 07/10/1983 tarihinde 18 yaşını tamamladığı anlaşılmakla, Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihinin 07/10/1983 olduğunun tespiti gerekir.
3201 sayılı Yasanın, 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı Yasanın 79. maddesi ile değişik “Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5. maddesi , “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir…” hükmünü içermekte olup; yasanın anılan açık hükmü karşısında, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi gerekir.
Davacının 11.12.2012 tarihli yurt dışı borçlanma talebi, Kurum tarafından 3201 sayılı Kanun"un 5.maddesinin 4.fıkrasına göre borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre 5510 sayılı Kanun"un 4/1-(b) bendi kapsamında kabul edilmiş ve davacı Bağ-Kur kapsamında düzenlenen 8034 günlük borç tahakkuk cetvelinden 7534 gün karşılığı kısmi ödeme yapmıştır. 3201 sayılı Kanun"un 5" inci maddesinin 1" inci fıkrasına göre Kurumca yapılan borçlanma tahakkuk işlemi yerinde olduğu gibi Kurumca düzenlenen borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedeli herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ödenmiştir.3201 sayılı Yasanın 5.maddesine göre,borçlanma tahakkuk belgesinde kayıtlı son tarih olan 31/01/2006 dan geriye doğru ödemesine karşılık gelen 7534 gün (20 yıl 11 ay 4 gün) intibak ettiğinde, davacının Bağ-Kur kapsamında yaptığı yurt dışı borçlanması 27/02/1985-31/01/2006 aralığına yerleştirilmeli ve aylık koşulları da buna göre değerlendirilmelidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.