Esas No: 2021/4131
Karar No: 2022/5883
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/4131 Esas 2022/5883 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/4131 E. , 2022/5883 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi
No : 2020/3054-2021/185
İlk Derece
Mahkemesi : Bakırköy 5. İş Mahkemesi
İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulün kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesince davalı istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında kısmen kabul ve kısmen redde dair karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve davalı vekili tarafındanda duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.04.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı ... adına Av. ... ile davacılar adına Av. ... geldiler. Diğer davalı adına gelen olmadı. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili 25.02.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin desteği sigortalı ...’ın 12.09.2006 tarihinde iş kazası neticesinde vefatı nedeniyle sigortalının eşi ..., çocukları ... ve ... için 500 TL’şer maddi, Eş lehine 100.000 TL çocukların her biri lehine 75.000 TL’şer manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 22.06.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere maddi tazminat istemini eş ... yönünden 121.624,36 TL’ye, çocuk ... yönünden 29.357,56 TL’ye artırmıştır.
II- CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffa ...’ın ölümünün iş kazası sonucu olmadığını, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının maddi ve manevi tüm zararının karşılandığını, davacının davalılardan hiç bir hak ve alacağının kalmadığını, tarafların tamamen birbirini ibra ettiğini, davacılara 30.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacının ibralaşmanın ardından şikayetinden de vazgeçtiğini, davacı ...’ın Ceza Mahkemesinde verdiği ifadesinde de kazadaki kusurun eşine ait olduğunu, davalıların her hangi bir kusurunun olmadığını, şikayetini ailesini baskısı nedeni ile yaptığını ve şikayetinden vazgeçtiğini beyan ettiğini, hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını, davalı ... açısından bakıldığında müteveffanın çalışmadığı ve ziyaret amacıyla geldiği inşaat alanında kendisi ile ilgili olmayan bir asansörle uğraşması ve davalı ...’ı da bu hususta zorlaması ve bu arada kaza geçirmesinin sorumluluğunun davalıya yüklenemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; “1-Davacılardan ... ’ın yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılmakla bu davacı yönünden hüküm tesisine yer olmadığına,
2-Diğer davacıların maddi tazminat yönünden davalarının kısmen kabulü ile, davacı ... ve ... yönünden ilk dava dilekçesinde talep edilen 500 er TL maddi tazminat yönünden kabulü ile kaza tarihi 12.09.2006 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek müteselsil alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, ıslah sureti ile talep edilen miktarın kaza tarihine göre zamanaşımına uğradığı bu konuda davalı tarafın süresinde zamanaşımı itirazında bulunması nedeni ile ıslah ile talep edilen miktarlar yönünden davacıların davasının reddine,
3-Davacılar ... ve ... yönünden manevi tazminat istemlerine ilişkin dava yönünden davalılarının kısmen kabulü ile, davacı ... için takdiren 20.000 TL davacı ... için 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12.09.2006 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine,” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince “Davalı vekili tarafından, istinaf dilekçesinin süresinde sunulmadığından ve kamu düzenine de bir aykırılık bulunmadığından, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b/1 bendi uyarınca Esastan Reddine,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen yerinde olduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararın kısmen usul ve yasaya aykırı olduğu, ancak dosyada delillerin toplanmış olmasına göre karardaki hata ve eksikliklerin yerel mahkemesine gönderilmeksizin dosya üzerinden Dairemizce değerlendirilip yeniden hüküm kurulabileceği anlaşıldığından, HMK 'nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına,
1-Davacılardan ... 'ın yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılmakla bu davacı yönünden hüküm tesisine yer olmadığına,
2-Diğer davacıların maddi tazminat talebi yönünden davalarının kabulü ile,
Davacı ... için 121.624,36 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 12/09/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı ... için 29.357,56 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 12/09/2006 tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacılar ... ve ... yönünden manevi tazminat istemlerine ilişkin dava yönünden davalarının kısmen kabulü ile,
-Davacı ... için takdiren 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12.09.2006'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine,
-Davacı ... için 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12.09.2006'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: eş ve çocuk ... yönünden manevi tam kabul edilmelidir. Islahtaki miktarla karar verilmesinin hatalı olduğunu 2021 yılı asgari ücretleri uygulanmalıdır.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle: Müteveffanın başka bir işyerinde çalıştığını, bu durumun davacı beyanıyla sabit olduğunu, davacı eşin Ceza Mahkemesinde beyanına göre olay günü eşinin ağabeyini ziyaret amacıyla şantiyeye gittiği, bu işyerinde para aldığı hususlarında hiçbir bilgi ve belge olmadığını, müteveffanın mesai bitiminde yeğeni Denizi ziyaret amacıyla şantiyede olduğunu davacıların tüm zararına karşılık 30.000 TL ödeme yapıldığını, ıslahın zamanaşımına uğradığına dair ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğunu, manevi tazminatların fazla olduğunu olayın iş kazası olmadığının tespiti için açılan davanın sonucu beklenmesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A) Davacı vekilinin reddolan manevi tazminatlara, Davalı ... vekilinin davacı ... lehine hükmedilen manevi, davacı ... lehlerine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için 78.630,00 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, davacılar vekilinin ... lehine 100.000 TL, ... ve ... lehlerine 75.000 TL’şer manevi tazminat talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince verilen 17.06.2019 tarihli kararda davacı ... lehine 20.000 TL, davacı ...’ın tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığında davacı ... lehine 15.000 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın davacılar ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 20.01.2021 tarihli kararıyla istinaf istemlerinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, davacıların her biri lehine hükmedilen ve maddi ve manevi tazminat istemlerinin birbirlerinden bağımsız olarak Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan 72.070,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davacılar ve davalılar vekilinin anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
B) Davacı vekilinin maddi tazminat hükümlerine, Davalı ... vekilinin ise davacı ... lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında vefat ettiği belirtilerek davacı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı olmuş ise de; davacılar vekilinin bu hususa ilişkin açık temyiz itirazının bulunmaması nedeniyle bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
1- 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddenin 3 ve 4. fıkrasına göre “12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. Kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar.”
HMK’nın 05.8.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı kanunun 31. maddesi ile değişik 361/1. maddesine göre “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.”
Somut olayda ilk derece mahkemesince verilen kararın davalı ... vekiline 31.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin ise iki haftalık yasal temyiz süresi geçtikten sonra 16.08.2019 tarihinde istinaf talebinde bulunduğu, bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda tespit edilmesine karşın, istinaf isteminin içeriği ile ilgili kamu düzeni ve emredici hukuk kurallarına aykırılık dolayısıyla inceleme yapılarak istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2- Bölge Adliye Mahkemesince verilecek kararların içermesi gereken unsurlar 6100 sayılı HMK’nun 359.maddesinde düzenlenmiş olup anılan maddenin 1/e maddesinde “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin.” Kararda gösterileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda davacıların maddi tazminat istemleri ile ilgili ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımına uğramadığına yönelik tespit yerinde olmuş ise de maddi tazminat miktarı yönünden itibar edilen hesap raporunun hükümde gösterilmemesi, öte yandan davalının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf süresini kaçırması nedeniyle davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak kapsamında itibar edilmesi gereken raporun ilk derece mahkemesince itibar edilen 10.04.2019 tarihli rapor olduğu bu rapora göre davacıların hak ettiği tazminat yönünden fazlaya ilişkin talep hakkının saklı tutulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları ile kanunun açık hükmüne aykırı görülen hususlar re’sen dikkate alınarak, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesinin, davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında kısmen kabul ve redde ilişkin verdiği hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi hükmü bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesinin 20.01.2021 tarih ve 2020/3054 E- 2021/185 K sayılı kararında:
A) Gerekçe kısmında: “Davalı vekilini istinaf başvurusu yönünden yapılan inceleme” bahsi altında yer alan “Dairemizce resen yapılan incelemede ise kamu düzenine ve emredici hukuk kurallarına herhangi bir aykırılık saptanmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 352, 353/1-b.1 ve 355. maddeleri uyarınca esastan reddi gerektiğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” Rakam ve sözcüklerinin silinerek “bu sebeple davalı ... vekilinin istinaf yoluna başvuru dilekçesi istinaf başvuru süresi geçtikten sonra sunulması nedeniyle aşağıdaki şekilde süreden reddine karar vermek gerekmiştir” sözcüklerinin yazılmasına
B) Hüküm kısmında: İlk paragrafın silinerek yerine: “Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun yasal istinaf kanun yolu süresi geçtikten sonra yapılmış olması nedeniyle HMK 352/1-c maddesi gereğince süreden reddine” sözcüklerinin yazılmasına
C) Hüküm kısmında: İstinaf harcına ilişkin: “İstinaf harcı olarak hesaplanan 13.729,07 TL harçtan davalı tarafından yatırılan 659,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.069,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,” paragrafın silinerek yerine “Davalı ...’nun istinaf başvurusunun reddi nedeniyle yatırdığı istinaf harcının istem halinde kendisine iadesine” sözcüklerinin yazılmasına,
D) Gerekçe kısmında: 6. Paragrafta yer alan: “Dairemizce davacı vekilinin ıslah dilekçesi dikkate alınarak davacılar ... ve ... ’ın maddi tazminat talepleri yönünden taleplerinin kabulüne karar verilerek yeniden hüküm kurulmuştur.” sözcükleri silinerek yerine “Davacılar lehine oluşan usuli kazanılmış hak kapsamında 10.04.2019 tarihli hesap raporu dikkate alınarak davacı eş ...’ın 203.610,95 TL maddi tazminat alacağı olmakla beraber taleple bağlı 121.624,36 TL maddi tazminata, davacı çocuk ...’ın 54.591,53 TL maddi tazminat alacağı olmakla beraber taleple bağlı 29.357,56 TL’ye hükmedilmesine ve fazlaya ilişkin talep hakkının saklı tutulmasına ilişkin aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
E) Hüküm kısmında 2 nolu bendin silinerek yerine:
“2-Diğer davacıların maddi tazminat talebi yönünden davalarının kabulü ile,
Davacı ... için 121.624,36 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 12/09/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat hakkının saklı tutulmasına,
Davacı ... için 29.357,56 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 12/09/2006 tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat hakkının saklı tutulmasına,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz eden davacılar vekili tarafından yatırılan harcın istem halinde temyiz edene iadesine, davacılar avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL. duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine, aşağıda dökümü yapılan harcın davalı ...’ndan tahsiline dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine 19.04.2022 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.