Esas No: 2022/280
Karar No: 2022/5837
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/280 Esas 2022/5837 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemlerinin reddine karar vermiştir. Ancak davacı tarafın tarafların taraf ehliyetine sahip olması gerektiği gerekçesiyle davacı şirketin tasfiye halinde olup olmadığı konusunda Ticaret Sicil Müdürlüğünden bilgi istenmesine karar verilmiştir. Ticaret Kanunu'na göre, şirketin tasfiye halinde olması durumunda da taraf ehliyeti korunmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 269. ve 303. maddeleri taraf ehliyetinin devamı ve tasfiyenin sonunu açıklamaktadır.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
No : 2021/2576-2021/1739
İlk Derece
Mahkemesi : ... Anadolu 19. İş Mahkemesi
No : 2018/607-2020/109
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı Kurum ve davalı ... İnş. Kız. San. ve Tic. A.Ş. Ve davalı ... vekillerinin istinafa başvurması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, ... 1995, s. 231).
Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder ( Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, ... 2000, s.288).
Ticaret şirketlerinin taraf ehliyetinin son bulması konusuna ilişkin; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Tüzel kişiliğinin devamı” başlıklı 269. maddesine göre; “ (1) Tasfiye hâline giren şirket, ortaklarla ilişkilerinde de, 293'üncü madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, ehliyeti tasfiye sonuna kadar bu amaçla sınırlı olarak tüzel kişiliğini korur ve ticaret unvanını buna “tasfiye hâlinde” ibaresini ekleyerek kullanmakta devam eder.” yine aynı Kanunun “Tasfiyenin sonu” başlıklı 303. maddesinde; “ (1) Tasfiyenin sona ermesi üzerine, şirketin ticaret unvanının sicilden silinmesi ve bunun tescil ve ilanı için durum, tasfiye memurları tarafından ticaret sicili müdürlüğüne bildirilir.” denilmektedir.
Bir ticaret şirketinin, taraf bulunduğu bir dava devam ederken şirket tasfiye haline girerse, şirketin taraf ehliyeti son bulmaz. Zira, şirketin tüzel kişiliği tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere devam eder. Şirket, davada taraf olarak kalmayı sürdürür; yalnız, şirket davada tasfiye memurları tarafından temsil edilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. I, ... 2001, s. 935, aynı yönde görüş için bkz. İlhan E. Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6. Bası, ... 1975, s. 209 ). Ancak ortaklık, ticaret sicilinden kaydı silininceye kadar tüzel kişiliğini korur. Bu nedenle, gerek infisah gerekse fesih kararı, ortaklığın sonunu değil, tasfiye işlemlerinin başlangıcını ifade eder ( Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Temel Esaslar, 10. Baskı, 2011, s. 511; İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C. II, 4. Baskı, 2004, s. 1309)
Mahkemece Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalı Tasfiye Halinde ... Donatım Proje Tah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin tasfiye durumu ve terkin edilip edilmediği sorulmak suretiyle, ilişkin tüm kayıt ve belgelerin ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden celbi sağlanarak, yazı cevapları dosya içine alınmak üzere, terkin edilmemişse yetkili tasfiye memuruna gerekçeli kararlar ve temyiz dilekçesinin tebliği sağlandıktan sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosyasının gönderilmesinden sonra incelenmesine, 19/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.