Esas No: 2022/760
Karar No: 2022/5874
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/760 Esas 2022/5874 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/760 E. , 2022/5874 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi: ... 6. İş Mahkemesi
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davalı ... Özel Sağ. ve Eğ. Kültür İnş. Tic. Ltd. Şti. yönünen davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacılar, davalı ... ve davalı PTT A.Ş. vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalılar ... ve PTT A.Ş.‘nin istinaf başvurularının esastan reddine, davacıların başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ... Özel Sağ. ve Eğ. Kültür İnş. Tic. Ltd. Şti. yönünen davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... ve davalı PTT A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar ... Özel Sağ. ve Eğ. Kültür İnş. Tic. Ltd. Şti., ... ve PTT A.Ş.‘ne karşı açtıkları asıl dava dosyası ile eş için 193.599,72 TL maddi, 125.000,00 TL manevi; çocuk için 76.449,51 TL maddi, 125.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmişler, sonrasında aynı davacılar ... ve PTT A.Ş.’ne karşı açtıkları birleşen dava dosyası ile eş için 100.983,91 TL daha, çocuk için 31.580,76 TL daha maddi tazminatın tahsilini talep etmişlerdir.
II-CEVAP
Davalılar davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince birleşen dava dosyası açılmazdan önce verilen ilk kararda davalı ... Özel Sağ. ve Eğ. Kültür İnş. Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden maddi tazminat istemlerinin kabulüne, davacılar lehine 100.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra verilen ikinci kararda asıl dava dosyasında davalı ... Özel Sağ. ve Eğ. Kültür İnş. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden eş lehine 173.599,72 TL maddi, çocuk lehine 66.449,51 TL maddi, her iki davacı lehine 100.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine, birleşen dava dosyasında ise davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince verilen ilk karara karşı davalılar ... ve PTT A.Ş. tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince sair istinaf sebepleri incelenmeksizin “Dava konusu olay ile ilgili halen devam etmekte olan ceza yargılaması mevcuttur. 6098 sayılı TBK 74 maddesi gereğince ceza mahkemesince belirlenen kusur oranı hukuk hakimini bağlamamakta ise de, ceza mahkemesince kesinleşen maddi vakıa (maddi olayın oluş şekline ilişkin kabul) hukuk hakimini bağlamaktadır. ... 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2015/20 esas sayılı dosyasında, sanık ...'in maktul ...'nın sevk ve idaresindeki motosikletliyi sağından geçmeye çalışırken motosiklete çarptığı ve asli kusurlu olduğu kabulüyle mahkumiyetine karar verilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi'nin 09.02.2017 gün ve 2017/143 esas, 2017/170 karar sayılı kararıyla "olayda maktül motosikletlinin mi soldan sağa doğru şerit değiştirirken sanığın sevk ve idaresindeki araca çarptığı, yoksa sanığın mı maktülün sevk ve idaresindeki motosikleti sağından geçmeye çalışırken temas ettiği" hususlarının belirgin olmadığı, bu hususun netleştirildikten sonra karar verilmesi için ceza dosyası bozulmuştur. O halde eldeki uyuşmazlıkta maddi olayın oluş şekli kesinleşmeden ölenin tali kusurlu (%10) olduğunu kabul eden kusur bilirkişisi raporu doğrultusunda karar verilemez. Ceza mahkemesinin sonuçlanmasının ve kesinleşmesinin beklenmesi, ceza mahkemesince kesinleşen maddi vakıa doğrultusunda içlerinde trafik bilirkişisi de olmak üzere işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman 3 kişilik heyetten rapor alındıktan sonra karar verilmelidir.” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp dosyanın mahkemesine iade edildiği,
İlk derece mahkemesinin ikinci kararına karşı davacılar, davalı ... ve davalı PTT A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince davalılar ... ve PTT A.Ş.‘nin istinaf başvurularının esastan reddine, davacıların başvurusunun kazadan geçici ödemenin yapıldığı tarihe kadar işleyecek olan faizin dikkate alınmaması yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ... Özel Sağ. ve Eğ. Kültür İnş. Tic. Ltd. Şti. yönünen davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, İdari yargının görevli olduğunu, tazminat davalarının iş mahkemelerinde görülemeyeceğini, zamanaşımı söz konusu olduğunu, söz konusu davada belediyenin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, belediyenin aracın maliki ve işleteni olmadığını, aracı uzun süreli kiralayan sıfatına da haiz olmadığını, meydana gelen kazadan işleten sıfatıyla ... şirketinin sorumlu olduğunu, aracı kullanan şoför ile belediye arasında herhangi bir bağ bulunmadığını, aracı kullanan işçinin emekli olduğunu, bununla birlikte zararı tazmin sorumluluğundan Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.’nin de sorumlu olduğunu, gereken önlemleri almamasından ötürü söz konusu kazanın meydana geldiğini, kusur raporunda kendilerine kusur verilmemesine karşın tazminatın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu, manevi tazminatların fazla olduğunu, kaza ile kendileri arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını,
Davalı Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT) A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle, müteveffanın dava dışı ... Turizm İnş ve Oto. San. Tic. Ltd. Şti.’nin çalışanı olduğunu, söz konusu kazadan sorumlu olmalarının mümkün olmadığını, kendileri ile ... firması arasında 26.02.2014 tarihinde 2013/45955 ihale kayıt numaralı hizmet alım sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin sadece ihale makamı olması nedeniyle bir sorumluluğu bulunmazken kendileri hakkında da kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmedeki hükümler gereğince bütün sorumluluğun ... şirketine ait olduğunu, müvekkilinin meydana gelen trafik kazasında herhangi bir kusuru bulunmadığını, illiyet bağının kesildiğini, davacılar murisinin normalde yaya olarak çıkması gereken dağıtıma kendilerine haber vermeden kendisine ait elektrikli bisikleti ile çıktığını, tazminatın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu ileri sürmüşlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; temyiz eden davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Usuli kazanılmış hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.(HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda ilk derece mahkemesinin 07/02/2019 tarihli ilk kararına karşı davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle usuli kazanılmış hak oluştuğu, davacılar lehine ilk derece mahkemesinin 07/02/2019 tarihli ilk kararında hüküm altına alınan tazminat tutarlarından daha fazla maddi tazminatlara hükmedilemeyeceği gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Kabul ve uygulamaya göre de geçici ödeme konusu olan 20.000,00 TL ve 10.000,00 TL tutarlarının faizleri ile ilgili hüküm kurulurken bu tutarların bir kez daha tahsili anlamını doğuracak şekilde infazda tereddüt oluşturulması doğru görülmemiştir.
O hâlde, temyiz eden davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi‘nin davalılar ... ve PTT A.Ş.‘nin istinaf başvurularının esastan reddine, davacıların başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ... Özel Sağ. ve Eğ. Kültür İnş. Tic. Ltd. Şti. yönünen davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne dair kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin 05/11/2021 tarih, 2021/1072 Esas, 2021/2631 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıran ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ve Üyeler ..., ... ve ...‘nın oyları ve oy çokluğuyla, 19/04/2022 gününde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık “ilk derece mahkemesinin ilk verdiği karar tarihinde asgari ücrette oranlayarak hesapladığı tazminatın, kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince geri gönderilmesi üzerine sonradan asgari ücrette meydana gelen değişiklik nedeni ile hesaplanan maddi tazminatın davacının bu konuda açık istinafının olmaması neden ile davalı açısından usulü müktesep hak oluşturup oluşturmayacağı, buna göre yeniden değerlemenin son karar tarihine yakın tazminata esas değerlere taşınıp taşınmayacağı” noktasında toplanmaktadır.
2. Somut uyuşmazlıkta karar davalıların temyizi üzerine, çoğunluk görüşü ile istinaftan önceki hesap raporuna davacının ücret yönünden itiraz etmemesi nedeni ile tazminata esas önceki bilinen ve bilinmeyen dönem için öngörülen ücretin davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşturduğu, gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Çoğunluk görüşünün, aşağıda açıklanan gerekçe ve özellikle maddi tazminatın karar tarihine yakın verilerle hesaplanması gerektiğinden ve bu durum usulü kazanılmış hakkın istisnası olması nedeni ile isabetli olmadığı kanaatindeyim. Zira;
4.1. Usulü kazanılmış hak: Görülmekte olan bir davada taraflardan birinin ya da mahkemenin yapmış olduğu bir usul işlemi ile yanlardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka usule ilişkin kazanılmış hak denilmektedir. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur(04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK). Ne var ki; kamu düzenine ilişkin hususlar hakkında aleyhe bozma yasağı uygulanamaz. Yargıtay, kamu düzenine aykırı bir husustan dolayı hükmü temyiz edenin aleyhine (temyiz etmemiş olan tarafın lehine) olarak da bozabilir. Çünkü kamu düzenine ilişkin hususları hâkim (ve Yargıtay) kendiliğinden gözetme ile yükümlüdür(Bkz. Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001 baskı, Cilt V., s.4727-4736). Nitekim aynı ilke, Hukuk Genel Kurulu'nun kararlarında da benimsenmiştir(HGK. 21.01.2004 gün ve 2004/1-46 E.-6 K.; 6.10.2004 gün ve 2004/ 1-433 E. - 483 K).
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma kararına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır. Benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K.).
Bu sayılanların dışında ayrıca görev, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usulü kazanılmış haktan söz edilemez (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü – C. V, 6. b ... 2001, s 4738 vd).
Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
4.2. Bir hakkın usulü kazanılmış hak oluşturması için bu hakkın doğması ve yargılama sırasında oluşması gerekir. Kısaca taraf bu durum ve olgu gerçekleştiği halde itiraz etmemiş olmalıdır. Nasıl doğmamış bir hak için vazgeçilmeyeceğine göre doğmayan bir hak da usulü kazanılmış hak oluşturmayacaktır.
4.3. İş kazası sonucu, tazminat oranının belirlenmesine esas malûliyet oranının tespiti, kısaca zararın tam olarak bilinmesi bir süreç alabilir. Hukuka aykırı bir eylem işlenilmesine karşın, onun doğuracağı zarar henüz ortaya çıkmamış(veya tam olarak belirlenmemiş), zararın ortaya çıkması için eylem tarihinden itibaren bir takım etkenlerin gerçekleşmesi veya belli bir zamanın geçmesi gerekiyor ise zararın bütün unsurlarıyla birlikte öğrenilmesi mümkün değildir. Oysaki zarar görenin mahkeme önünde ciddi bir dava açarak tazminat isteminde bulunabilmesi ve bu istemini objektif bir şekilde destekleyen, etkili gerekçelerini ortaya koyabilmesi için oluşan zararın niteliğini, kapsamını ve bütün unsurlarını öğrenmesi gerekir. O halde böyle bir süreç nedeni ile malûliyet oranı tam kesinleşmeden tazminata karar verilmesi halinde, bu tazminat miktarı zarar gören tarafından temyiz edilmese bile gelişen durum nedeni ile maluliyet oranı daha sonra tam olarak belirlenmiş ve farklı bir oran ise önceki tazminat miktarı karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak teşkil etmeyecektir.
Gelişen durum kavramı salt zarar doğuran işlem ya da eylemin sonuçlarının gelişmesini ve bu nedenle zarar görenin bu konularda bilgi sahibi olabilmesinin zorunlu olarak bu gelişmenin tamamlanacağı ana kadar gecikmesini ifade eder (Hukuk Genel Kurulunun 06.11.2002 tarihli ve 2002/4-882 E., 2002/874 K.; 10.06.2015 tarihli ve 2014/21-282 E.,2015/1548 K.; 01.03.2017 tarihli ve 2014/21-2372 E., 2017/379 K. sayılı kararları). Diğer taraftan, iş kazası nedeniyle maddi tazminat davalarında aktüerya bilirkişi raporlarında işçinin ücreti ile birlikte karar tarihine yakın son asgari ücrette dikkate alınır.
Kısaca gelişen durum devam ediyor ise önceki malûliyet oranı, iş kazasına uğrayan işçi yönünden bağlayıcı olmayacağı gibi bu malûliyet oranına göre verilen tazminat davası kesin hüküm de teşkil etmeyecektir. Zira dava konusu tazminatın miktarı, malûliyet oranı ve tazminata esas ücretin miktarının değişmesi ile artmaktadır. Dolayısı ile dava konusu değişmektedir. Bu durumda da karar davacı tarafından temyiz edilmemiş olsa bile bozmadan sonra maluliyet ve ücrete göre dava konusu miktar değişmiş ise önceki karardaki miktar usulü kazanılmış hak oluşturmaz.
4.4. Diğer taraftan maddi tazminat hesapları yapılırken, en son bilinen ücret unsurlarının hesaplamada gözetilmesi gerektiğinden, hüküm gününe en yakın güne kadar yürürlüğe giren tüm asgari ücretlerin uygulanması gerekir. Daha önce bir veya birkaç hesap raporu verilmiş olsa bile, dava bitinceye kadar yürürlüğe giren asgari ücretlerden dolayı yeniden değişen değerler nedeni ile ek rapor alınması zorunludur.
4.5. Maluliyet oranı gibi zararın hesaplanmasına ilişkin diğer bir unsur da ücrettir. Asgari ücretin artması halinde, karar tarihine yakın ücrette değişeceğinden, bu ücrete göre zararın hesaplanması gerekmektedir. Zira asgari ücret, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davanın her aşamasında uygulanması zorunludur. Bozmadan sonra dahi asgari ücretlerde artış olmuşsa, yeniden tazminat hesabı yapılması gerekir. Yargıç, bir istek olmasa dahi, yargılamanın her aşamasında asgari ücret artışlarını doğrudan dikkate almakla yükümlüdür. Davacı, bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olsa dahi, sonradan yürürlüğe giren asgari ücretlerin uygulanması kamu düzeni gereği ve zorunlu olduğundan, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmaz.
5. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafın açıkça istinaf etmediği hesap, karar tarihine en yakın bilinen ücret üzerinden hesaplanmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi geri gönderme kararından sonra ilk derece mahkemesince tahkikat devam edip karar tarihine yakın veriler alındığında, hesabın unsurları değişeceğinden, tazminat miktarı da elbette değişecektir. Davacı taraf istinaftan önceki ilk kararda bilinen ücret üzerinden hesaplanan tazminata açıkça itiraz etmemiştir. Ancak bu bilinen ücret istinaftan sonra değişmiştir. Bir tarafın ilerde değişecek diye kararı kanun yoluna götürmesi hayatın olağan akışına uygun olmayacaktır. Zira karar Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiş olsa idi hesaplama bilinen ücrete göre yapıldığından sorun olmayacaktır. Ancak geri gönderme kararından sonra değişen durum nedeni ile daha önce doğmayan hesaba esas unsur olan ücrete itiraz etmeme usulü kazanılmış hak oluşturmayacaktır. Sayın çoğunluğun bu yöndeki bozma nedenine katılınmamıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.