3. Hukuk Dairesi 2019/2177 E. , 2019/4694 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,davalı ile daire satışı konusunda 57.000 TL bedel üzerinden anlaştıklarını, davalıya 7.000 TL. kaparo verdiğini, 45.000 TL peşin, geri kalan 5.000 TL"nin ise daire tesliminde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının dairenin kendisine ait olduğunu söylediğini, ancak dairenin dava dışı Mehtap Akay adına kayıtlı olduğunu, davalının kendisinden aldığı parayı iade etmediğini ileri sürerek ,7.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı,cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece,davanın kabulü ile ,7.000,00 TL"nin dava tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava,harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir (HMK madde 190). Bu nedenle ispat külfeti öncelikle davacıdadır. Davacı ise hukuki ilişki gereği iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HUMK. md.236-HMK.md.188) yemin (HUMK.md.344-HMK.md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 200. maddesi gereğince bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 2.500 Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle bu miktardan aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz
Aynı kanunun HMK"nun m.202 uyarınca ise, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilen belge delil başlangıcı yayılır ve yazılı delille ispatı gereken bir hukuki işlemin söz konusu olduğu hallerde delil başlangıcı bulunduğu takdirde tanık dinlenebilir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise,eldeki uyuşmazlığa konu harici satış sözleşme metni incelendiğinde,""...satış bedeline mahsuben alıcıdan 24.09.2013 tarihinde 1.000,00 TL,27.09.2013 tarihinde 6.000,00 TL kaparo alınacaktır..."" denilmektedir.
Mahkemece her ne kadar hatalı değerlendirme ile, taraflar arasında düzenlenen 24.01.2013 tarihli harici satış sözleşmesi yazılı delil başlangıcı kabul edilerek tanık dinlenilmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmede davaya konu edilen bedelin ""alındığı"" değil "alınacağı"" yazılı olup, davacı sözleşme tarihinden sonra bu parayı ödediğini yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Anılan belge yazılı delil başlangıcı niteliğinde değil, yazılı delildir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının yemin deliline de başvurmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.