3. Hukuk Dairesi 2017/8486 E. , 2019/4707 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının dava dışı şirketin yetkilisi olduğunu söyleyen davalı ile sözleşme imzaladığını, davalının dava dışı şirketin yetkilisi olmadığının anlaşıldığını, yapılan fuar katılım sözleşmesi nedeni ile alanı başkasına tahsis edemediğini, 5.000.-TL asıl alacak ve 756,16-TL faiz için icra takibi yapıldığını ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, zararın ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir .
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalının ... İcra Müdürlüğünün ... takip sayılı dosyasında bulunan 26/02/2013 tarihli itirazının asıl alacak 5.000,00 TL ile takip tarihinden itibaren esas tarihi ile birlikte devamına, alacak davalı yanca bilinebilir durumda olduğundan asıl alacak üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davalıya verilmesine, davalı yan direngen duruma düşürülmemiş olduğundan işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1-)Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Gerekçe-hüküm çelişkisi, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir .
Somut olayda, mahkeme kararının gerekçesinde her ne kadar 19/01/2016 günlü kısa kararda davalının İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2013/1075 takip sayılı dosyasında bulunan 26/02/2013 tarihli itirazının asıl alacak 5.000 TL ile takip tarihinden itibaren esas tarihi ile birlikte devamına denilmiş ise de buradaki amacın davalı itirazının asıl alacak 5.000 TL yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa uygulanacak yasal faizi ile birlikte devamı şeklinde olduğunun kabulünün gerektiği ifade edilmiştir. Kısa karar ve gerekçeli kararın mahkeme kararının gerekçesine aykırılık teşkil etmesi hatalı olup, bu duruma göre gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması bozmayı gerektirmiştir.
2-)Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.