3. Ceza Dairesi 2019/4808 E. , 2019/13580 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyetlere dair
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık ... hakkında müşteki ...’yı kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının tür ve miktarı itibariyle verilen hükmün, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 2. madde gereğince kesin nitelikte olup temyizi mümkün olmadığından, sanığın temyiz talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
2) Sanık ... hakkında mağdur ... ile müştekiler ... ve ...’yi kasten yaralama suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 54. maddesi uyarınca müsaderesi talep edilen adli emanetin 2013/537 sırasında kayıtlı eşyalar hakkında her zaman karar verilmesi mümkün görüldüğünden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.01.2018 tarih ve 2017/12-463 Esas - 2018/20 Karar sayılı kararı uyarınca, sanık hakkında hükmolunan adli para cezalarının ödenmemesi halinde TCK"nin 52/4. maddesi uyarınca hapse çevrileceği ihtarı yapılmış ise de, 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi infaz aşamasında re’sen nazara alınabileceğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nin 50/6. maddesi seçenek tedbirlere uyulmaması halinde yapılacak uygulamayı düzenlemiş olup, seçenek yaptırım olan adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi ile uygulama yapılacağı, seçenek tedbirlerinin kanuni süresi içerisinde yerine getirilmeye başlanmaması ya da başlandığı halde devam edilmemesi halinde TCK"nin 50/6. maddesi uyarınca hükmü veren mahkemece hapis cezasının kısmen ya da tamamen infazına dair bir karar verileceği, adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde ise 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi gereğince Cumhuriyet savcısı tarafından hapis cezasına çevrileceği gözetilmeksizin, hakkında adli para cezasına hükmolunan sanığa TCK"nin 50/6. maddesine göre ihtarat yapılmasına karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerle, 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılanmayı gerektirmediğinden, hükümlerin (İ), (J) ve (K) fıkralarının TCK"nin 50/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin (9.) paragraflarının karar metninden çıkarılması suretiyle, hükümlerin isteme aykırı DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.06.2019 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
Muhalefet Şerhi
Sanık ...’nın evinin damından av tüfeği ile birden fazla ateş etmek suretiyle sokakta bulunan mağdurlar ..., ... ve ...’nın yaralanmasına dair kurulan mahkumiyet hükmünde, olası kast ile hareket ettiğinden bahisle cezasından TCK’nin 21/2. maddesi uyarınca indirim yapılmak suretiyle uygulama yapılmıştır.
Akraba olup aralarında ailevi nedenlerle anlaşmazlık bulunan sanık ... ve babası ... bir tarafta ..., ..., ... ve ... karşı tarafta olmak üzere suç tarihinde sokakta başlayan tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu sanık ...’nın evlerinin damına çıkıp buradan kavganın karşı tarafına ve bu sırada olay yerine gelen karşı taraf aileye mensup mağdurlar ..., ... ve ...’nın da içinde bulunduğu kalabalığa doğru birden fazla av tüfeği ile ateş ettiği anlaşılmıştır.
Olayın hemen akabinde soruşturma aşamasında 10.03.2013 tarihli karakol ifadesinde ... “...damda bulunan ... bizi görür görmez üzerimize doğru 3-4 kez sıktı...”
... “... ... içeri kaçarak elinde tüfekle dama çıktı, bizde tüfeği görünce kaçışmaya başladık. Bu sırada ... üzerimize doğru hedef alarak ateş etmeye başladı, tahminen 7-8 defa üzerimize ateş açtı. Bizde saklanmaya çalıştık, bu esnada benle birlikte Nazar, ... ve ... isimli komşumuz yaralandı...”
... ise “...damda bulunan ... bizi görür görmez üzerimize doğru 3-4 kez sıktı...” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Olay yerinde yapılan inceleme sonucunda birden fazla boş kartuşun olay yerinde elegeçirilmesi, olayın gündüz saatlerinde gerçekleşmesi, fiziki bir engel olmadan sanığın kalabalık halinde toplanan kişileri görmesine rağmen, toplu halde bilinen kişileri hedef alarak birden fazla ateş ettiğinde günlük hayat tecrübelerine göre hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçlarını açıkça istemese dahi bu sonuçların doğması muhakkak olduğundan sanığın eyleminin doğrudan kast kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden olası kast ile hareket ettiğinin kabul edilerek cezasından TCK’nin 21/2. maddesi uyarınca indirim yapılmasının mümkün olmadığı düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım. 25.06.2019