Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5909
Karar No: 2018/12545
Karar Tarihi: 26.12.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/5909 Esas 2018/12545 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/5909 E.  ,  2018/12545 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, murisi olan babası ..."ten miras yoluyla intikal eden ... İli,... İlçesi, 25, 26, 256, 293, 318, 432, 433, 461, 547, 555 numaralı parsellerde 1/8 oranında hissedar olduğunu, hissedar olduğu bu taşınmazları kardeşi ...’in satın almak istediğini, uzakta olması ve kardeşine güvenmesi nedeniyle kardeşinin yönlendirmesi ile davalıya 16.8.2001 tarihli ... 8. Noterliği tarafından düzenlenen vekaletname ile taşınmazların satışı hususunda vekaletname verdiğini, sonrasında ..."in ... kullanacağını belirterek satışın ileri bir tarihe bırakılmasını istediğini, 10.02.2014 tarihinde maddi ihtiyacından dolayı taşınmazları devretmek üzere tapu müdürlüğüne gittiğinde tüm taşınmazlarının 22.12.2005 tarihinde ..."e düşük bedellerle devredildiğini öğrendiğini, davalıdan satış bedellerinin ödenmesini talep ettiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının taşınmazları vekalet görevini kötüye kullanarak sattığını ileri sürerek taşınmazların satış tarihindeki gerçek değerlerinin tespiti ile payına düşecek miktardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL"nin 22.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, zamanaşımının dolduğunu ileri sürmüş; esastan davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacı tarafından 16.8.2001 tarihinde verilen vekaletnameye istinaden davalının taşınmazları 22.12.2005 tarihinde sattığı ve zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başladığı, davanın açıldığı tarih itibarıyle de 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle zamanaşımından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, vekâlet sözleşmesine dayanılarak yapılan taşınmaz satışından kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacının, davalıya 16.8.2001 tarihinde satışa konu taşınmazlardaki kendi hissesine düşen kısmı satması için vekaletname verdiği, davalının da, taşınmazı 22.12.2005 tarihinde dava dışı kişiye satışı yaptığı dosya kapsamı ile sabittir. Vekâlet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında, vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. Vekalet sözleşmesinde vekilin hesap verme borcu vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. BK.nun 392.maddesi (TBK. 508. maddesi) hükmü gereğince vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunludur. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı vekalet sözleşmesi sürdükçe işlemez. Bir başka deyişle iade borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. Nitekim Hukuk Genel Kurulu"nun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Somut olayda, davalı vekil hesap verme yükümlülüğünü davanın açıldığı 21.05.2014 tarihinden önce yerine getirdiğini ispat edemediğinden zamanaşımının başlangıç tarihinin davanın açıldığı tarih olduğu ve davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığının kabulü gerekir. O halde, mahkemece, işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi