Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1884
Karar No: 2022/5688
Karar Tarihi: 14.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1884 Esas 2022/5688 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/1884 E.  ,  2022/5688 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    No : 2017/116-2018/323

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyarak hükümde belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, ücretli öğretmen olarak tam gün esası ile çalıştığını ancak çalıştığı dönem içerisinde çalışmalarının Kuruma eksik olarak bildirildiğini ileri sürerek Kuruma bildirilmeyen eksik günlerinin tespiti isteminde bulunmuştur.
    Davanın 5510 sayılı Kanun’un 4/I-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu, geçiş hükümlerini içeren aynı Kanunun Geçici 7’nci maddesi hükmünde “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un geçici 20’nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” hükmü gözetildiğinde, eldeki somut uyuşmazlığın dayandığı mevzuat hükümleri 506 sayılı Kanunu’nun 79’uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 4/2-f, 80/1-j, 86/9. maddeleri ile 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri olup ücretli öğretmenlerin çalışma esasları ve çalışmaları sırasında tabi olacakları statü, bu mevzuat kapsamında düzenlenmiştir.
    5510 sayılı Yasanın usta öğretici ve uzman olarak çalışanların prim ödeme gün sayısını düzenleyen 80/j maddesine göre ise; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığında ilgili mevzuatı çerçevesinde uzman ve usta öğretici olarak çalıştırılanların prim ödeme gün sayısı 30 günü aşmamak kaydıyla, bir takvim ayı içerisinde hak kazandıkları brüt ek ders ücreti toplam tutarının, prime esas günlük kazanç alt sınırına bölünmesi sonucu bulunur. Bu şekilde yapılacak hesaplamalarda tam sayıdan sonraki küsuratlar ise dikkate alınmayacaktır.
    4857 sayılı Kanunun 13. maddesinde, işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşmenin kısmî süreli iş sözleşmesi olduğu belirtilmiş, 63. maddesinde, genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmamışsa bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı açıklanmıştır. 13. madde hükmü, anılan mevzuattaki düzenlemelere egemen olan ilkelerle birlikte ele alındığında, ücretli öğretmenlerin çalışma ilişkilerinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelendirilmeye olanak verecek bir bağımlılığın bulunmadığı, bunların, öngörülen ve önceden belirlenen süre içerisinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıkları belirgindir.
    Davacının, çalışma esasları ile çalışması sırasında tabi olacağı statü yukarıda sıralanan mevzuat çerçevesinde ayrıntılı bir düzenlemeye tabi tutulmuş olup; anılan düzenlemelere egemen ilkeler ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 13’üncü maddesinde yer alan “İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir.” hükmü de gözetildiğinde; çalışma ilişkisinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelenmeye olanak verecek bir bağımlılık ilişkisinin bulunmadığı, ücretli öğretmenlerin öngörülen ve önceden belirlenen süre dâhilinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıklarını göstermektedir.
    Somut olayda, Mahkemenin 14.06.2012 tarih ve 2010/612 Esas ve 2012/525 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin (kapatılan) 05.11.2013 tarih ve 2012/15308 Esas, 2013/19704 Karar sayılı ilamı ile “ ... Yapılacak iş; öncelikle davacının hizmet cetvelinde bildirimleri bulunduğu anlaşılan 9902 sicil numaralı işyerinin MEB'e bağlı halk eğitim merkezlerinden biri olup olmadığını araştırmak, daha sonra davacının günlük mesaisinin tamamını bu işe ayırıp ayırmadığını ve aynı işyerinde tam gün süreli çalışan emsal çalışanlarla aynı işi yapıp yapmadığını ya da tam gün süreli çalışan emsal çalışanlara göre önemli ölçüde daha az çalışıp çalışmadığını belirlemek için davalı işyerinden ücret bordrolarını, puantaj kayıtlarını, görevlendirme çizelgelerini, davacı adına düzenlenen ders programları, devam-devamsızlık çizelgesi ve kursa geliş ayrılış saatlerini gösterir belgeleri de getirtmek, davacı ile birlikte çalışan müdür, müdür yardımcısı, öğretmen ve usta öğreticileri dinlemek, davacının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenle bildirim dışı kaldığını araştırmak, dosyada bulunan diğer belgelerle birlikte değerlendirmek suretiyle, okula geliş ve ayrılış saatleri de göz önüne alınarak, davacının günlük girilen ders saati itibariyle mesaisini tam gün olarak davalı işveren nezdinde geçirip geçirmediğini, diğer bir anlatımla, bir günlük çalışma mesaisinin tümünü davalı işyerine hasredip etmediğini saptamak, daha az saat derse girilen günlerde tam gün mesaisinin davalı işveren nezdinde geçtiği kabul edilemeyeceğine göre, 7,5 saatlik çalışma 1 gün kabul edilmek suretiyle hesap yapmaktan ibarettir." denilmek suretiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesi, Davacının, davalı ... merkezi bünyesindeki çalışmalarının tam zamanlı olduğu, iş süresince başka bir işe zaman ayıramayacağı, tüm emeğini usta öğreticilik işine harcadığı kanaatine varılmak suretiyle yapılan hesaplama neticesi eksik hizmet gün sayılarının tespit edildiği ve bu şekilde yazıldığı şekilde sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
    Yargıtayın bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, Mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
    Bu nedenle; dava konusu dönemlere ilişkin ders ve yoklama defterleri, ücret bordroları getirtilmeli, bu tür belgelerde noksanlık varsa bunun nedeni araştırılmalı, hüküm altına alınan süreler yönünden davacının resmi belgelerde belirtilen ders saatlerinden sonra kursta kalmasının haklı bir gerekçesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, resmi kayıtların aksinin tanık delili ile kanıtlanamayacağı göz önünde bulundurulmalı, puantaj kayıtları ve ücret belgeleri de dikkate alınarak 7,5 saatlik çalışma 1 gün kabul edilmek suretiyle bilirkişi tarafından hesaplama yapılarak buna göre davacının Kuruma eksik bildirilen hizmeti olup olmadığı tespit edilmeli, dosyada yer alan 07.10.1985 tarihli işe giriş bildirgesinin Kurum tarafından dikkate alınmadığı da gözetilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular ile yukarıda yer alan yasal düzenlemeler ve açıklamalar göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oy çokluğuyla 14/04/2022 gününde karar verildi.

    KARŞI OY GEREKÇESİ

    1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık, 657 sayılı Kanunun 89. Maddesi kapsamında günde 6 saat, haftalık 30 saat üzerinde derse giren usta öğreticinin bu çalışmasının kısmi süreli olup olmadığı ve buna göre hizmet süresinin tespiti gerekip gerekmediği” noktasında toplanmaktadır.
    2. Mahkemenin tam süreli çalıştığı ve buna göre hizmet tespitine yönelik ilk kararı;
    “Somut olayda; davacının davalı işyerinde hizmet akdine bağlı olarak çalıştığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır Uyuşmazlık, davacının çalışmalarının kısmi süreli ya da tam süreli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 13.maddesine göre işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir. Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte tam süreli çalıştırılan işçidir. Yukarıda anılan yasa hükümleri doğrultusunda, usta öğreticilerin ders saati karşılığında ücrete hak kazanmaları esas olduğundan kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştıkları kabul edilmelidir. Ancak, davacının ders saatleri dışında kurumun kendisine verdiği görev ya da işin niteliği gereği çalışmasını sürdürdüğü hallerde günlük mesaisinin tamamını bu işe ayırdığı ve aynı işyerinde tam gün süreli çalışan emsal çalışanlarla aynı işi yaptığı belirlendiği takdirde davacının tam süreli çalıştığı kabul edilebilir ise de mahkemenin yeterli ve gerekli bir araştırmayla davacının çalışmasının kısmi süreli ya da tam süreli olup olmadığını aydınlığa kavuşturmadan yazılı şekilde karar vermesi yerinde değildir. Yapılacak iş; öncelikle davacının hizmet cetvelinde bildirimleri bulunduğu anlaşılan 9902 sicil numaralı işyerinin MEB'e bağlı halk eğitim merkezlerinden biri olup olmadığını araştırmak, daha sonra davacının günlük mesaisinin tamamını bu işe ayırıp ayırmadığını ve aynı işyerinde tam gün süreli çalışan emsal çalışanlarla aynı işi yapıp yapmadığını ya da tam gün süreli çalışan emsal çalışanlara göre önemli ölçüde daha az çalışıp çalışmadığını belirlemek için davalı işyerinden ücret bordrolarını, puantaj kayıtlarını, görevlendirme çizelgelerini, davacı adına düzenlenen ders programları, devam-devamsızlık çizelgesi ve kursa geliş ayrılış saatlerini gösterir belgeleri de getirtmek, davacı ile birlikte çalışan müdür, müdür yardımcısı, öğretmen ve usta öğreticileri dinlemek, davacının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenle bildirim dışı kaldığını araştırmak, dosyada bulunan diğer belgelerle birlikte değerlendirmek suretiyle, okula geliş ve ayrılış saatleri de göz önüne alınarak, davacının günlük girilen ders saati itibariyle mesaisini tam gün olarak davalı işveren nezdinde geçirip geçirmediğini, diğer bir anlatımla, bir günlük çalışma mesaisinin tümünü davalı işyerine hasredip etmediğini saptamak, daha az saat derse girilen günlerde tam gün mesaisinin davalı işveren nezdinde geçtiği kabul edilemeyeceğine göre, 7,5 saatlik çalışma 1 gün kabul edilmek suretiyle hesap yapmaktan ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir..”.

    Gerekçesi ile bozulmuştur.
    3. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, “Davacının, davalı ... merkezi bünyesindeki çalışmalarının tam zamanlı olduğu, iş süresince başka bir işe zaman ayıramayacağı, tüm emeğini usta öğreticilik işine harcadığı kanaatine varılmıştır. Bu sebeple davacının tam gün çalışma esasına göre çalıştığının kabulüyle, eksik bildirilen sürelerin tespitine ve bu sürelerin sigortalılık süresi olarak kuruma bildirilmesi gerektiğine ve bu şekilde delillerin değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    4. Kararın davalılar temyizi üzerine, çoğunluk görüşü ile davacının kısmi süreli çalıştığı, bozma gereğinin yerine getirilmediği” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    5. Davacının usta öğretici olarak Davalı ...’na bağlı Halk Eğitim Merkezinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89 ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 47. Maddesi kapsamında çalıştırıldığı ve puantaj kayıtlarına göre haftanın beş günü 01.11.1988 tarihinden 13.06.2003 tarihine kadar çalıştığı, bu sürede günde 6 saat derse girdiği, bu saat üzerinden kuruma anılan dönemde 1529 gün bildirildiği anlaşılmaktadır.
    6. Her şeyden önce davacının çalışması, 4757 sayılı İş Kanunu mevzuatı kapsamında çalışmamış ve bu nedenle gerek bu kanun ve gerekse 1475 sayılı daha önceki İş Kanunu kapsamında değerlendirilmez ise de çalışanlar için çalışmanın kısmi ya da tam süreli olduğundan bir ayrıma gidilmemelidir.
    7. Kaldı ki 657 sayılı Kanunun 89 ve 1739 sayılı Kanunun 47. Maddesindeki kısmi çalışma, geçici görevli usta öğreticiler içindir. Davacının 1988-2003 yılları arası çalışmasında geçici bir çalışmadan söz edilemez. Dosyada sözleşmeler olmadığı gibi davacının günde ara dinlenme hariç 6 saat derse girdiği sabittir. Örneğin son dönemde 43 gün çalışmasına rağmen 33 gün bildirilmiştir. Ders saatleri arası çalışmadan sayılan ara dinlenmeler ve tatil günleri de çalışma da sayılması gerektiğinden, davacının tüm mesaisini davalıya ait işyerinde geçirdiği ve tam çalıştığının kabulü gerekir. Kaldı ki tanıklar da açıkça davacının tıpkı kendileri gibi tam zamanlı çalıştığını, davacının pozisyonunda çalışan usta öğreticilerin ve davacının tüm mesailerini bu işe harcadıklarını, başka bir işe zaman ayırmadıklarını beyan etmiştir.
    8. Sonuç olarak davacının tam süreli olarak çalıştığının kabulü dosya içeriğine uygun olduğundan kararın onanması gerekir. Açıklanan nedenlerle çoğunluğu bozma gerekçesine katılınmamıştır.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi