3. Hukuk Dairesi 2018/5743 E. , 2019/4725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı aboneye ait ölçü devresine 10.06.2012 tarihinde faturalamaya esas endeks okuma için gidildiğinde çıkan faturanın düşük olması nedeniyle ölçü hücresinin açıldığını, 20.05.2010 tarihinde yapılan sayaç değişikliğinden sonra akım trafosu çarpanının 150/5=30 olarak alınması gerekirken sehven (1) ile çarpıldığının tesbit edildiği ve buna ilişkin tutanak düzenlendiğini, bu durumun tüketim eksrelerinde okunan değerlerlerde de görüldüğü, bu nedenle sayaç değişikliğinin yapıldığı 20.05.2010 tarihinden durumun tesbit edildiği 10.06.2012 tarihine kadar hatalı çarpan uygulanması nedeniyle fark çarpan kadar fatura tahakkuk ettirildiğini, ödenmeyen faturalara sözleşme gereği gecikme cezası ve buna bağlı KDV uygulandığını, alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının 20.05.2010-10.06.2012 tarihleri arasında fiilen kullandığı 150/5 A. Akım trafosu sayaç çapının (30) olması gerekirken sehven (1) ile çarpılması sonucunda eksik tahakkuk yapıldığı, davalı abonenin aradaki fark kadar sebepsiz zenginleştiği, bu nedenle davacının yapılan düzeltme işlemi sonucunda ortaya çıkan fark miktarını davalıdan talep edebileceği ayrıca, hatanın davacı kurumdan kaynaklandığı da dikkate alındığında, BK"nun 44/1. ve TBK"nun 52/1. maddesi uyarınca davalıdan fark olarak tahsil edilen miktardan takdiren 7.996,70 TL indirim yapılmasının uygun olacağı ve alacağın varlığı ve miktarının tesbiti yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; itirazın kısmen iptali ile takibin 25.000,00 TL asıl alacak, 1.465,72 TL. İşlemiş faiz, 263,83 TL. BSMV olmak üzere toplam: 26.729,55 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; çarpan hatasından kaynaklı oluşturulan ek tahakkuk bedelinin tahsili amacıyla davalı abone aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Öncelikle, davanın yasal dayanağını oluşturan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinin irdelenmesinde yarar vardır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinde; "Ödeme bildirimine ilişkin hatalar; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlardır.
Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşteri, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebilir. Bu durumda müşteriye 24 üncü madde hükümleri uygulanmaz.
İtiraz, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından başvuru tarihini izleyen en geç on iş günü içerisinde incelenerek sonuçlandırılır.
İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi halinde, itiraz geliş tarihinden itibaren perakende satış lisansı sahibi tarafından iki iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren on iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını perakende satış şirketine bildirir. İnceleme sonuçları Perakende satış şirketi tarafından en geç üç iş günü içerisinde müşteriye yazılı olarak bildirilir.
İnceleme sonucuna göre itirazın haklı bulunmaması halinde, itiraza konu tüketim bedelinin eksik tahsil edilen kısmı, müşteriden tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Yanlış çarpım faktörü uygulanması sonucu dağıtım şirketi lehine doğan alacaklarda, yürürlükte olan yönetmeliğe göre ödeme bildirimine ilişkin bu ve benzeri hatalar açısından, tüketimin hesaplanması gerektiği ortadadır.
Ancak, davacı şirketin endeks okumalarında çarpan farkını yanlış uygulaması, doğru çarpanın uygulanması için gereken dikkat ve özenin gösterilmemesi, sayaç okumalarında fark edilmemesi gibi sebeplerden dolayı (davalı ile birlikte) davacının da kusurlu olduğu, dolayısıyla 6098 sayılı TBK’nun 114. (818 sayılı BK’nun 98/2) delaletiyle TBK’nun 52. (BK’nu 44.) maddesi uyarınca (davalı ile birlikte) davacının da müterafik kusurlu olduğu açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı şirketin davalı aleyhine 32.996,70 TL. asıl alacak, 1.934,56 TL takip öncesi akdi oranda işlemiş gecikme faizi, 348,22 TL. tutarında takip öncesi akdi orandan işlemiş gecikme faizi BSMV / KDV olmak üzere toplam 35.279,48 TL üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği üzerine davalının süresinde borcun tamamına ve fer"ilerine itiraz ettiği ve İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür
Dosya kapsamındaki hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda ise ; 20.05.2010 tarihli sayaç dğişikliğinden sonra akım trafosu çarpanının yanlış uygulanması nedeniyle eksik tüketim kaydedildiği bu hatanın tespit edildiği 10.06.2012 tarihine kadar ki dönem arasında 112.636 kwh fark bulunduğunun belirtildiği, bu nedenle davacı şirketin değerleri doğru hesapladığına dair görüş açıklandığı ancak ana para ve faiz hususunda açıklama yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda belirtilen yönetmelik hükümleri uyarınca, eksik tüketim miktarının 112.636 kwh olarak hesaplanmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de, bu tüketim miktarına göre ana para ve faiz tutarı hesaplanmadığı yine bu nedenle borçlar hukukuna hakim belirtilen ilkeler çerçevesinde mahkemece davacı elektrik şirketinin müterafik kusurlu olduğunun kabulü doğru ise de; takdiri indirim yapılırken bilirkişi tarafından ana para tutarı açıklanmadığından hangi tutar üzerinden indirim yapıldığının ve indirim yapılırken hangi kriterlerin dikkate alındığının ve dolayısıyla takdiri indirim miktarının ne şekilde belirlendiğinin açıklanmaması doğru olmamıştır.
Öte yandan; davada davacının çarpan hatası nedeniyle davalı adına üç adet ek tahakkuk faturası düzenlediği ve faturaların ödenmemiş olması nedeniyle gecikme cezası ve gecikme cezası KDV "sinin uygulandığı anlaşılmaktadır. Ancak, yönetmelik hükümleri uyarınca davacının ek tahakkuk hesabında gecikme zammı uygulaması mümkün değildir. Bu nedenle gecikme zammı ve KDV"si yönünden mahkemece yapılan araştırma ve değerlendirme eksik ve hatalıdır. Koşulları var ise ancak temerrüt faizi istenebilir.
818 sayılı BK"nun 101.maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur" hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ""Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer"" şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir.
Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.
Mahkemece yargılama sırasında, davacı tarafın davalı tarafı temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.
O halde; öncelikle davalı taraf için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı araştırılıp; borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren; davalı tarafın temerrüdü yoksa takip tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle abonenin sıfatı ve bileşik faiz yasağı da nazara alınarak faiz yönünden karar verilmesi gerekirken, bu hususta da eksik inceleme ile yetersiz bilirkiş raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış tüm bu hususlar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.