Esas No: 2022/734
Karar No: 2022/5475
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/734 Esas 2022/5475 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Malatya 1. İş Mahkemesi'nde açılan hizmet ve prime esas kazancı tespit davasında davacının davalı işyerinde çalıştığı tespit edilmiş, ancak sürelerin hangi süreler olduğu ve prime esas kazancının belirtilmemesi nedeniyle hüküm usul ve yasaya aykırı bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak feri müdahil Kurum vekili tarfından yapılan temyiz itirazları kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararı kaldırılmış ve ilk derece mahkemesi hükmü bozularak kararın bir örneği Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlgili Hukuk Kuralları:
- Anayasa madde 141: yargılamanın aleniyeti ilkesi
- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu madde 149 (HMK 28): yargılamanın sonunda verilen kararın açıkça belirtilmesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 294: mahkeme kararının tefhim edilmesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 297: hükmün kapsamı, tarafların kimlikleri,
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Malatya 1. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti ve prime esas kazanç tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun; esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, feri müdahil kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; davacının davalı işyerinde çalışmaya başladığı 21/10/2013-24/05/2017 tarihleri arasındaki hizmetinin ve prime esas kazancının tespitine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Fer'i Müdahil kurum vekili, davacı tarafından açılan davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davanın açılmasına Kurumun sebebiyet vermediğini belirtmek suretiyle; davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece; davanın kabulü ile, davacının davalıya ait işyerinde 21/10/2013-24/05/2017 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, sgk ya bildirilen sürelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına, dair karar tesis edilmiştir.
B-BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, Kurum vekilinin, Malatya 1. İş Mahkemesi'nin 17/05/2018 tarih ve 2017/276 Esas - 2018/329 Karar sayılı ilamına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine , dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Fer’i müdahil kurum vekili kararın hatalı olduğunu belirtip, bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Anayasamızın 141. maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesi benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 149. (HMK’nun 28.) maddesinde de bu husus belirtilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294. maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafları iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az aynı Kanunun 297. maddesinde belirtilen hüküm sonucunun tutanağa geçirilerek okunması suretiyle olur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde ise:
“(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yine Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 298. maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. Bir başka ifade ile mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi, verilen kararla, ne şekilde tefhim edildiğinin duruşma tutanağına yazılması zorunludur. Aynı maddenin son fıkrası gereğince de zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli bir süre içinde yazılması mümkündür.
Kısa karar, bir davayı sona erdiren (Niha-i) temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Asıl olan kısa karardır. Bu gibi hallerde de Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararında buna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir. (10.04.1992 gün ve 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı) Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 2011/21-23E 268 K, 2012/6–97 E 203 K, 2012/10–149 E 291 K sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Eldeki davada, Mahkemece, “… davacının davalıya ait işyerinde 21/10/2013-24/05/2017 tarihleri arasında çalıştığının tespitine, sgk ya bildirilen sürelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına, ..” şeklinde hüküm tesisi ile; bildirilen sürelerin hangi süreler olduğu ve bu kapsamda hangi sürelerin dışlandığının belirtilmeyerek; öte yandan davacının hizmetinin tespitine dair kabul edilen sürede prime esas kazancının belirtilmemesi hususları yerinde görülmemiştir. Açıklanan sebeple mahkemece HMK’nın 297’nci maddesi kapsamında çelişki içermeyen, taraflar hakkında infazı mümkün ve usule uygun bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar kaldırılarak ; İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 13.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.