
Esas No: 2012/13481
Karar No: 2013/3258
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/13481 Esas 2013/3258 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ücret, kötüniyet, maddi ve manevi tazminat alacaklarının ödetilmesine, karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı ile ücret ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalıya usule uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya karşı herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece, davacıya bilirkişi ücreti yatırması için verilen kesin sürede ara kararı gereği yerine getirilmediği, bu nedenle davanın ispatlanmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre; davacı vekiline dava konusu alacaklarla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılması amacıyla 27.12.2011 tarihli duruşmada 200,00 TL bilirkişi ücretini mahkeme veznesine depo etmesi için kesin süre verildiği, ancak verilen kesin süre içerisinde ara kararı gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacı vekiline 27.12.2011 tarihli duruşmada verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de anılan duruşmada bilirkişi ücretinin yatırılması için kesin süre verilmesine rağmen soyut biçimde kesin sürenin sonuçlarının hatırlatıldığı belirtilmiş, ancak kesin süreye uyulmamanın sonuçlarının ne olacağı açık ve kesin bir şekilde açıklanmamıştır. Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 163. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 94. maddesinde yer alan hüküm ve bu hükme ilişkin görüş ve uygulamaya göre hakim tarafından verilen kesin süreye uyulmamasının açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi zorunlu olup, mahkemece oluşturulan kesin süreli ara kararı yasa ve yerleşik uygulamaya uygun bulunmadığından kesin süreye uyulmamasının sonuçlarını doğurması mümkün değildir.
Davacıya yeniden usulüne uygun şekilde süre veya kesin süre verilmeli, bundan sonra oluşacak duruma göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece yasal koşulları içermeyen kesin süreli ara kararına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.