20. Hukuk Dairesi 2016/7021 E. , 2018/1999 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı .....ve arkadaşları vekili ile davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davac...... vekili, 04.10.1995 tarihli dava dilekçesi ile; sınırlarını bildirdiği .....mevkiinde bulunan on parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi (eski 639. madde) hükmüne göre adlarına tescilini talep talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne 25.11.1996 tarihli krokili raporda 1 numaralı 3073 m2, 18 numaralı 15976 m2, 16 numaralı 6933 m2, 11 numaralı 17000 m2 ve 6 numaralı 9040 m2 miktarındaki ve 06.10.1998 tarihli krokili raporda 3-A numara ile gösterilen 40000 m2 miktarındaki taşınmazların tarla vasfında ..... mirasçılarının veraset payları oranında, mirasçılardan ......devrettiği de gözetilerek adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi ile .....e arkadaşları tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.05.2001 gün ve 2001/3182-3590 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Her ne kadar mahkemece kararın gerekçesinde; 385, 391 ve 383 nolu vergi kayıtlarının uygulandığı, taşınmazlardaki miktar fazlalıkları bulunmakta ise de, krokideki (P2) parseli içinde yer alan ve davaya konu edilen taşınmazların aynı mevkiide ve toplu halde bulunduklarından anılan parsel içinde yer alan taşınmazlara uygulanan vergi kayıtlarının tamamının toplam yüzölçümlerine itibar edildiği ve (P2) parseli içindeki 1 nolu 3073 m2, 6 nolu 9040 m2, 16 nolu 6933 m2, 11 nolu 17000 m2 ve 18 nolu 15976 m2 yüzölçümündeki taşınmazların gerçek kişiler adına tesciline karar verildiği, bu uygulamanın gerek usul ve yasaya, gerekse Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına uygun olmadığı, Bu nedenlerle, krokide 18 numara ile gösterilen taşınmazlara uygulanan 383 nolu, 6 numara ile gösterilen taşınmazlara uygulanan 385 nolu ve 11 numara ile gösterilen taşınmazlara uygulanan 391 nolu vergi kayıtlarının miktar fazlalıkları hakkında da Medeni Kanunun 639. maddesi ile 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar ihya ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinme koşullarının davacı gerçek kişiler yönünden oluşup oluşmadığının yöntemince araştırılması, vergi kaydı miktar fazlası olan taşınmazlar başında yeniden yapılacak keşifte, zilyetliğin tesbiti yönünden tanık beyanlarına başvurulması, davacıların ve murisleri yönünden 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde düzenlenen kısıtlamaların araştırılması” gereğine değinilmiştir.
- 2 -
2016/7021 - 2018/1999
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan araştırma ve inceleme sonunda bu kez, davanın kısmen kabulüne, Pirinçlik köyünde bulunan ve bilirkişi .....düzenlediği 11.05.2004 günlü krokide 18 ile gösterilen 15976 m2, 16 ile gösterilen 6933 m2, 11 ile gösterilen 17000 m2, 6 ile gösterilen 9040 m2 bölümler ile fen bilirkişi ...... ile orman mühendisi bilirkişi ...... tarafından düzenlenen 06.10.1998 tarihli kroki ve raporda 3-A ile gösterilen 40000 m2, yüzölçümündeki taşınmazların tarla niteliğiyle, ........mirasçılarının veraset payları oranında, mirasçılardan ..... payını ...... devrettiği de gözetilerek adlarına tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile gösterilen evin ....’ye, (E) harfi ile gösterilen evin Emin İvrendi’ye, (C) harfi ile gösterilen evin de .....ye ait olduğunun şerh edilmesine, 13 numara ile gösterilen yere ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05.03.2010 tarih, 2010/1010- 3866 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında: ""3402 Sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazlarların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
Mahkemece, somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamış, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğu belirlenen taşınmaz bölümleri için davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu bölümler için hüküm kurulmamış, bozma kararına uyularak yapılan keşif ve uygulamada, bilirkişi Adem Kocaçolak’ın düzenlediği 11.05.2004 günlü krokide 18 ile işaretlenerek gösterilen 15976 m2, 16 işaretli 6933 m2, 11 işaretli 17000 m2, 6 işaretli 9040 m2 yüzölçümündeki bölümleriyle, fen bilirkişi ...... ile orman bilirkişisi ..... tarafından düzenlenen 06.10.1998 tarihli kroki ve raporda 3-A ile gösterilen 40000 m2, yüzölçümündeki bölümünün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakılan ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, davacılar yararına vergi kaydı ve zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğunun belirlendiği gerekçesiyle bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar verilmişse de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, hükmüne uyulan bozma kararında, dayanılan vergi kayıtlarında orman okuması nedeniyle kayıtların yöntemince uygulanarak, kayıt fazlasını oluşturan bölümlerin, belirlenen niteliklerine göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olup olmadığının araştırılması, kayıt miktarı fazlası bölümlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmazlar edinme koşullarının oluşup olmadığının araştırılması gereğine değinildiği halde, mahkemece en yakın kadastro parsellerinin tesbit tutanakları ve dayanakları getirtilmemiş, dayanılan kayıtlar yöntemince zemine uygulanmamış, taşınmazların öncesinin, zilyetlikle edinilecek yerlerden olup, olmadığı eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı uygulanarak saptanmamış, kabule konu taşınmazların bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği, bu nitelemeye göre orman kadastrosunun kesinleştiği tarihe kadar orman sayılan yerlerden olup olmadığı, bu tarihten sonra zilyetlik süresinin dolup dolmadığı,yöntemince araştırılmamış ve incelenmemiştir."" şeklinde gereğine değinilmiştir.
- 3 -
2016/7021 - 2018/1999
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişisinin 10/01/2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide, 1/A ile gösterilen 6.933,13 m²"lik alan, 2/A harfi ile gösterilen 15.000 m²"lik alan, 3/A harfi ile gösterilen 3.073,26 m²"lik alan, 4/A harfi ile gösterilen 8.000 m²"lik alan, 5/A1 harfi ile gösterilen 40.000 m²"lik alan ve 10/A 4.000 m²"lik alanların dosyada mevcut ...... Hukuk Mahkemesinin 1986/1056 Esas - 1986/1022 Karar sayılı muris ......ait veraset ilamında isimleri bulunan davacılar ile gerçek kişi davalılar adına (Mirasçılardan ölü Safar İvrendi"nin hissesinin, davacılardan ......)"na temlik ettiği hususunda gözönünde bulundurulmak suretiyle) veraset ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline; davacılar yönünden fazlaya dair talebin reddine; fen bilirkişi raporuna ekli krokide 1/B ile gösterilen 5.969,20 m²"lik alan, 3/B ile gösterilen 11.041,82 m²"lik alan, 4/B ile gösterilen 4.970,67 m²"lik alan, 5/B ile gösterilen 4.662,62 m²"lik alan, 5/C ile gösterilen 8.856,46 m²"lik alan, 6 numara ile gösterilen 6.291,71 m²"lik alan, 7 numara ile gösterilen 17.414,03 m²"lik alan, 9 numara ile gösterilen 1.415,13 m²"lik alan, 10/C ile gösterilen 571,60 m²"lik alan, 10/D ile gösterilen 1.944,31 m²"lik alan, 10/E gösterilen 468,66 m²"lik alanların orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline; fen bilirkişisinin 10/01/2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide 4/A1 harfi ile gösterilen 1.039,87 m²"lik alan, 5/A2 harfi ile gösterilen 21.331,54 m²"lik alan, 5/A3 harfi ile gösterilen 6.852,80 m²"lik alan, 10/B ile gösterilen 18.162,30 m²"lik alanların Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş hüküm, davacı ......ve arkadaşları vekilince vekalet ücreti yönünden, davalılar Orman Yönetimi ve Hazine tarafından esas yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 09.01.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastro işlemi 1926 yılında yapılmış, çekişmeli parsel orman niteliğinde olduğu için tapulama dışı bırakılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK’nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) ..... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) ...... büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
- 4 -
2016/7021 - 2018/1999
Bu hüküm, Kanunun “Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; davalı olduğu halde karar başlığında gösterilmeyen ...... köyünün 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği karar tarihinden önce kaldırılarak mahalle olarak ilçe belediyesine katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmadığından 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, ilgili İlçe Belediye Başkanlığı ve .... Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya katılımları sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı, delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı.....ve ark. ile davalılar Orman Yönetimi ve Hazine vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/03/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
....