Esas No: 2021/8754
Karar No: 2022/5458
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8754 Esas 2022/5458 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Dava, bir iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkeme, bozmaya uyularak davacının taleplerinin kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, HMK'nın 166. maddesine uygun bir birleştirme işlemi yapılmadığı için karar usul ve yasaya aykırıdır. Mahkeme, öncelikle ek davaya ilişkin birleştirme kararını ve ek dava dilekçesini bozma sonrası yapılacak yargılama sürecinde davalılara tebliğ etmek, savunma ve delillerini tespit edip, toplanması gereken delilleri toplamak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekle yükümlüdür. HMK'nın 166. maddesi, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların bağlantılı olduğu durumlarda birleştirilebileceğini ve birleştirme kararının ikinci davanın açıldığı mahkeme tarafından verileceğini belirtir. Davalar ayrı yargı çevresinde yer aldığı halde bağlantılı ise birleştirme, ikinci davanın açıldığı mahkeme tarafından talep edilebilir. Birleştirme kararı, derhal ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilmelidir. Davaların aynı veya birbirine ben
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, iş kazasından kaynaklasıln maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... tarafından temyiz edilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek temyiz isteğinin süresinde olduğu, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08/06/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiş, duruşma günü davacı ve davalılar adlarına gelen olmadan tarafların yokluğunda duruşmaya başlanılarak, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamından, davacının 02/04/2007 tarihinde asıl davasını açarak 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği, ilk derece mahkemesinin 10/04/2012 tarihli ilk kararı ile davacının maddi tazminat isteminin reddine, 7.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, bu ilk kararın davacı ile davalılardan Kadir tarafından temyiz edildiği, Yargıtay(Kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin 03/04/2013 tarih ve 2012/19759 Esas, 2013/6546 Karar sayılı kararı ile makeme kararının bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra bu doğrultuda davacının sürekli iş göremezlik oranının tespit edildiği, yeni kusur raporu alındığı, sonrasında yeni bir hesap raporu alındığı, 24/10/2019 tarihli bu hesap raporunda davacının maddi zararının 148.407,07 TL olarak belirlenmesinden sonra davacı tarafın 10/02/2020 tarihinde ek dava açtığı ve aynı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmek üzere 147.000,00 TL daha maddi tazminat talebinde bulunduğu, bu ek davada henüz birleştirme kararı verilmeden asıl dosyanın 11/02/2020 tarihli 29. celsesinde ek dava dosyasının incelenmek üzere asıl dosya arasına alınmasına karar verildiği, mahkemece ek dava dosyası (aynı mahkemenin 2020/47 Esas) üzerinden birleştirme kararı verilip kesinleşmesinden sonra ek dava dosyasının asıl dava dosyası arasına alınması gerekirken, temyiz incelemesine konu eldeki asıl dava dosyasının 07/07/2020 tarihli karar celsesinde asıl dosya üzerinden ek dava dosyasının asıl dava dosyası ile birleştirilmesine bir ara kararla karar verildiği, aynı celsede asıl dava dosyası üzerinden hem asıl dava dosyası hem de ek dava dosyası hakkında karar verildiği, karar tarihinin 07/07/2020 tarihi olduğu, bu aşamadan sonra kararın temyiz edilmesi üzerine yalnızca asıl dava dosyasının temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemiz’e gönderildiği, Dairemizce ek dava dosyasının eklenmesi için 08/06/2021 tarihinde dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verildiği, mahkemece bu kez 22/06/2021 tarihinde ek dava dosyası üzerinden zaten karara çıkmış olan asıl dava dosyasına birleştirme kararı verildiği anlaşılmaktadır.
HMK’nın 166. maddesi “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. (4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. (5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.“ hükümlerini içermektedir.
Somut olayda asıl dava dosyası üzerinden 2020/47 esas sayılı ek dava hakkında da hüküm tesis edilmiş ise de HMK’nın 166. madcdesine uygun bir birleştirme işleminin yapılmadığı açık olduğundan 07/07/2020 tarihinde asıl dava dosyası üzerinden tesis olunan kararın usul ve yasaya aykırı olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle ek davaya ilişkin 22/06/2021 tarihli birleştirme kararını ve ek dava dilekçesini bozma sonrası yapılacak yargılama sürecinde davalılara tebliğ etmek, savunma ve delillerini tespit edip, toplanması gereken delilleri toplamak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ...'in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı ...'in sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 12/04/2022 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.