3. Hukuk Dairesi 2020/5576 E. , 2021/3899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, yurt dışında yaşadığını, sahibi olduğu taşınmazı satması için davalıya vekaletname verdiğini, davalının taşınmazı satmasına rağmen satış bedelini kendisine ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 20.000 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 17/12/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 42.494 TL’ye artırmıştır.
Davalı; taşınmazın satışı için emlakçı ile davacının görüştüğünü, davacıya herhangi bir borcu olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; satış tarihinden itibaren beş yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24/09/2013 tarihli ve 2013/12649 E. 2013/22608 K. sayılı kararıyla; “...zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle henüz başlamadığı gözetilerek mahkemece işin esası incelenip, sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden” bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; davacının davasının kabulüne, toplam 42.494 TL alacağın; 20.000 TL"sinin dava tarihinden itibaren, 22.494 TL"sinin de ıslah tarihden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 11/04/2018 tarih 2018/1144 E. 2013/22608 K. sayılı kararıyla; “Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı, ıslahtan önceki talep dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; 20.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslah ile artırılan 22.494 TL’nin reddine karar verilmiş; karar, davacı ve davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Davacı tarafın temyizi yönünden;
6100 Sayılı HMK’nın 141/1. maddesinde tarafların yargılamada iddia ve savunmalarını ne zamana kadar değiştirebilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Bu düzenleme ile kural olarak dilekçeler aşamasında tarafların iddia ve savunmalarını sunmaları istenmektedir. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi yasağının ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati ile aşılabileceği yine HMK’nın 144/2.maddesinde belirtilmiştir. Karşı tarafın rızasının olmadığı durumlarda ıslah, iddia ve savunma yasağının kapsamına giren taraf usul işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmeye yarayan bir hukukî imkândır.
Bu bağlamda, 28/07/2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2.maddesinde; “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” düzenlemesine yer verilerek bozmadan sonra ıslah konusuna yasal açıklık getirilmiştir.
Bu bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde; mahkemece verilen zamanaşımından red kararının 13. Hukuk Dairesince bozulduğu, bozma sonrasında davacı tarafından ıslah dilekçesi verildiği ve mahkemece davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafından temyizi üzerine 13. Hukuk Dairesince; bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile tekrar bozulduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkemece bozma kararına uyularak davanın ıslah edilmemiş hali ile kabulüne karar verilmiş ise de; usule ilişkin olan hükümlerin derhal uygulanması gerekmektedir. 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2.maddesi ile Yargıtay"ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenlemesi gözetilerek, yasa değişikliği uyarınca davacının ıslah dilekçesinin kabul edilmesi gerekmekte olup verilen kararın bu yönden bozulması gerekmektedir.
2- Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenler ile temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenler ile davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.