Esas No: 2022/1920
Karar No: 2022/5178
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1920 Esas 2022/5178 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihini belirlemek için dava açtı. Mahkeme, davalı kooperatifin Ticaret Sicilindeki adresinden yapılan araştırmanın yetersiz olduğunu ve davacının bildirim yaptığı kooperatifin adresinden araştırma yapılması gerektiğini belirterek kararı bozdu. Ancak mahkeme, yapılan araştırmanın eksik olduğu ve belgelere tam olarak gözden geçirilmediği için tekrar bozuldu. Sigortalı konumunda çalışma süresinin saptanmasına ilişkin bu tür davaların kamu düzeni ile ilgili olduğu ve özenle yürütülmeleri gerektiği vurgulandı. Kanunen, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup, anayasal haklardan olan sosyal güvenlik hakkının korunması için yapılacak delil toplama işlemlerinde çok dikkatli olunması gerektiği belirtildi.
Kanun maddeleri:
- 506 sayılı Kanunun 79. maddesi: \"Sigortalılığın başlangıcı\"
- 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi: \"Sigortalı çalışma sürelerinin tespiti ve kaydedilmesi\"
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2017/44-2021/358
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine dair karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının davalılardan ...’nde çalıştığı ve buna ilişkin 01.06.1995 tarihinde işe giriş bildirgesi verildiği halde dönem bordrosu verilmediği için Kurum tarafından bu tarihin başlangıca esas alınmadığı ve bu tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Mahkemece verilen 06/04/2016 tarihli karar, Dairemizin bozma ilamı ile özetle,’’Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Kurum cevabi yazısında, davalı işyerinden verilen 1995/2 dönem bordrosuna rastlanılmadığı belirtilmiştir. Dinlenen tanıkların, davalı işyerinde bordrolu çalışan olduklarının belgelendirilmediği anlaşılmaktadır. Komşu işyerlerinde çalışan bordro tanıkları ve davalı kooperatif yetkilileri de dinlenerek, sonucuna göre karar verilmelidir.’gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
İnceleme konusu davada, bozma ilamına uyulmasına karşın, bozma gereklerinin yerine getirilmediği ve yapılan araştırmanın eksik olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece davalı Koopteratifin Ticaret Sicilindeki adresinden komşu işyeri araştırması yapıldığı oysaki davacının bildiriminin yapılmış olduğu Kooperatife ait işin yapıldığı ... Sokak No :15 Kazan – ... adresinden araştırma yapılması gerektiği,ayrıca dinlenmesi istenen Kooperatif yetkilileri olduğu halde tasfiye memurlarının tanık olarak dinlenildiği tespit edilmiştir. Mahkemece bu hususlar dikkate alınarak işyerine ait belgelerden 1995 yılı 3.dönem bordrosunun da değerlendirilerek davalı işyerinden gönderilen kayıtlarda ki tanıklar ile davalı Kooperatifin yetkilileri ve komşu işyeri tanıkları dinlenip toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 07.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.