Esas No: 2021/12749
Karar No: 2022/5174
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12749 Esas 2022/5174 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yapılan hizmet tespiti istemli dava sonucunda, davalı şirketin bazı tarihlerde davacıyı çalıştırdığı kabul edildiği ancak diğer tarihlerle ilgili talebin reddedildiği hükmedilmiş. Davalı şirket ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusu sonucu, Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir. Ancak, davalı şirket ve feri müdahil Kurum vekillerinin temyiz isteği üzerine dosya Tetkik Hâkimi tarafından gözden geçirilmiştir. Mahkeme, hizmet tespiti davalarının hassasiyeti göz önünde bulundurularak tüm delillerin değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ve davacının çalıştığını iddia ettiği dönem içerisinde araştırma yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi kararı kaldırılmış ve İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca d
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Nizip 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava; hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I) DAVACININ İSTEMİ :
Dava, davacının davalı şirkete ait iş yerinde 01.04.2005-01.09.2009 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
II) DAVALILARIN CEVABI :
Davalı şirket vekili, davacının müvekkili işyerinde ilk defa 11.09.2007 ve 17.08.2009 tarihinde çalıştığını işten ayrıldıktan sonar, davacının ikinci defa ise 03.11.2012 ile 21.05.2013 tarihleri arasında çalıştığını, çalışılan işbu sürelerin kuruma tam olarak bildirildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Feri Müdahil Kurum vekili, Mahkememiz duruşmalarına katılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişitir.
III) MAHKEME KARARI
1) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk Derece Mahkemesince, “Tüm dosya kapsamından ve usul ve yasaya uygun hazırlandığı kabul edilen bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davacının 01.04.2005–10.09.2007, 18.08.2009–13.01.2010 ve 22.05.2013– 28.05.2014 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak davalı iş yerinde günün asgari ücreti ile çalıştığının anlaşıldığı, gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; 01/04/2005- 10/09/2007, 18/08/2009- 13/01/2010 ve 22/05/2013-28/05/2014 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak günün asgari ücreti ile çalıştığının tespitine, geri kalan sürelerle ilgili talebin reddine,” karar verilmiştir.
Davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince “Davalı ile feri müdahil SGKB vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV) TEMYİZ TALEBİ :
Davalı şirket vekili, Mahkemece verilen hükmün yasaya ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek hükmün bozulmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Feri müdahil ... vekili Mahkemece hukuki ve yasal dayanaktan yoksun eksik inceleme sonucu verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
V) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın Yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Eldeki dava dosyası kapsamında, davacının hizmet tespiti isteminde bulunduğu dönem içerisinde davacı adına 14.1.2010 ile 10.09.2012 tarihleri arasında 4- b kapsamında bildirimleri olduğu, davalı işyerince davacı adına 11.09.2007 ile 17.08.2009 ve 03.11.2012 ile 21.05.2013 tarihleri arasında bildirilmiş hizmetlerinin bulunduğu, davacı adına 14.10.2010 ile 10.09.2012 tarihleri arasında minibüsçülük faaliyetinden kaynaklı vergi kaydı olduğu, davacı adına yapılan trafik denetimlerinde 2007 yılından itibaren her yıl için kayıtlar olduğu ve farklı plakalar bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılması gereken iş, davacının uyuzmazlık konusu dönemde çalıştığını iddia ettiği plakalı araçların davalı şirket tarafından kiralanıp kiralanmadığı, kime ait olduğu, her bir araç yönünden ayrı ayrı belirlenmeli, söz konusu plakalı araçların Belediye’den de sorulmak üzere işletme ruhsatlarının kime ait olduğu araştırılmalı, davacı adına düzenlenmiş elektronik şoför kimlik kartının olup olmadığı yine Belediye’den sorulmalı, her bir plakalı araç yönünden düzenlenmiş trafik ceza tutanakları ile davacı adına düzenlenmiş trafik ceza tutanakları ilgili idari birimden getirtilmeli, uyuşmazlık konusu dönem içerisinde davacının yolcu taşıma işinde çalıştığı tüm hatlar (şehiriçi ve şehirlerarası) tespit ederek, bu hatlarda (aynı duraklarda) şoför, araç hareket memuru gibi çalışanlar ile komşu işyerleri sahipleri ile çalışanları, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerleri tespit edilip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanları alınmalı ve uyuşmazlık konusu husus hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.