Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2352
Karar No: 2022/5010
Karar Tarihi: 06.04.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/2352 Esas 2022/5010 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/2352 E.  ,  2022/5010 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    No : 2021/895-2021/1774
    İlk Derece
    Mahkemesi :Tire 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    No : 2020/72-2021/60

    Dava, ... adına düzenlenmiş faturalardaki ...'ün ... T.C. kimlik numaralı ... olduğunun ve Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ... Mah.'de oturduğunu, geçimini tarım faaliyetlerinde bulunarak sağladığını, SGK kayıtlarında görünen faturaların davacıya ait olduğunu, faturalarda davacının isminin yazdığını ancak baba adı ve diğer hususların yer almadığı için SGK bu faturaların yeterli bilgi içermemesi nedeniyle geçmişe yönelik SGK lı olma talebini kabul etmediğini, bu nedenle ..., ... ve diğer işletmeler tarafından davacı adına düzenlenen faturalarda yer alan ...'ün davacı olduğunun tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle;davanın reddi gerektiğini, davacının Bağkur sigortalılığının tescilinin mümkün olmadığını, 1479 sayılı yasanın geçici 18. Maddesi gereği 04/10/2000 tarihi öncesi sigortalılığının tescilinin mümkün olmadığını, mahkemece davacının çekişmeli dönemde oturduğun yerin belirlenmesi gerektiğini, tarımsal amaçlı kredi kullanıp kullanmadığının sorulması gerektiğini, ürün teslimatından dolayı prim kesintisinin yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, istenilen dönemde müstahsil belgelerinin mevcut olup olmadığını, tevkifat bulunmayan yıllara ilişkin olarak davacının sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde başvuru, prim ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini belirterek, açılan davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, bu durumun sunulan deliller ve belgelerle ispatlanacağını, belirtilen nedenler gereği davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulü ile, ... vergi nolu ... tarafından düzenlenen 1995 yılı ekim ayı Bağ-kur çiftçi primleri tevkifat bildirimi ve ... vergi nolu ... ve ... tarafından düzenlenen 2000 yılı ekim ayı ve 2001 yılı ocak ayı Bağ-kur çiftçi primleri tevkifat bildirimi ve ... vergi nolu ... tarafından düzenlenen 1999 yılı ekim ayı Bağ-kur çiftçi primleri tevkifat bildirimi listesinde yer alan ...'ün baba adının ... doğum tarihinin 13/01/1971, doğum yerinin ... olarak düzeltilmesi ile, belirtilen bu tevkifat kesintilerinin ... TC kimlik ve ... Tarım Bağ-kur numaralı ... hesabına aktarılarak davacı ...'ün 01/11/1995 tarihi itibariyle tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine,
    karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesince; ... adına, ... unvanlı firma tarafından düzenlenen 1995 yılı Ekim ayına ilişkin, ... unvanlı firma tarafından düzenlenen 1999 yılı Ekim ayına ilişkin, ... ve ... unvanlı firma tarafından düzenlenen 2000 yılı Ekim ve 2001 yılı Ocak aylarına ilişkin, ... ve ... unvanlı firma tarafından düzenlenen 2002 yılı Kasım ayına ilişkin, ... Tarım Ürünleri Gıda Tic. Ltd. Şti. Unvanlı firma tarafından düzenlenen 2003 yılı Kasım ayına ilişkin, ... Süt unvanlı firma tarafından düzenlenen 2004 yılına ilişkin tevkifat bildirim listelerindeki kişinin davacı olduğu ve davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının, tevkifatın takip eden ay başından o yılın sonuna kadar olduğu ve makul süre gözetilerek Tarım Bağ-Kur sigortalılığının başlangıç ve bitiş tarihleri belirtilerek hüküm kurulması gerekirken, başlangıç tarihi belirtilmek suretiyle Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine ilişkin kurulan hükmün, HMK 297 hükümlerine aykırı olarak infaza elverişsiz ve tereddüte mahal bırakacak şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuş, belirtilen hatanın giderilmesi ise, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca belirlenen aykırılık düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerektiği gerekçesiyle;
    Davalı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüyle; Tire 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin, 05.02.2021 tarihli, 2020/72 E, 2021/60 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
    Davanın kısmen kabulü ile;
    ... tarafından düzenlenen 1995 yılı Ekim ayı Bağ-Kur çiftçi primleri tevkifat bildirim listesinde, ... tarafından düzenlenen 1999 yılı Ekim ayı Bağ-Kur çiftçi primleri tevkifat bildirimi listesinde, ... ve ... tarafından düzenlenen 2000 yılı Ekim ayı, 2001 yılı Ocak, 2002 yılı Kasım ayı Bağ-Kur çiftçi primleri tevkifat bildirimlerine ilişkin listelerde, ... Süt unvanlı firma tarafından düzenlenen 2004 yılı Bağ-Kur çiftçi primleri tevkifat bildirimlerine ilişkin listesinde yer alan ...'ün baba adının ... doğum tarihinin 13/01/1971, doğum yerinin ... olarak düzeltilmesi ile, belirtilen bu tevkifat kesintilerinin ... TC kimlik ve ... Tarım Bağ-kur numaralı ... hesabına aktarılarak, davacı ...'ün 01.11.1995 - 31.12.1995 ve 01.11.1999 - 31.12.2004 tarihi itibariyle 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasını istemiştir.
    Davalı vekili; dananın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2.,3.,6.,9. ve 10. maddeleridir.
    2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
    Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde; "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kuruma re'sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
    Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, Kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
    Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 gün, 2011/10-230 Esas 2011/319 Karar sayılı, 29.02.2012 gün ve 2011/10-769 Esas 2012/107 Karar sayılı ve 27.06.2012 gün 2012/10-292 Esas ve 2012/415 Karar sayılı kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, mahkemece;
    1-Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; nüfus müdürlüğü, ilçe seçim kurulu başkanlığı ve muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,
    2-Dönem içinde Ziraat Bankası, kooperatif veya birlikler aracılığıyla "Tarımsal Amaçlı Kredi" kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
    3-Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı,
    4-25.04.2006 gün 26149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun "Zirai Kazanç, Zirai Faaliyet, Zirai İşletme, Çiftçi ve Mahsulün Tarifi" başlıklı 52., "Zirai Kazançta Vergileme" başlıklı 53., ve "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94. vd. maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanununun "Vergi Kesenlerin Sorumluluğu" başlıklı 11. maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2010 gün ve 2010/10 E. -580-647 K. sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere "Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94/11.maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler." Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.
    5-Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, ziraat odası, kooperatif veya birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edavatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celp edilmeli,
    6-Hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 gün ve 2011/10 E. -306-365 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 22. maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şehadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler ilçe tarım müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Ayrıca 2926 sayılı Kanunun 6. maddesinde belirtilen şekilde sigortalılığın sona erip ermediği araştırılmalı ve bu bağlamda çekişmeli dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı varsa ve bu sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.02.2007 gün, 2007/21-73-71 sayılı ve 14.03.2012 gün, 2011/10-804-152 sayılı kararları göz önünde bulundurularak sigortalılığın sona erdiği olgusu da dikkate alınmalıdır.

    Öte yandan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2926 sayılı Yasa'nın uygulanmasına ilişkin 26/03/1994 günlü 4 nolu tebliğine göre ürün bedellerinden % 1 oranında tevkifat yapmakla yükümlü gerçek ve tüzel kişilerin bu tevkifatı yaparak Kurum hesabına intikal ettirmek zorunda oldukları, kesinti yaptığı halde Kurum hesabına yatırmayan gerçek veya tüzel kişilerin, Kuruma karşı sorumlu oldukları, bu kesintilerin yasal faiziyle birlikte kendilerinden tahsil olunacağı TCK.'nun 526.maddesi gereğince cezalandırılmaları için suç duyurusunda bulunulacağı bildirildiğinden davacının sattığı ürün bedelinden kesinti yapıldığının tespiti sigortalılığın kabulü için yeterli olup, kesintiyi yapan davalı Kuruma karşı sorumlu olacağından kesinti yapıldıktan sonra Kurum hesabına yatırılmamış olması dahi sonuca etkili değildir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15/02/2017 tarih 2015/10- 1283 E. 2017/242 K. sayılı kararına göre de tevkifat kesintisinin Kuruma intikal etmemesi Tarım Bağ-Kur sigortalılık hakkı kazanmasına engel değildir.
    Eldeki davada; Mahkemece, nüfus kayıtlarından araştırma sadece ilgili İlçe Nüfus Müdürlüğünden değil, aynı yerde (...'de) davacıdan başka bildirilecek ... isminde bildirilen kişilerin adres-ikamet bilgileri ile birlikte nüfus bilgileri de temin edilerek dava konusu hakkında bilgilerine başvurulmalı, İlçe nüfus müdürlüğünden tespit edilen ve beyanına başvurulan diğer ... isimli şahsın her ne kadar şahsi sicil dosyasında ... adına tevkifat listesi bulunmadığı anlaşılmış ise de; dosya içerisinde yer alan yerleşim yeri bilgilerinin 2007-2018 arası dönemi içermesi karşısında, muhtarlıktan da adres kayıt bilgileri getirtilmeli, tüm bu deliller toplandıktan sonra hasıl olacak neticeye göre karar verilmelidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi