Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/7339
Karar No: 2010/2452

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/7339 Esas 2010/2452 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/7339 E.  ,  2010/2452 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil


    ... ile Hazine ve... ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.10.2009 gün ve 161/336 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine ve... ... vekilleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın 20 yılı aşkın bir süreden beri zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu açıklayarak adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine ve... ... vekilleri, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle 2330 m2 yüzölçümünde bulunan yer hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine ve Belediye vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava koşulu yönünden duraksama bulunduğu gibi, yapılan araştırma ve incelemede hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    Davacı, dava dilekçesinde taşınmazın 20 yılı aşkın bir süreden beri zilyet ve tasarrufunda olduğunu bildirmiş, 16.2.2009 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar ise, uyuşmazlık konusu yerin davacının babasından kaldığını, ölümünden sonra davacı tarafından kullanıldığını bildirmişlerdir. Murisin davacı dışında başka mirasçısının bulunup bulunmadığı dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Davacının babası ...öldüğüne göre, terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Davacı dışında başka mirasçıları varsa TMK. nun 701 ve 702. maddeleri gereğince davacının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfatı bulunmamaktadır. Dava bir tasarrufi işlem olup, üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte açmaları gerekir. Şayet, muris ...’ye ait alınacak veraset belgesine göre, davacı dışında başka mirasçısı yok ise veya mirasın paylaşımı sonucu dava konusu yer davacıya düşmüş ise, şimdiki gibi davanın yürütülmesinin düşünülmesi, paylaşım yapılmamış ve davacı dışında başka mirasçıların olduğunun belirlenmesi halinde ise, davacının üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma sıfatı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davacı tek başına kendi adına tescil isteğinde bulunduğundan dava dışı kalan mirasçıların davacı yanında davaya katılmasının sağlanması ya da açılan davaya karşı olurlarının alınması veya terekeye temsilci atanması suretiyle davanın yürütülmesi ve taraf teşkilinin sağlanması da mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, teknik bilirkişi krokisine göre, taşınmazın güneyinde eski Erzurum – Kars Devlet Karayolu geçmektedir. Bu nedenle TMK.nun 713/3. fıkrası gereğince davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi, davaya katıldıkları takdirde delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması, karayoluna ait kamulaştırma harita ve belgeleri Karayolları Genel Müdürlüğünden getirtilerek teknik bilirkişi aracılığıyla keşifte uygulanması, Devlet Karayoluna bir tecavüzün olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
    Bundan ayrı, 1954 yılında taşınmazın bulunduğu bölgede tapulama çalışmaları yapıldığına göre, teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu yerin hangi tarihte ve ne niteliğiyle tapulama dışı bırakıldığının Kadastro Müdürlüğünden, çifte tapunun önlenmesi açısından aynı şekilde teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenerek dava konusu yerin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden, yerel bilirkişi İlhan Kepenekçi’nin keşif tutanağına geçen beyanına göre, taşınmazın kuzeyinde boş, dağlık ve ormanlık alan bulunduğunu bildirdiğinden, öncelikle dava konusu yerin bulunduğu yörede orman kadastro çalışmalarının yapılıp yapılmadığının Orman İdaresinden sorulması, orman kadastro çalışmaları yapılmış ve kesinleşmiş bir durum söz konusu ise, kesinleşmiş harita, tutanak ve belgeler Orman İdaresinden getirtilerek dosyaya eklenmesi, dava konusu yerin kesinleşen orman sınırlandırma hattının dışında kalıp kalmadığının bağımsız uzman bilirkişi orman mühendisi aracılığıyla saptanması, orman kadastrosunun yapılmadığının anlaşılması halinde ise, gizli memleket haritası, amenajman haritası ve hava fotoğraflarından yararlanılarak dava konusu yerin orman veya orman toprağı sayılan yerlerden olup olmadığının aynı uzman bilirkişi aracılığıyla saptanmasına çalışılması, TMK. nun 713/4 ve 5. fıkraları gereğince yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun biçimde yapılması, yasal üç aylık sürenin sonucunun beklenmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dava koşulu gözönünde tutulmaksızın ayrıca eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
    Kabul şekline göre de; dava TMK. nun 713/1. maddesi gereğince açılan tescil davası olup, TMK. nun 713/3. fıkrası gereğince davalı Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri kanuni hasım durumunda bulunduklarından harç, yargılama gideri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulamazlar. Davanın olumlu veya olumsuz sonuçlanması sonuca etkili olmayıp, bu tür davalarda peşin alınan harçlar ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, eksik harcın davacı taraftan alınmasına, davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilir. Mahkemece, peşin harcın iadesine, eksik harcın alınmamasına, yargılama giderlerinin davalı taraftan alınmasına karar verilmesi az önce açıklanan ilkeye ve Yargıtay uygulamasına uygun düşmemektedir.
    Davalı Hazine ve... ... vekillerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Başkanlığına iadesine 10.05.2010 tarihine oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi