Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/7343
Karar No: 2010/2453
Karar Tarihi: 10.5.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/7343 Esas 2010/2453 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/7343 E.  ,  2010/2453 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile Hazine, ... ve ... Kayyımı Bolu Defterdarlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Bolu Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 01.07.2009 gün ve 1466/1036 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar adına Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, 1069 sayılı parselde İsmail Konuşur adına tapuda kayıtlı bulunan 11/12 payı 07.01.1999 tarihinde tapuda yapılan satış ve devirle vekil edeninin satın aldığını, aynı parselde 1/12 pay sahibi bulunan ... karısı ...’nin kim olduğu anlaşılamayan biri olduğunu, böyle bir kimsenin var olmadığını açıklayarak ... adına kayıtlı bulunan 1/12 payın iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar adına davayı takip eden Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 1507 (eski 1069) sayılı parselde ...’ye ait 1/12 payın iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalıları temsilen Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.nun 713/2.fıkrasında belirtilen "…Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" hukuki sebebine dayalı olarak tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır. 1507 sayılı parselin öncesi olan 1069 sayılı parsel 11.10.1963 tarihinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında yoklama 1299, 15.10.1940 tarih 64, 26.01.1940 tarih 27 ve 10.04.1947 tarih 108 sıra nolu tapu kayıtlarının revizyonu sonucu 11/12 pay ..., 1/12 pay ise ... karısı ... adına paylı mülkiyet şeklinde tespit edilmiş olup, tapulama tutanağının 11.04.1967 tarihinde kesinleşmesiyle adı geçenler adına tapu kaydı oluşmuştur. Sözü edilen 1069 sayılı parsele karşı Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası Bolu Asliye 1.Hukuk Mahkemesinin 20.09.2007 tarih ve 2004/177 Esas, 2007/260 karar sayılı kararıyla; krokide A harfiyle gösterilen 188 m2’lik yer bakımından parselin tapu kaydının iptaliyle ve tarla niteliğiyle köyün son parsel numarası verilmek suretiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Verilen bu hüküm nedeniyle 1069 sayılı parsel ifraz görmüş olup, ... ve paydaşı adına kalan taşınmaz 1507 parsel numarasını almıştır. Tapu kaydının son durumuna göre, 11/12 payın davacı ..., 1/12 payın ise ... adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
    Uyuşmazlık konusu 1507 (eski 1069) sayılı parsel az yukarıda açıklandığı gibi tapu kayıtlarına dayalı olarak ... ve paydaşı adına tespit ve tescil edilmiştir. Bolu Tapu Sicil Müdürlüğünün 25.05.2006 tarih ve 720 sayılı yazıları ekinde gönderilen 1069 sayılı parselin tapulama tutanağı ekinde bulunan 64 sıra nolu tapu kaydının iktisap sebebinde; “senetsiz ve kayıtsız İhtiyar oğlu ... ve ...’in malları iken 80 sene evvel yaptıkları taksimde bu tarlaların ...’e düştüğü, tasarrufunda iken ölmesi ile evlatları ... ve ...’ye ve kendisinden evvel ölen oğlu ..."in kızları... ve ...’ye ve ...’ın ölmesi ile karısı ... ve anası ...’e kaldığı, 299 yoklamasında adlarına kayıtlı iken ...’ün 327’de ölmesi ile kızı ... ile kendisinden evvel ölen oğlu ..."in kızları... ve ...’ye, ondan sonra ...’nin de 929’da ölümü ile veraseti Bolu Asliye Hukuk Hakimliğinden hissedarlık suretiyle verilen ve 26.1.1940 günlü zaptın 26 nolu dosyasına bağlı 25.11.1934 tarih ve 361/320 nolu veraset ilamı ile ana baba bir kardeşi... ile baba bir kardeşi ...’ya münhasır olduğu..." açıklanmıştır. Görüldüğü gibi TMK.nun 713/2. fıkrasında belirtildiği anlamda ..."nin maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kişi olmadığı açıktır. Tam aksine tapu kayıtlarında ve veraset belgelerinde anlaşılan ve bilinen kişi olduğu görülmektedir. Bu durum tapu kaydının iktisap sebebiyle sabittir. Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kişinin hiç yaşamamış ya da herhangi bir kayıt ve belgede ismine rastlanılmamış kimse olması veya hayali biri adına kayıt oluşmuş olması gerekmektedir. 1069 sayılı parsele revizyon gören tapu kayıtlarında ...’nin kim olduğu, kimin karısı olduğu açık bir biçimde belirtilmiştir. Saptanan somut ve hukuki olgular karşısında ...’nin bilinen ve tanınan kişi olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Kabul şekline göre de, tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak dava kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilerek açılır. ...’nin ölü olup olmadığı, yaşayıp yaşamadığı konusunda mahkemece hiçbir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Öncelikle bu hususun araştırılması gerekir. Ölü olduğunun anlaşılması halinde ise davacı tarafa ...’nin veraset belgesinin alınması ve belirlenecek mirasçılarına davanın yöneltilmesi için süre ve imkân verilmeliydi. Ancak bu yapılmadan ...’ye kayyım tayin edilmesi doğru değildir. Bundan ayrı kayıt maliki belli olduğundan Tapu Sicil Müdürlüğüne husumetin yöneltilmesine gerek bulunmamaktadır. Bu bakımdan Tapu Sicil Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması da yerinde bulunmamıştır. Bundan ayrı davalı Hazinenin bu tür davalarda; kayıt maliki mirasçı bırakmadan ölmüş ise, TMK.nun 501. maddesi gereğince son mirasçı sıfatı ile davaya katılmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmesinde hukuki yararı bulunmaktadır. Ne var ki, bu hususlar eksik olmakla birlikte az yukarıda açıklanan gerekçeye göre davanın reddine karar verilmesi öngörüldüğünden ve belirtilen hususların yerine getirilmesi sonuca etkili bulunmadığından bu nedenle açıklanan hususlar bozma sebebi yapılmamıştır.
    Davalılar adına davayı yürüten Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi