7. Ceza Dairesi 2019/4051 E. , 2021/16759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, 4733 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM :1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., S... , ..., ... ve ... hakkında beraat; suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında beraat;
2-4733 sayılı Yasaya muhalefet suçundan sanıklar ..., ... hakkında hükümlülük, ... ve ... hakkında hükümlülük, erteleme, ..., ... ve ... hakkında hükümlülük, HAGB;
3-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında açılan davaların reddine
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Müşteki Gümrük İdaresi vekilinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... , ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... , ..., ..., ..., ..., ...,... Tekin, ..., ..., ..., ..., ..., ... , ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kurulan örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Müşteki Gümrük İdaresi vekili ... , ..., ..., ..., ..., ... için kararı temyiz etmiş ise de; adı geçen sanıklar hakkında açılmış bir dava bulunmadığı gözetilerek yapılan incelemede;
TCK’nun 220. maddesinde düzenlenen atılı suçlar yönüyle suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi"nin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gibi katılmasına karar verilmesi de hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II- Müşteki Gümrük İdaresi vekilinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ... , ... ... 4733 sayılı Yayasa Muhalefet suçundan verilen beraat hükümlerini, sanıklar ..., ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında 4733 sayılı Yayasa Muhalefet suçundan verilen davanın reddi ile sanıklar ..., ..., ... hakkında 4733 sayılı Yasaya Muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükümlerini temyizine yönelik yapılan incelemede,
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen, davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmayan Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1.maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317.maddesi gereğince REDDİNE,
III- Gümrük İdaresi vekilinin sanıklar ..., ... ve ... hakkında ve sanık ... müdafiinin sanık ... hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına ilişkin temiyizi üzerine yapılan incelemede;
Hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231/12. madde fıkrası uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları temyiz yasa yoluna tabi olmayıp itiraz yasa yoluna tabi olduğu ve bu konuda mahallinde Gümrük idaresinin itirazı üzerine itiraz merciince karar verilmiş olduğu cihetle; sanık ... müdafiinin temyiz dilekçesinin itiraz mahiyetinde kabul edilerek gereği mahallinde itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
IV- 5271 sayılı CMK"nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu gözetilip, şikayetçi Gümrük İdaresi"nin suçtan zarar görme olasılığına göre kurulan hükmü temyize hakkında sanıklar ..., ..., ..., ..., ... , ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... , ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,
... , suça sürüklenen çocuklar ..., ... hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından verilen beraat hükümleri ile ... hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan davanın reddi hükmünü temyizine yönelik yapılan incelemede,
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre Gümrük İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
V- 5271 sayılı CMK"nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu gözetilip, şikayetçi Gümrük İdaresi"nin 10.01.2010 tarihli eylemde ele geçen çaylar yönünden suçtan zarar görme olasılığına göre sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmünü temyiz hakkı bulunduğu gözetilerek anılan kurum yönünden sınırlı inceleme ile sanıklar ..., ... ve ... müdafiinin adı geçen sanıklar hakkında 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükümlerini temyizlerine yönelik yapılan incelemede ise,
1- İddianamede 2. olay olarak bahsedilen 10.01.2010 tarihinde ele geçen çaylar yönünden suçtan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan Gümrük İdaresi"nin yargılamadan haberdar edilmeksizin yokluğunda hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 233 ve 234.maddelerine aykırı davranılması,
2- İddianamede 2. olay olarak bahsedilen 10.01.2010 tarihinde ... ’ın sevk ve idaresinde yanında ... , ... ve... ’nin bulunduğu 47 ND 640 plakalı araçta yapılan aramada toplam 37 karton bandrolsüz sigara ve 35 kg çay ele ele geçirildiği olayda; sanıklar ... hakkında kaçakçılık suçundan ayrı dava açılarak kesinleştiği, sanık ... hakkında ise iletişimin tespiti, kayda alınması, dinlenmesi ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesiyle ilgili 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 135. maddesindeki iletişim tespiti kararı gereği dosyada bulanan TAPE kayıtları uyarınca bu suça iştirak ettiği iddiasıyla daha sonra ayrıca kamu davası açıldığı cihetle; tapelere yansıyan görüşmelerinin tesadüfen elde edilen delil olarak değerlendirilmesi gerektiği, sanığa atılı eylemin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre, sigaralar yönünden 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi ve çaylar yönünden 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesine aykırılık suçunu oluşturduğu, sanığın suç tarihinde yürürlükte bulunan 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi uyarınca mahkumiyetlerine karar verildiği, bu suçun da katalog suçlar arasında da bulunmaması karşısında tapelerin tesadüfen elde edilen delil olarak da kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu suretle adı geçen sanık yönüyle iletişimin tespiti tutanaklarının delil olarak kabul edilemeyeceği gibi sanığın aşamalardaki üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmediği yönündeki savunmalarının aksine suça iştirak ettiğine ilişkin cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil de elde edilemediği gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilerek sanığın 04.03.2010 tarihli eylemi ile birlikte TCK"nun 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Kabule göre;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 Sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle, Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın ilgili hükümleri (5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/1 ya da 3/5, 3/10, 3/22, 5/2) somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, Gümrük İdaresi vekili, sanıklar ..., ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.