Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/23657
Karar No: 2019/15532
Karar Tarihi: 09.09.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/23657 Esas 2019/15532 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/23657 E.  ,  2019/15532 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili, müvekkilinin fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığı halde karşılığının ödenmediğini belirterek anılan alacak kalemlerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş ve davacının çalışmalarının kart basma sistemi ile takip edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, süresi içerisinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla mesai yapıp yapmadığı ve hafta tatili günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46 ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
    Fazla çalışma yaptığını, hafta tatili günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve hafta tatili alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışma ve hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma ve hafta tatili çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafından sunulan işe giriş çıkış kayıtlarına göre, 2011 yılına kadar hafta içi beş gün, bu tarihten sonra Cumartesi dahil haftada altı gün için fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır. Yine 2011 yılına kadar Cumartesi ve Pazar çalışmalarının tamamı, bu tarihten sonra ise pazar çalışmaları hafta tatili adı altında hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Kayıtlarda "00" görünen giriş-çıkış saatleri tanık beyanlarına göre 08:00 ve 21:00 kabul edilmiştir. Ne var ki bu hesap yöntemi dairemizce benimsenen ilkelere uygun düşmemektedir.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki davacı tanıklarından ... ve ...’ ın işverene karşı açtıkları aynı nitelikte davaları olduğu, ... ‘ın hesaplamaya elverişli beyanının bulunmadığı, ...’ in ise davacının eşi olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca emsal nitelikteki 2017/11355 esas sayılı bozma ilamı da gözetildiğinde işe giriş çıkış kayıtlarında "00" olan saatlerin bahsi geçen tanıkların anlatımlarına göre belirlenmesi isabetli olmamıştır. Yalnız kayıtlardaki çalışma saatleri dikkate alınarak, günlük kanuni ara dinlenme süreleri mahsup edildikten sonra, tüm dönem için haftalık bazda ve kırk beş saati aşan çalışmalar yönünden fazla mesai ücreti alacağı hesaplanmalıdır. Davacının yedi günlük zaman dilimi içerisinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenmediği haftalar bakımından, bir gün için hafta tatili ücreti alacağı hesaplanmalıdır. Ayrıca yapılacak hesaplamada davacının raporlu ve izinli olduğu günler dışlanmalıdır. Anılan yönler düşünülmeden yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3- Taraflar arasında davacının hizmet süresi uyuşmazlık konusudur.
    Grup şirketleri veya holdingler bünyesinde yer alan çalışmalar açısından; çalışma hayatında işçinin sigorta kayıtlarında yer alan işverenin dışında gurubun başka şirketlerine hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında birbiri ile bağlantısı olan bu şirketler tarafından sürekli giriş çıkışlarının yapıldığı sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu gibi durumlar için sadece “şirketler arasında organik bağ"" dan söz edilerek işçilik alacaklarının aralarında bağlantı bulunan bu işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilmesi veya birden fazla şirkette geçen çalışmaları için sadece birinin sorumluluğunun yeterli görülmesi de mümkün olmayacaktır. Kaldı ki aynı gruba ait olan şirketlerin aralarında organik bağ bulunması da olağandır. İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak bu gibi durumlarda işçilik alacakları hesabı noktasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, hizmet sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda, davacı dava dilekçesinde davalı işveren yanında 01.10.2004 ‘den 15.12.2011 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını iddia etmiş, davalı ise davacının 11.05.2010 tarihinden itibaren davalı iş yerinde çalıştığını beyan etmiştir. Mahkemece davacının sigorta kayıtlarına göre 11.05.2010 tarihinde davalı şirkette işe başladığı, bu tarih öncesi çalışmalarının davalı şirket ile irtibatının dosya içindeki evraklara göre yapılamadığı gerekçesiyle dosya içindeki belgeler ve davalı vekilinin beyanı ile davacının işe başlama tarihinin 11.05.2010 olduğu, bu çalışmasının da 15.12.2011 tarihinde sona erdiği kabul edilmiştir. Davacıya ait sigortalı hizmet cetvelinin incelemesinde davacının 28.10.2004 – 28.02.2005 tarihleri arası 1029328 sicil numaralı davalı ... Gemi İnşa. San. ve Tic. A.Ş, 01.03.2005-31.05.2006 tarihleri arası ... sicil numaralı ünvanı bilinmeyen iş yeri, 01.06.2006 – 31.12.2006 tarihleri arası ... sicil numaralı davalı ... Gemi İnşa San ve Tic AŞ, 01.01.2007-16.12.2008 tarihleri arası ... sicil numaralı, 17.12.2008 – 17.04.2009 tarihleri arası ... sicil numaralı, 05.05.2009 –02.06.2009 tarihleri arası ... sicil numaralı, 03.06.2009 – 11.12.2009 tarihleri arası ... sicil numaralı, 12.12.2009 – 30.04.2010 tarihleri arası ... sicil numaralı , 11.05.2010 – 31.05.2011 tarihleri arası ... sicil numaralı ünvanları bilinmeyen iş yerlerinde ve 01.06.2011 – 15.12.2011 tarihleri arasında ... sicil numaralı davalı ... Gemi İnşa. San. ve Tic. AŞ. nezdinde çalışmalarının bildirildiği görülmüştür. Dosya içerisinde yer alan devir yazılarına göre davacının 28.10.2004’den beri davalı ... Gemi İnşa. San. ve Ti.c A.Ş’ de çalışırken 01.01.2007 tarihi itibari ile tüm yasal hakları devredilerek grup şirketinden olan ... Gemi Sanayi İnşa. San. ve Tic. A.Ş aynı ücret ve unvan ile çalışmaya devam edeceğinin tebliğ edildiği, 17.12.2008 tarihli devir yazısında ise davacının 28.10.2004 tarihinden itibaren ... Gemi Sanayi İnşa. San. ve Tic. A.Ş nde çalıştığı 17.12.2008 tarihi itibari ile çalışma şartlarında hiçbir değişiklik olmadan tüm yasal hakları devredilerek ... Marine Klavuzluk ve Römorkaj Hizm.İnşaat San. ve Tic AŞ’ne aynı ücret ve unvan ile devredildiğinin tebliğ edildiği görülmüştür. Davacının hizmet döküm cetveli ve devir yazıları içeriğine göre davacının 28.10.2004-31.12.2006 ile 11.05.2010-15.12.2011 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde çalıştığı sabittir ancak unvanları belli olmayan iş verenlerin kim olduğu ve davalı şirket ile aralarında bir ilişki olup olmadığı, aralarında hizmet alımı sözleşmesinin bulunup bulunmadığı gibi hususlar anlaşılamamaktadır. Mahkemenin yapması gereken davacının hizmet döküm cetvelinde ki çalışmalarına ait tüm iş yerlerinin unvanları belirlenerek, bu şirketlere ait ticaret sicil kayıtları, Sosyal Güvenlik Kurumu tescil görüntüleme bilgileri, davacının işe giriş ve işten ayrılış bildirgeleri getirtilerek, davacının çalıştığı bu iş yerlerinin davalı şirketten ihale ile iş alıp almadığı, aralarında asıl alt işveren ilişkisi, işyeri devri veya işçi devri bulunup bulunmadığı davalı şirketten de sorulmak ve ilgili ihale sözleşmeleri, ekleri ve varsa diğer belgeler de dosyaya kazandırılmak sureti ile araştırma yapılarak ve ayrıca devralan şirketler ile davalı şirkete ait tüm ticaret sicil kayıtları getirtilerek, şirketlerin ortaklık ve yönetim yapıları, faaliyet konuları, adresleri incelenerek, diğer deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, davacının işverenleri arasındaki ilişkinin niteliği ile davalı şirket arasında ne tür bir bağın olduğu netleştirilerek birlikte istihdam mı, organik bağ mı olup olmadığı hususu da kesinleştirilmelidir. Gerekirse husumetsiz olan davacı tanığı da yeniden dinlenmek sureti ile davacının davalı yanında geçen hizmet süresi tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmelidir.
    Anılan yönler düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 09.09.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi