19. Hukuk Dairesi 2015/4383 E. , 2016/382 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av...."nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, ..."da iki adet özel hastane işleten müvekkili şirketin davalı şirketten satın aldığı ve bedelini ödediği bilgisayar yazılım programının ayıplı olduğunun ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/258 D.İş dosyasında alınan rapor ile tespit edildiğini ileri sürerek ayıplı yazılım programı sebebiyle uğranılan zararın tazmini için 41.423,97 TL maddi tazminatın fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren uygulanacak reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, güncelleme satın alarak programı güncellediği, ayrıca garanti paketi satın aldığı gözetildiğinde davacının iyiniyetli olmadığını, bu durumun programın ayıpsız olduğuna ve davacı tarafından kullanıldığına işaret ettiğini, alınan tespit raporuna itiraz edildiğini, dava konusu yazılım programının hatalı olmadığını, sorunların hatalı kullanımdan kaynaklandığını, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunulmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen kök ve ek bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasındaki sözleşmede 24 aylık garanti süresi kararlaştırılmış olması dikkate alındığında, garanti süresinin 31/07/2009 tarihinde sona erdiği, garanti süresi dolduktan sonra yazılım programında ortaya çıkan ayıplar için yasada öngörülen süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, ilk ayıp ihbarının yapıldığı tarih dikkate alındığında davacının garanti süresi dolduktan sonra ayıpları derhal satıcıya bildirmediği gibi üründeki ayıbın gizli ayıp olmadığı ve ayrıca büyük ölçüde ayıbın kullanım hatasından kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki bila tarihli sözleşmenin konusunu düzenleyen 3. maddesinde; “... programındaki tüm iş süreçlerinin Müşteriye ve Müşterinin ihtiyaçlarına uyacak şekilde uyarlanması ve teslim edilebilmesi için, Müşterinin ihtiyaçlarının belirlenmesi, mevcut durumunun ve süreçlerinin analiz edilmesi, bu analiz ve çalışmalara uygun olarak uyarlamaların yapılması, raporlama ve evrak gereksinimlerinin belirlenmesi, personelin eğitilmesi ve ... Programını verimli olarak kullanabilir hale getirilmesi, belirlenen sürelerde ... personeli nezaretinde uygulamaya geçilmesi ve nezaret altında uygulamanın gözlenmesi, ... Programının lisans, danışmanlık bedellerinin ve ödeme vadelerinin belirlenmesi, projenin süresinin kalitesinin belirlenmesi, tarafların birbirlerine karşı olan ve bu işi yapmaktan dolayı olacak sorumluluklarının belirlenmesi” denilmiştir. Bu durumda bu maddenin yorumundan taraflar arasındaki iş bu sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi ve yazılım programının uyarlandığı davacının iş yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken sözleşmenin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.