Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12860
Karar No: 2022/4546
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12860 Esas 2022/4546 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/12860 E.  ,  2022/4546 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    İlk DereceMahkemesi: ... Anadolu 18. İş Mahkemesi



    Dava, 5434 sayılı Yasa kapsamında geçen fiili hizmet zammı süresi dikkate alınarak, yaşlılık aylığı tahsisi ve aylıkların yasal faizleri ile davalı kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dilekçesinde özetle; emekli sandığına tabi olarak geçen hizmetlerine ilişkin fiili hizmet zammı süresinin 1 yıl 6 ay 15 gün olduğu, 5434 sayılı kanuna göre bu sürenin hem hizmet başlangıcından hem emeklilik yaşından indirilmesi gerektiğini, davalı kuruma yapılan 13.04.2015 tarihli aylık başvurusunun 48 yaş tamamlanmamış olması gerekçesi ile ret edildiğini, davalı kurum işleminin usul ve yasaya aykırı olduğunu 01.05.2015 tarihinden itibaren aylık bağlanarak, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere davacıya eksik bağlanan şimdilik 12.650 TL asıl alacak ve dava tarihine kadar işlemiş 3.565 TL faizi ile ödenmesini dava ve talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili, özetle: davanın yasal süresi geçtikten sonra açıldığını belirterek zaman aşımı itirazında bulunmuş, davalı kurum işleminin yasalara uygun olduğunu, fiili hizmet zammı süresinin yaş haddinden indirilemeyeceğini davacı hakkında gereken ve yasal indirim yapıldığını başkaca bir uygulama yapma olanağının bulunmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk derece mahkemesi, 15.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda: "5510 sayılı kanunun geçiş hükümlerini içeren geçici 7 inci maddesinin ilk fıkrasına göre “GEÇİCİ MADDE 7-(Değişik: 5754/68 md) Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı, 2.9.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir.” 5510 sayılı kanunun yürürlük tarihinden önce emekli sandığı iştirakçiliği başlamış olanlara uygulanan fiili hizmet süresi zammının 5434 sayılı kanun hükümlerine göre değerlendirileceği, yine 5434 sayılı kanuna 4759 sayılı kanunun 5 inci maddesi ile eklenen geçici 205 inci maddesinin son fıkrasına göre “(Değişik: 23/5/2002-4759/5 md.) 32 inci madde gereğince fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların bu maddede belirtilen yaş hadlerinden, hizmetlerine eklenen fiilî hizmet süresi zammı kadar indirim yapılır.” 32 inci maddesine göre fiili hizmet sürelerine zam yapılan iştirakçilerin bu maddede belirtilen yaş hadlerinden hizmetlerine eklenen fiili hizmet süresi zammı kadar indirim yapılacağı hükmü bulunduğu, anlaşılmaktadır.
    Davacının 67.244.088 emekli sandığı sicil numarası ile 01.11.1985-14.11.1995 tarihleri arasında 4/1-c kapsamında 10 yıl 14 günlük hizmeti bulunduğu, bu hizmete ilişkin fiili hizmet süresi zammının 1 yıl 6 ay 15 gün olduğu hususunda taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Davacının 08.09.1999 tarihinden önce sandık hizmeti başladığı gözetildiğinde fiili hizmet süresi zammının tamamının dikkate alınması gerektiği izahtan uzaktır. Geçici 205 inci maddeye göre; davacının emekli sandığı hizmetinin başladığı 01.11.1985 tarihinden 1 yıl 6 ay 15 gün fiili hizmet süresi zammı indirildikten sonra davacının hizmet başlangıcının 15.04.1984 tarihine çekileceği anlaşılmaktadır.
    Davacının 16.06.1997 tarihinden bu yana 4/1-a statüsünde prim ödemesinin bulunduğu görülmektedir.
    Buna göre davacının 4/1-a statüsünden emekli aylığı bağlanabilmesi için 4759 sayılı kanunun 3-B/e maddesine göre;25 yıllık sigortalılık süresi, 48 yaş, 5225 gün, şartlarının birlikte yerine gelmesi gerekmektedir. Davacı 20.10.1967 doğumludur, 48 yaşını 20.10.2015 tarihinde tamamlamaktadır.
    Fiili hizmet süresi zammı olan 1 yıl 6 ay 15 günün 20.10.2015 tarihinden düşülmesi ile davacının emekliliğe hak kazandığı tarihin 05.04.2014 tarihine isabet edebileceği değerlendirilmektedir.
    Gelinen yer itibarıyla davacının 13.04.2015 tarihli başvurusu sırasında 4/1-a statüsünden aylık bağlanması için gereken şartları yerine getirdiği düşünülmektedir.
    Davacıya 210/6480935 tahsis numarası ile 01.11.2015 tarihinden itibaren %4 ek ödeme dâhil 1.941,54 TL aylık bağlanmıştır. 2015/Temmuz ayı emekli aylığı artış oranı 1,0476 olarak gerçekleşmiştir.
    Temmuz/2015 ayı artışı dışlandığında davacının 01.05.2015 tarihine göre aylığı 1.941,54/1,0476=1.853,32 TL’ ye baliğ olmaktadır.
    Buna göre davacının 01.05.2015 ile 30.10.2015 tarihleri arasında ödenemeyen aylıkları ile ödenmesi gereken tarih ile dava tarihi olan 20.10.2018 günü arasındaki süre için yasal faiz tutarlarının 16.247,22 TL olduğu,
    Davacının 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi geçen hizmetleri için uygulanması gereken fiili hizmet süresi zammının, davacının emeklilik şartları arasında bulunan sigortalılık süresinin hesabında ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihten, yaş hesabında ise yaş koşulunun yerine geldiği tarihten geriye götürülerek emeklilik hakkını kazandığı tarihin belirlenmesinin mümkün olduğu,
    Buna göre davacının ilk tahsis başvurusu olan 13.04.2015 tarihi itibarıyla 4/1-a statüsünden aylık bağlanmasının yerinde olacağı, 01.05.2015 ile 20.10.2015 tarihleri arasında ödenmesi gereken aylık toplamının 12.584,79 TL, faiz tutarının 3.662,43 TL olmak üzere toplam 16.247,22 TL alacağının bulunduğu, davadaki istemin 12.650 TL asıl aylık ve 3.565 TL faiz olmak üzere toplam 16.125 TL olduğu," görüş ve kanaati belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile karar vermeye elverişli dosya içeriğine uygun bilirkişi raporu nazara alınarak davacının davasında haklı olduğu, başvuru ön şartının yerine getirildiği, davacının ilk tahsis başvurusu olan 13.04.2015 tarihi itibarıyla 4/1-a statüsünden aylık bağlanması gerektiğinin tespiti ve 12.584,79 TL aylık tutarı ile 3.540,21 TL faiz olmak üzere taleple bağlı kalınarak 16.125 TL ödenmesi gereken aylık toplamının davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar vermiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi, Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Davacının 01.11.1985-14.11.1995 tarihleri arası 4/C hizmeti, 1 yıl 6 ay 15 gün fiili hizmet zammının bulunduğu, 16.06.1997 tarihinden itibaren 5934 gün 4/a sigortalığı bulunduğu, davacının 13.04.2015 tarihli tahsis talebinin 48 yaş şartını doldurmadığı gerekçesi ile reddedildiği, fiili hizmet zammı başlangıç tarihinden geriye götürüldüğünde davacının emeklilik koşullarının 25 yıl sigortalılık süresi 48 yaş, 5225 gün olduğu, 20.10.1967 doğumlu olan davacının 48 yaşını 20.10.2015 tarihinde tamamladığı, fiili hizmet zammı yaştan indirildiğinde davacının tahsis talebini talep eden aybaşından itibaren emeklilik hakkını kazandığı, davacıya 12.650 TL aylık ve 3.565.00 TL faiz olmak üzere 16.125,00 TL ödemesi gerektiği, mahkeme kararının yerinde olduğu kanaati ile, davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin reddine dair karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı kurum vekili, Kurum işlemlerine herhangi bir hatanın mevcut olmadığını aslen davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Eldeki davada, davacı, 5434 sayılı Yasa kapsamında hak kazandığı fiili hizmet süresi zammının tamamının tahsis şartlarında dikkate alınması ile tahsis yapılırken sigortalılık başlangıç tarihinden geriye çekilmesi ve bulunacak sigortalılık süresine göre tabi olunması gereken yaş haddinden de düşülerek, kendisine yaşlılık aylığı bağlanmasını ve aylıkların faiziyle kurumdan tahsilini talep etmiştir.
    Uyuşmazlık, 5434 sayılı Yasanın 32. vd. maddeleri hükümlerince hak kazanılan fiili hizmet zammının hizmet birleştirilmesi ve tahsis aşamasında nasıl dikkate alınması gerektiği ile bu sürenin 2829 sayılı Yasanın 8. Maddesi gereğince uygulanması gereken 506 Sayılı Yasa kapsamındaki tahsis işlemlerinde sigortalılık başlangıç tarihinden geriye gidilmek suretiyle sigortalılık süresine eklenip eklenmeyeceği ve bu süre üzerinden belirlenecek yaş haddinden de düşülüp düşülemeyeceği hususundadır.
    Uyuşmazlığın çözümü bakımından, öncelikle davacının hak kazandığı fiili hizmet zammı kavramı, niteliği ve 5434 sayılı Yasadaki itibari hizmete ilişkin hükümlerin varlığı ile 506 sayılı Yasa kapsamında yer alan itibari hizmet süresi kavramları ile birlikte yaşlılık aylığı tahsis koşulları üzerinde durulmalıdır.
    5434 sayılı Yasanın 10. Kısmında (31. ila 34. maddeleri arasında) fiili hizmet müddeti, 11. Kısmında (35 ila 38. Maddelerinde) ise itibari hizmet süresi düzenlenmiştir.
    5434 sayılı yasanın 31. Maddesinde “Fiili hizmet müddeti; iştirakçinin 30 uncu madde gereğince bu kanunla tanınan haklardan faydalanmaya başladığı tarihten itibaren tam kesenek vermek suretiyle geçirdiği müddet” olarak tanımlanmış, 32. Maddesinde; İştirakçilerin, 5434 sayılı yasa kapsamında kesenek ödenen her yılı için görevlerine göre eklenecek fiili hizmet zamları belirlenmiş ve 32’nci maddede gösterilen vazifelere yılbaşından sonra girenlerin fiili hizmet müddet zamlarının, girdikleri ay hariç olmak üzere, o yılın geri kalan ayları için ve yılsonundan önce ayrılanların fiili hizmet müddeti zamlarının, ayrıldıkları ay da dâhil olmak üzere, yılın geçmiş ayları için hesaplanacağı belirtilmiş, ayrıca fiili hizmet müddeti zamlarının, emeklilik işlemlerinde fiili hizmet sayılacağı fakat toplamının 8 yılı geçemeyeceği belirtilmiş olsa da, Lokomotif makinist ve ateşçilerin bu süreden istisna olduğu, son olarak 34. Maddesinde ise, fiili hizmet sürelerinin her yıl ilgili kurumlarınca, yılsonlarından itibaren 3 ay içinde Sandığa göndermeye ilişkin zorunluluk düzenlenmiştir.
    Eklemek gerekirse; 5434 Sayılı Yasanın geçici 205. Maddesinde de, 32’inci madde gereğince fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların bu maddede belirtilen yaş hadlerinden, hizmetlerine eklenen fiilî hizmet süresi zammı kadar indirim yapılır. Hükmü yer almaktadır.
    5434 sayılı Yasada düzenlenen “itibari hizmet” süresi ise, 35.maddede “Bu kanun gereğince bağlanacak aylıklar ve yapılacak kesenek iadesi ve toptan ödemelerin hesabında fiili hizmet müddetlerine eklenen süredir” şeklinde tanımlanmış, 36. maddede; iştirakçilerin, görevlerine göre fiili hizmet sürelerinin her yıl için fıkralarında gösterilen itibari hizmet süreleri ekleneceği belirtilmiş ve açıkça (zamlar hariç) tutulmuş olup, toplamlarının 3 aydan az ve toplamı 5 yıldan fazla olamayacağı belirtilmiştir.
    506 sayılı Yasanın ek 5.maddesinde de “itibari hizmet süresi” kavramına yer verilmiş olup, bu maddede ise, “506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, kanunda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.” hükmü ile öncelikle; 18.02.2000 tarihli 1997/1 Esas ve 2000/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre, salt sigortalılık süresine eklenmesi gereken süre olarak tanımlanmıştır.
    506 sayılı yasanın Ek 39'uncu maddesinde de "Bu Kanunun Ek 5 ve Ek 6’ncı maddeleri gereğince sigortalılık süresine ilave edilen gün sayıları, beş yıldan çok olmamak üzere bu Kanun'un 60. ve Geçici 81'inci maddelerinde belirtilen yaş hadlerinden indirilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Konu, son olarak 5510 sayılı yasa ile düzenlenmiş ve 01.10.2008 günü itibarıyla aynı tarihte yürürlüğe giren “Fiili hizmet süresi zammı” başlıklı 40. maddesinde, belirtilen iş yerlerinde ve işlerde çalışan sigortalıların prim ödeme gün sayılarına, bu iş yerlerinde ve işlerde geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için karşılarında gösterilen gün sayılarının, fiili hizmet süresi zammı olarak ekleneceği, çalışmanın fiili hizmet süresi zammı kapsamında değerlendirilebilmesi için, tablonun (13) ve (14) numaralı sıralarında belirtilen sigortalılar hariç, sigortalının kapsamdaki iş yerleri ile birlikte işlerde fiilen çalışması ve söz konusu işlerin risklerine maruz kalmasının şart olduğu açıklanmıştır.
    5510 sayılı Yasanın “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri” başlıklı geçici 1. Maddesinde yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla mülga 2926 sayılı tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edilir.” hükmü nedeniyle, tahsis koşulları bakımından davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 60 ve geçici 81’inci maddelerinde yaşlılık aylığından yararlanmak için; kural olarak maddede belirlenen yaşa ulaşmış olmak, belirli bir süre prim ödemek, işten ayrılmak ve talepte bulunmak koşulları öngörülmüştür. Ne var ki, Anayasa Mahkemesi 2019/104 Esas, 2021/13 Karar ve 14.01.2021 tarihli kararı ile “17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’nın mülga 62. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “....çalıştığı işten ayrıldıktan sonra...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline” karar vermiş ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesinden de anlaşılacağı üzere işten ayrılma koşulunu özünde Anayasaya aykırı kabul etmiştir.
    2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un 4’üncü maddesindeki; “kurumlara tabi çeşitli işlerde çalışmış olanların hizmet süreleri, aynı tarihlere rastlamamak kaydıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında birleştirilir.” hükmü uyarınca çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri de yaşlılık aylığı bağlanmasına esas olmak üzere birleştirilmekte ve sigortalının yaşlılık aylığı bağlanması için tabi olduğu yaş, prim gün sayısı ve sigortalılık süresi tespit edilmektedir.
    Yukarıda sayılan düzenlemeler birlikte irdelendiğinde; mahkemece, 2829 sayılı Yasa kapsamında hizmetleri birleştirilen ve 506 sayılı Yasa kapsamında tahsis koşulları uyuşmazlık konusu olan, davacının 5434 sayılı Yasanın 32. vd. maddeleri hükümlerince hak kazandığı “fiili hizmet zammının” tahsis koşullarından olan yaş haddinden indirilmesine ilişkin kabul, 506 sayılı Yasanın Ek 39'uncu maddesi karşısında yerinde ise de, 5434 sayılı Yasada yer alan “fiili hizmet zammının”, iştirakçilerin görev yaptıkları süreler boyunca ve tam kesenek vermek suretiyle geçirdiği sürelere ilişkin olarak yapılan ek bir zam niteliğinde olduğu ve fiili hizmet süresine eklenmesi gerektiği, buna göre eklenen bu hizmetin, iştirakçilerin fiili hizmet süresini, emeklilik ikramiye miktarını ve emekli aylığı bağlama oranını artırdığı ve yaş haddinden de 8 yıla kadar indirim sağladığı, 5434 sayılı yasanın 11. Kısmında 35 vd. maddelerinde ayrıca düzenlenmiş olan “itibari hizmet” sürelerinin de, istekle emekliye ayrılmak için gerekli olan, kadınlarda 20, erkeklerde 25 hizmet yılının hesabı ve emekli ikramiyesinin hesaplanmasında bu sürenin dikkate alınmayacağı, ancak keseneklerin iadesinde, toptan ödeme yapılmasında ödenecek paranın ve aylık bağlanmasına hak kazanılması halinde bağlanacak aylığın oranının artmasına etki ettiği dikkate alınarak, 5434 sayılı Yasanın 32.vd. maddelerinde düzenlenmiş “fiili hizmet zammının”, 506 sayılı yasadaki ve içtihadı birleştirme kararı gereğince sadece sigortalılık süresine eklenmesi gereken “itibari hizmet” süresinden farklı bir kavram olduğu açıkça anlaşılmakta olduğundan, bu sürenin 506 Sayılı Yasa kapsamında tahsise esas sigortalılığın başlangıç tarihinden geriye çekilmesi mümkün değildir. Başka bir deyişle, 5434 sayılı Yasa kapsamında hak kazanılan “fiili hizmet zammının” kişilerin fiili hizmetine eklenmesi gerektiği söylenebilir ise de, birleşen hizmetler sonrasında, 506 sayılı Yasanın 60. Ve geçici 81. Maddesindeki yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin koşullar bakımından uygulama yapılırken, sigortalılık süresi yönünden, kişinin sigortalılık başlangıç tarihiden geriye doğru ekleme yapılması ile sigortalılık başlangıç tarihinin geriye çekilmesi suretiyle, ek bir sigortalılık süresine veya başkaca bir uygulama yapılmasına imkân vermediği hususu dikkate alınmalı ve buna göre tahsis koşulları yeniden irdelenmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi