Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/23455
Karar No: 2019/15635
Karar Tarihi: 09.09.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/23455 Esas 2019/15635 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/23455 E.  ,  2019/15635 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar Cevaplarının Özeti:
    Davalı ... vekili; davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının davalı ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şirketi"nde herhangi bir çalışmasının bulunmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine; davalı kurum yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı ... Bakanlığının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davalı ... tarafından davanın ihbarı talep edilen şirketler adına ihbar dilekçelerinin tebliğe çıkartıldığı, tebligat evraklarında muhatap olarak “ihbar olunan” olarak gösterilmeleri gerekirken “davalı” olarak gösterildikleri anlaşılmaktadır. Davanın ihbarı talep edilen şirketlerin UYAP kayıtlarının ihbar olunan olarak yapılması gerekirken davalı olarak yapılması ve gerekçeli karar başlığında da davalı olarak gösterilmeleri hatalı olup bozma nedenidir.
    3-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağının bulunup bulunmadığı ve hesabı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
    Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
    Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
    Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 6 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 90 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Davacının 6 yıl boyunca yıllık ücretli izin kullanmadan çalışması ise hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asil çağrılarak çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı konusundaki beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir.
    Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yıllık ücretli izin alacağının net tutarına, davacının fesih tarihindeki günlük brüt ücreti üzerinden hesaplanacak miktardan damga ve gelir vergilerinin mahsubu ile ulaşılması gerekirken, davacının çıplak net ücreti üzerinden hesaplama yapılması hatalı olmuştur.
    4-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Somut olayda; Mahkemece tanık anlatımlarına göre davacının kaloriferlerin yakıldığı Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında ... ile birlikte vardiyalı olarak 24 saat çalışma 24 saat dinlenme şeklinde çalışarak günde 3 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Ancak beyanlarına başvurulan tanık anlatımlarında üç kişi ile çalışılan dönemlerin olduğu da belirtilmesine karşın bu husus yeterince netleştirilmeden ve tanık anlatımlarındaki çelişkiler de giderilmeden davacının tüm çalışma döneminde iki kişi arasında vardiyalı çalışma esasına göre çalıştığının kabul edilmesi isabetsizdir.
    5-Davacı ve davalı arasındaki diğer uyuşmazlık fazla çalışma ücret alacağına uygulanan takdiri indirim oranı konusundadır.
    Fazla çalışma ücretlerinin uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca takdiri indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır.
    Somut uyuşmazlıkta; tanık anlatımlarına dayalı olarak hesaplanan fazla çalışma ücret alacağına takdiren %20 oranında indirim uygulanarak bu alacak hüküm altına alınmıştır.
    Tanık beyanları ile ispatlanan fazla çalışma ücret alacağına takdiri indirim uygulanması yerinde ise de, davacının davalı Bakanlık bünyesindeki çalışma süresi ve hesaplanan alacak miktarı nazara alındığında mahkemece %20 oranında yapılan indirim yetersiz olmuştur. Daha uygun oranda takdiri indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    6-Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık, ıslaha karşı ile sürülen zamanaşımı savunması nedeniyle zamanaşımına uğrayan fazla çalışma ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
    Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre,kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def"inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def"ine davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı def"i geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def"inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01/10/2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı def"ine davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def"i dikkate alınmaz.
    Somut uyuşmazlıkta, davacının bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar doğrultusunda 21.07.2015 havale tarihli dilekçe ile ıslah talebinde bulunduğu, ıslah harcını ise 12.10.2015 tarihinde yatırdığı, ıslah dilekçesinin davalı Bakanlık vekiline 10.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 11.08.2015 tarihinde ise ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davalı yanca ıslah dilekçesinin tebellüğ tarihinden itibaren süresinde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def"inin değerlendirilmediği görülmekle; mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı savunması değerlendirilerek karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
    7-Diğer taraftan; hükmedilen alacakların brüt veya net olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesi, infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
    8-Son olarak, hükmün (7) numaralı bendinde, harçtan muaf olan Bakanlığın harçtan sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 09.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi