Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2639
Karar No: 2019/5021
Karar Tarihi: 27.05.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2639 Esas 2019/5021 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/2639 E.  ,  2019/5021 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; DSİ Genel Müdürlüğüne bağlı Teknik Araştırma ve Kalite Kontrol Dairesi Başkanlığının, elektrik aboneliği nedeniyle düzenlenen fatura bedellerini ödediğini; geriye doğru 10 yıllık yapılan incelemede (elektriksel ölçümler sonucunda) fatura edilen elektrik tüketim miktarının, olması gereken gerçek tüketim miktarından 10 kat fazla olduğunun anlaşıldığını; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin "Hatalı bildirimde bulunulması" başlıklı 23.maddesine göre, "hatalı sayaç okumasının hatalı bildirim kabul edildiğini ve fazla ödenen bedelin 3 gün içinde iadesinin veya bir sonraki fatura da mahsup edilmesi gerektiğini" bu hükme göre herhangi bir ödemede bulunulmadığından; toplam 7.161.488 TL"nin her bir fatura ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, haksız ve yersiz açılan davanın reddini istemiştir.
    Davalı tarafın, 23.02.2007 tarihli yazısında ise; kurumca 23 adet faturada 9/10 fazla hesap yapıldığı kabul edilerek, 5.822.899,19 TL alacağın iadesine karar verildiğini, bunun 1.454.112,66 TL"sinin davacının elektrik borcu için mahsup edildiğini, bakiyesi (4.368.786,83 TL"nin) önce Erzincan 1.İcra Müdürlüğünün dosyasına aktarıldığını, sonra İcra Dairesinin, parayı, mahkeme kararına dayalı olarak geri iade etmesi üzerine; 01.04.2010 tarihinde bu paranın DSİ hesabına aktarıldığı belirtilmiştir.
    Mahkemece; "bilirkişi raporu esas alınarak, davanın kısmen kabulü ile, 6.326.313,32 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
    Anılan karar Dairemizin 2013/16357 Esas - ... Karar sayılı ve 24/12/2013 tarihli kararı ile ; “ ……Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak, dava konusu elektrik borcuyla ilgili davalı şirketten gelen yazıda; tahsil edilen paranın bir kısmının iadesinin kabul edilerek, 5.822,899,19 TL alacağın iadesine karar verildiğini; bunun 1.454.112,66 TL"sinin davacının elektrik borcu için mahsup edildiği, bakiyesi (4.368.786,53 TL)"nin ise, DSİ hesabına gönderildiği ifade edilmiş bulunmaktadır.
    Mahkemece, yargılama sırasında davalı tarafın (mahsuplaşma veya ödeme yoluyla) borcu söndüren bir eyleminin bulunup bulunmadığı araştırıldıktan ve ödemenin varlığı belirlendikten sonra, sonucuna göre; davalı tarafça ödenen miktarın davacının toplam alacağından mahsubunun gerekip gerekmeyeceği hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir …" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuştur.
    Serbest muhasebeci mali müşavir , elektrik mühendisi , hukukçu tarafından hazırlanan 02/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda mahsubun tediye aşamasında incelenmesinin gerektiği belirtilmiş , rapora taraflar itiraz etmiş , itiraz üzerine başka bir bilirkişi kurulu ( hukukçu, mali müşavir , elektrik mühendisi ) tarafından düzenlenen 22/11/2017 tarihli raporda asıl alacak borcunun 850.769.26.- TL olduğu belirtilmiş , davacı yan bu rapora da itiraz etmiş, mahkemece ikinci rapora göre hüküm oluşturulmuştur.
    Mahkemece, 4.368.786,53 TL"lik dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 850.769,26 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
    HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Somut olayda, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin sonraki rapor benimsenerek hüküm oluşturulması isabetli değildir. Davalı vekilinin, bilirkişi raporuna itiraz ettiği 21/02/2017 tarihli dilekçesinde davacının 23/02/2007 tarihi itibari ile bakiye alacağının 1.706.007.68.- TL olduğunu belirttiği beyanının da incelenmesi gerekmektedir.
    Mahkemece önceki bilirkişiler dışında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan çelişkileri gideren, tarafların rapora itirazlarını karşılayan, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken itiraza uğramış, çelişkili bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi