3. Hukuk Dairesi 2017/8312 E. , 2019/5039 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ,şirketleri ile davalı arasında teknik personel çalıştırma ve sürücülü araç kiralama işi nedeniyle işe başlandığını, şirketlerinin 2014 yılı için de aynı işin ihalesini üstlendiğini, davalı tarafça kendilerinden 2013 yılındaki iş nedeniyle çalışan işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediği gerekçesiyle 24.149,15 TL"nin iadesinin istenildiğini, aynı şekilde harcırah başlığı altında ödenen 3.571,33 TL"nin de 03.07.2014 tarih ve 38237 sayılı yazıya istinaden iadesinin istenildiğini, kendilerinin ise iadenin hukuka aykırı olması nedeniyle kesintinin yapılmamasını istediklerini, davalının ise kesintinin iadesinin mümkün olmadığını bildirdiğini,davalının şirketlerinin hak edişlerinden toplam 27.720,00 TL kesinti yaptığını, davalının işleri yapılmış ve teslim edilmiş geçmişe dönük ihaleler nedeniyle kesinti yapma hak ve yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 27.720,00 TL"nin kesinti tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle (temerrüt) birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taraflar arasında teknik personel çalıştırılması ve sürücülü araç kiralanması işi için sözleşme akdedildiğini, davacı tarafın geçmişe dönük ihaleler kapsamında kesinti yapmasının söz konusu olmadığını, idari şartnamenin 25.maddesi gereği işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarının teklif fiyata dahil olduğunun hüküm altına alındığını, bu nedenle bahse konu kesintinin iadesinin talep edilemeyeceğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 27.720,00 TL hakediş alacağının 08.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair faiz isteğinin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava;taraflar arasında akdedilen ""teknik personel çalıştırma ve sürücülü araç kiralama işi"" ne ait hakedişlerden yapılan kesintiden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
HMK"nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca hâkim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.
HMK.nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda;mahkemece,taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü noktasında alanında uzman olmayan SMMM bilirkişiden 08.02.2016 tarihli rapor alınmış,bu raporda davalı tarafından davacı şirketin hakedişlerinden kesilen tutarlarla ilgili sorumluluğun taraflar arasında yapılan sözleşmeler gereği davacı şirketin sorumlu olduğunun belirtildiği,mahkemece ise,söz konusu rapor hükme esas alınmadan ve rapora itirazlar karşılanmadan raporun aksi şekilde "" somut olayda işçilerin iş akitlerinin son bulmaması nedeniyle bu alacağın muaccel alacak olmadığı, bu durumda bu alacaklar yönünden hak edişten kesinti yapılmasının hukuka uygun olmadığı "" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki,eldeki davanın çözümü noktasında taraflar arasında alanında uzman bilirkişi heyetince akdedilen 28.02.2013 tarihli sözleşme,teknik ve idari şartnamelerin incelenmesi suretiyle davacının davaya konu ettiği hakedişlerinden yapılan kesintileri davalıdan talep edip edemeyeceğinin belirlenmesi gerektiği açıktır.
Bu itibarla mahkemece, içinde ihale alanında uzman hukukçu bilirkişiler ile 1 SMMM bilirkişinin de bulunacağı 3"lü bilirkişi heyetinden taraflar arasında akdedilen sözleşme,idari ve teknik şartnameleri irdeler nitelikte, tarafların aşamalarda ileri sürdükleri tüm itirazları da karşılar Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.